- 162 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
UMUDA, MUTLULUĞA DAİR
UMUDA, MUTLULUĞA DAİR…
Takvim yaprakları koparken bir bir, nice badirelere şahitlik ediyoruz. Bazen güzel, bazen heyecanlı bazen de hüsran ve elem dolu oluyor yaşadıklarımız. Beklemediğimiz bir köşeden alıyoruz en ağır, en sert darbeleri. Kırılıyoruz, yıkılıyoruz. Hayat, bir anlık yaşantıdan ibaretmiş gibi havlu atıyoruz tüm yaşanmışlıklara. Ve isyan ediyoruz işimize gelmeyen her ne varsa hayatımızda.
Hayat, her yönüyle tank gibi ezip geçerken üstümüzden umudu dair en ufak kırıntıları bile süpürüp atıyoruz. Bir daha geri evimize sokmamacasına… Biliyorum, hayat bize hiçbir zaman pembe panjurlu, bahçeli ve bahçesinde çiçekleri olan, bacasından duman çıkan o güzel evin içindekilerin mutluluğunu yaşatmadı. Ama bu demek değil ki, bizler hiçbir zaman mutlu olamayacağız. Tam tersine mutluluk küçük ayrıntılarda saklıdır, bakmasını bilene. Mutlu olmak isteyin yeter ki, bir yerlerden bir yerlerden bir kırıntısı mutlaka çıkacaktır. Çünkü mutlu olmamak için bir sebebiniz yok bu hayatta. Herkese var da size mi yok. Hayır efendim! Yok böyle bir dünya. Her insanın, bir mutluluk kaynağı vardır hayatında.
Yeter ki mutlu olmasını bilin bu hayatta. Yeter ki, umut ekin çorak vadilerinize. Değiştirin kabuklarınızı, kırın artık zincirlerinizi. Günler, aylar, yıllar geçiyor bir bir. Öyleyse neden hala karalar bağlıyoruz? Size para mı verdiler bunun için. Bırakın parayı, kimse günahını vermez bu hayatta. Size sizden başka da yardım elini uzatan olmaz. Uzatanların muhakkak bir çıkarı vardır. Ama kısa ama uzun vadede belli ederler amaçlarını. Size bir ilaç lazım şimdi, o ilaç da şifası da yine sizsiniz. O yüzden başkalarına bel bağlamayın çok fazla. Kendi yaşam enerjiniz kadar meydan okuyun dünyaya. Ne olursa olsun yelkenlerinizi indirmeyin.
Fırtınalara, boranlara, tayfunlara aldırmayın, yürüyün aydınlık yarınlara. Karanlık günlere inat, güneşi bekleyin. Sanmayın kara kış hep hüküm sürecek. Yok öyle bir dünya. Elbet yine güneş açacak ufuklarda, alnımızdan şıpı şıpır terler akacak ve içimize bir umut kaplayacak. Bu yaşamdır işte. Sıkı sıkı sarılın ona. Kimselere takılıp kalmayın, kim ne der diye endişe etmeyin. Herkes bir şeyler mırıldanır ama çoğu boş mırıldanır. Üzerinize gelen her söze aldanmayın. Kimisi hoş söyler, kimisi boş söyler. O yüzden burada da seçici olun. Çıkan rüzgarlarda savrulmamak için yaşamı, yaşamayı, umudu seçin. Ve her şeyden önemlisi bunu hayatınızda uygulayın. O umut var ya işte: O olduğu sürece; topla, tüfekle gelseler de yıkamazlar sizi.
İzin vermeyin de zaten yıkmalarına. Her zaman her koşulda ayakta kalın. Ölseniz de ayakta ölün. Kimseye minnet etmeden, nokta kadar menfaat için eğilip bükülmeden bir elif gibi dimdik durun. Güzel şeyler düşünün. Güzel şeyler hayal edin. Nasıl bakarsanız hayata, aynı karşılığı verecektir size. Siz umut dolu bakın, yüreğinizden eksik olmasın sevginiz. Varsa bu ikisi hazırsınız dünyaya meydan okumaya. Öyleyse doldurun umut tüplerini, yükleyin dünyayı kurtaracak sevgiyi. Kalkın ayağa ve başlayın mücadeleye. Hırçın rüzgarlara, sinsi düşmanlara ve alabora olmuş gemilerinize aldanmayın. Kimse sizin ne yaşadığınızı görmeyecek, bilmeyecek. Ama gemilerinizi limana getirip getirmediğinize bakacak. Onun için şimdi yola revan olma zamanı. Haydi yelkenler fora!
NECATİ DİLEK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.