- 255 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
ELİTLER VE SEÇKİNCİLERİMİZ Çağdaş Aristokratlar, Bizim Asillerimiz
Çağdaş Aristokratlar, Bizim Asillerimiz
e
ELİTLER VE SEÇKİNCİLERİMİZ
Çağdaş Aristokratlar, Bizim Asillerimiz
İslam Ülkelerinde tipik darbeci ruhu yaşamaktadır. Bu ruh kendi halkına yabancı, kendi halkına düşman bir yönetici elit oluşmuş, bu elit halkı her zaman horlamış, hakir görmüş, aşağılamış, itmiş, tu kaka etmiştir.
Bu elit kesim nasıl oluşmuş, hangi etmenler buna katkı sağlamış, hangi Saikler bu oluşumda rol almıştır? Kendini halkın hizmetinde gören bir anlayıştan buralara nasıl gelinmiştir?
Efendimiz as.’ın "Seyyid ‘ül kavmi hadimuhum: Kavmin efendisi hizmetçisidir". Bu elit yönetici ve seçkinciler toplumun hizmetçisi olmak yerine, onun kralı, zorbası ve feodal beyi olmayı tercih etmiştir.
Bu zorba entel, aydın ve elit seçkinci yönetici tabaka toplumu sınıflara ayırmış, en üstte kendileri asilleri, diğer bir deyimle Türkiye’de Beyaz Türkleri oluşturmuş, bu üst tabaka kendilerinden sonra sırasıyla zenginler, alt bürokrasi ve en son tabaka olan köle serf sınıfını tayin etmiş, halk çoğunluğunu bu aşağı sınıfa itelemiştir.
Bir yandan" köylü milletin efendisidir " derken diğer yandan "Doğrusunu söylemek gerekirse;bu millet sizin düşmanınızdır"diyerek gerçek yüzünü ortaya çıkarmıştır. Daha bariz bir örnekle yüksek sosyete denen bu seçkinci tabaka "Halk plajları istila etti, vatandaş denize giremiyor" diye çirkin yüzünü ortaya çıkarmıştır.
Kim bu elit tabaka, kim bu seçkinci sınıf? Nereden geldi yahut nasıl oluştu? Bu yazıda bunları irdeleyeceğiz. Bu sınıf Amerika’da "buraya zenciler ve köpekler giremez" yazıyordu, zencilerle aynı arabaya binmek istemiyordu, onlarla aynı mekânda ve eşit olmayı asla içine sindiremiyordu. Zencileri daima köle olarak görmek istiyor, onlara ayaklarını yıkatmak, onların kızlarını kirletmek, istediği zaman ve yerde onları kırbaçlamaktan sadistçe zevk almayı adet haline, hatta hatta bir yaşama biçimi haline getirmişti.
Kilisede bile onlarla aynı sırada oturmayı nefislerine yediremediler. Bu zavallı insanla hayvan arası gördükleri yaratıkların haklarını elde etmeleri karşısında KLU KLAN örgütlerini kurarak vahşi saldırılarla bu kitleyi sindirmeyi ve ezmeyi adet edinmişlerdi
Bizde durum farklı mıydı? Hayır. Bizde de "Buraya örtülüler giremez "deyip ilk, orta ve yüksek eğitimi, devlet kadrolarını bir sınıf insana kapatan zavallılar aynı zihniyetin ürünü olduklarını, inançlı insanları zencileştirdiklerini bilmiyorlar mıydı sanırsınız?
Dahası ülkede bir kesimi Kürt yahut Çingene diye aşağılamayı adet edinmemiş miydi aynı kesim. Dahası olayı genelleştirirsek hakkın oyunu onunla alay ederek, bir elinde Kuran ve bir elinde fötr şapkayla aldıktan sonra Ankara’nın labirentlerinde içki, kadın ve kumarla zevk sefa yapa aynı kesim değil miydi?
Kâh gazinolarda, kâh barlarda, kâh pavyonlarda vakit geçiren bu zavallı elit yalnızca seçim zamanlarında halkın arasına iniyor, camilerde riyakârane abdestsiz namazlar kılıyor yahut ta "benim babam da hacıydı, annem de örtülüydü" diyerek halktan biri olduğu imajını yayıyor, halkın reyini aldıktan sonra onu bir daha tanımıyordu. Hatta kendine özel statü tanıyor, VİP hizmet servislerle krallar gibi yaşıyor, halka tepeden bakıyor, halkı aşağılıyor, hor ve hakir görüyordu.
Bu seçkinci grubun siyasi olmayan bir kesimi de (Bunlar asker ve sivil bürokrasi) var ki bunlar siyasilerden farklı olarak hiçbir zaman popülist olma gereği duymuyor, camiye cenazesi dışında uğramıyor, halkın inançlarıyla alay ediyor, halkı aşağılamanın bir yolunu buluyordu. Asker eline düşen eratı köle gibi kullanıyor, hatta eğitim zayiatı adı altında canını hiçe sayıyor, sivil olan ise halkın işlerini görmek için astronomik rakamlarla rüşvet istiyor, adaleti ranta çeviriyor, parayı basanı haklı çıkarıyor,
eline geçirdiği tüm noktaları halkı söğüşlemek için kullanıyordu.
Bu kesim medyada da odaklanmış, Ramazan ayında Müslümanlaşıyor, 11 ay ise halkı dininden koparmak için elinden geleni yapıyordu. Tüm bu noktalara yerleşen elit zümre içerisinde ateist, sosyalist, marksist, maoist ve sabataist bir kesim vardı.
Çoğunluk elit bunlardı, bunun dışında bunlara yaranabilen tek tük halk arasından çıkmış, ama onu aşağılayarak büyümüş yüksek makamlara sırf bu yüzden tırmanabilmiş zavallılar da bulunmaktaydı.
Bu yüksek rütbeli köleler halkı ve inançlarını aşağılayabildikleri kadar yükselebilecek, aksi halde alaşağı edileceklerdi.
Üniversiteler, barolar, odalar, sendikalar bunların yuvalandığı yerlerdi. Gizli örgütler kurdular, masonik örgütlere üye oldular, oralarda yükselme, kendi milletine ihanet etme yarışına girdiler, derin yapılanmalarla güçlerini pekiştirdiler, ‘maksat vatan ise gerisi teferruattır ‘diyerek her türlü kanunsuzluğa imza attılar. Bu uğurda her türlü yolsuzluğu meşru gördüler, her türlü zulüm, işkence ve şiddete başvurmaktan vazgeçmediler.
İşte bunlar bizim aristokratlarımızdı, krallarımız ve baş tacımızdı yakın zamana kadar. Ta ki halk uyanıp iktidara ortak olmak isteyene kadar
.
Ahmet Kemal
YORUMLAR
Yukarıda anlatılagelen insan tipleri, sınıfları, kadın ya da erkek, kendinden olmayanları, basit, bayağı, aşağı görmeyi adeta kendilerine şiar edinmişlerdir. Özel televizyonların birçoklarını incelediğiniz zaman, halk ile hiç ilgisi olmayan sıra dışı, İslam Dışı toplumu bozmaya yönelik bir dolu program olduğunu görürsünüz. Gazi Mustafa Kemal ''Köylü Milletin Efendisidir.'' demiş, demiş de demesine, şimdi köylüyü, kasabalıyı kafaya takan mı var, saygı gösteren mi var? Masonik teşkilatlar insanları ayrıştırmak, apolitize etmek için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar... Bu dünyayı baş tacı yapan, ahireti ise hiç dikkate almayan, dünyada ne yaşarsak kâr, diyen bir dolu insan aramızda. Toplumu terbiye etmek için, bize düşen, akıllı evlatlar yetiştirmek, diğer insanları da bir şekilde uyarmak, kazanmaya çalışmak lazım. İnsanlıkta, Müslümanlıkta bunu gerektirir...