- 129 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÇINGILI ALAN GAÇIYOR
Bizim orda hayat erken başlar. Sabah olur olmaz herkes uyanır, bir iş dutar. Anam tavuğun ağzını açıp yemler. Golanı alır yakınlardan bir şelek çalı çaltı ne bulursa alır gelir. Ben gurbanlıklara dal getiririm. Babam havuzu goyarır. Sığırın zibilini havuzun suyuyla tarlaya verir. Anam tandırda çöreği bişirir. Gızgın gızgın yeriz. Ağzımı oluğa dayar gana gana üstüne su içtik mi doyma işi tamamdı. Akşam da olunca erkenden uykumuz gelir yatardık. Neşet Kastamonu’da öğretmen okulunu bitirdi. Yozgat Çekerek Özügavak ilkokulana tayini çıktı. Ailede öğretmen olmak mühimdi. Dayım da öğretmendi. Öğretmenlik zor işti benim için. O gadar bilgiyi ezberle. Öğrencinin garşısına geç kendinden emin bir şekilde anlat dur. Ben ünlü bir yazar olmalıydım. Oradan da siyasete girip önemli biri olmalıydım. Ya da savcı olmalıydım. Önemli ceza davalarında benim imzam olmalıydı. Bunun için okumak gerekirdi. Bizim okul işi biraz sıkıntılıydı. Kitaba para vermezdik. Kütüphaneye gitmezdik. Gerçi gidecek kütüphane de yoktu. Evin önüne babam meke ekerdi. Davar , sığır evin altındaydı. Arkada öküzlerin emesi vardı. Tarlanın ortasında goyun damı vardı. Dam iki bölmeliydi. Bir tarafında goyun diğer tarafında eşşek galırdı. Damın bitişiğinde de saman emesi vardı. Emenin üstüne incir kakı sererdik. Ersin emenin üstüne çıkar otururdu. Tarlanın orta yerinde bir ardıç ağacı vardı. Dibinde tavuk pinniği, bedeninde de yuva vardı. Ardıçtan bir dayama vardı. Tavuklar buradan yuvaya girer yumurtlardı. Damın içinde ahara da yumurtlayanlar olurdu. Goyunun zibili damın önüne yığılırdı. Anam gabak dikince iyi örk atardı. Evin önünde de davarın ,sığırın zibili yığılırdı. Zibilli tarlada dana burnu çok olur. Dikilen tomatis, biber, fasileyi hemen keserdi. Fasali’de danaburnu zehri olurdu. Amma alıp da atan olmazdı. Tarlada mekenin içi çıkla sirkene keser. Gaç defa otunu vursak birkaç gün sonra gene aynısı olurdu. Sirken tezeyken anam gatıklamasını yapardı. Gavırması da gözel olurdu. Cennet’le otu vururken gazmalar şakır şakır ederken bir sürü de laf ederdik. Milletvekili olacaktım. Ünlü birisi olmam gerekirdi. Şiir yazacaktım. Şiir kitabımı çıkarıp satmak için aşılı fidan satacaktım. Goyun damının önünden bir sürü zibili garşı tarafa çektim. Bir oda büyüklüğünde bir yeri zibille köstü köstü yaptım. Süvenleri uzattığım ağaca mıkladım. Arasını da gızılcık kirezinin çalısıyla ördüm. İçine melham ektim. Dölek’e de ceviz guzluğu yaptım. Garali Ehmet’in evinin yanında goca bir ceviz vardı. Her bir golu bir ceviz böğüklüğündeydi. Çok sarptı. Başına çıkılıp çırpılması zordu. Güz gelince boyrazda tavlak dibine ceç olurdu. Erken varıp toplar gelirdim. Guzluğa cevizi bastırdım. Dırıl’ın ardı tıraşlama oldu. Hasan odunu Akgala Ali’ye verdi. Ali sırtına gocuğu bokyemez atardı. Elinde iradosunu alır, arının önüne otururdu. Yonis’i okuttun beni de çebiç gütsün dedin deyip bibimin canını sıkar dururdu. Tıraşlama olunca davar yasaklandı. Hacca bibim davarı alıp Gözelbeğli’ye Bekirağa’nın damına goydu. Davarı açıp Papanın Goyağı’ndan ağız barabarı yokuşu çıkıp Goca Güney’e mezdeye çıkarırdı. Yokuşu inip çıka dizlerinin bağı çözülürdü. Davarı bize teslim edip gene geri Guruçukur’a getti. Davarı eve getirdik, altdamına goyduk. O sene bir gar yağdı bir gar yağdı. Her yeri yuttu. Mala yedirecek içirecek yok. Ne yapsak Allah’ım diye anam gara gara düşünüyordu. Mezdeye varmanın imkanı yoktu. Mardın on sekizine gızılcıklar çiçekti. Bük’te sungur çiçekti. Gar yağdıkça yağdı. Hasan askerdeydi. Babam davarın ağzını geç açardı. Fındık’ta bir ardıcı budadı. Birgaç gün sonra Ali nerden nasıl geldiyse bize geldi. Ondan bundan laf ediyordu. Aradan bayağı bir zaman geçtikten sonra gomik gomik laf ediyordu. Diyordu ki dayım davarı aç goydu da davarlar evin mağasını kemirmeye başladı. Açlıktan beğrişiyorlardı. Neyse davarın ağzını açtı. Bir ardıçtan çıngıl çıngıl dalları kesti. Her çebiç birer çıngılı alıp gaçıyor diye gülüyordu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.