Hatalarımı düzelten kimse uşağım bile olsa efendim olur. -- goethe
Yinsani
Yinsani
@yinsani2
VİP ÜYE

Git gel anlat bana

9 Haziran 2023 Cuma
Yorum

Git gel anlat bana

14

Yorum

5

Beğeni

0,0

Puan

776

Okunma

Okuduğunuz yazı 9.6.2023 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

Git gel anlat bana


İçim eski iç değil, dışım eski dış değil. Eski şiirlerimdeki o ruh o düşünce nereye gitti, bilmiyorum. Sanki öldüm de yeni bir hayatta yeniden canlandım. Hani yılan derisini döker de yeniden deri çıkarır ya, hani kurdun kışlık postu dökülür, yazlık postu çıkar ya… Lakin yılan yine yılandır, kurt yine kurttur, alışkanlıkları değişmez, ikisi de av peşinde koşmaya devam eder. İçleri değişmiyor. Tırtıl ve kelebek değişimi de değil bu. Ne olduğunu bilmiyorum.

İnsanları coğrafya değiştirirdi, köyden yaylaya göçmek bile bir ferahlıktı, alışılagelmiş köy yaşantısına karşı yayla hayatı ruha değişim getirirdi, düşünceleri renklendirir, hayalleri coştururdu. Kimi tam tersi de olabilirdi, lakin sonuçta alışılagelen zihin ve beden sanki farklı bir dünyaya girer ve yaşamaya devam ederdi.

Günümüzde bu yok, köy ve yayla çocukluğumuza dair anılar, çok kısa bir süre. Günümüzde şehir ve ülke değiştirmek ise köyde yaşamak ile yaylada yaşamak açısından gelen o farklı yaşam enerjisine denk olamaz diyorum.

Farklı kültürün veya farklı dilin veya farklı dinin olduğu yerler bile günümüzde biz nesillerinin iç ve dış enerjisini etkileyebileceğini düşünmüyorum.

Afrikada bir kabilenin yanına göçseniz mesela, yaşantılarını biliyorsunuz, Orta Asyaya gitseniz kültürlerini alışkanlıkları sizi şaşırtmayacak, Amerika Brezilya hatta Sibirya bile olsa tanıdık bildik bir kültür gibi biz nesillerini ferahlandırabilir mi? Kudüse taşınsan da aynı artık Stokcholme taşınsan da, Avustralya ile Norveçte yaşamanın farkı bile olmaz düşününce..

Soğuk iklimden sıcak iklime, sıcak iklimden soğuk iklime göçseniz de o enerjiyi bulamayacaksın ki artık.

Sahi biz insanlar dünyada tutuklu gibiyiz değil mi? Bu beni ne kadar değiştirebilir ki, ha a noktası ha b noktası olsun yaşadığınız yer… Sonuçta dünya bir zindan ve siz de bir mahkum değil misiniz düşüncenin derinliğinde.

Taşlarla kayalara çizilen resimlerden tuşlara basılarak resim çizilen zamanlara bu dünya mahkumiyeti açısından ne farkı var.

Bedeninizi şaşırtabilirsiniz, 2 gün su içmeseniz mesela beden şaşıracaktır, günde üç öğün yiyorken bunu 1 öğüne düşürseniz veya 6 öğüne çıkarsanız bedeninizi şaşırtırsınız.

Lakin düşüncelerinizi nasıl şaşırtacaksınız. Yaşam ve olaylar hakkındaki yorumlarınızı nasıl şaşırtabilirsiniz.

Duru ve aydınlık bir zihne sahip değiliz, sahip olduğunu sananlar da kendilerini kandırmıyorlar mı, mesela hep aynı kitabı okuyarak hep aynı diziyi ve filmi izleyerek hayat hakkında, hayatın içindekiler hakkında yaptıkları yorumlar yalan olmayacak mı gerçekten.

İnsanın en önemli özelliği özlemek olmalı. Özlemesi olmayanın canlılık belirtisi sadece kıpırtıdan ibaret değil midir? İşten eve kıpırtı, bakkaldan parka kıpırtı, deniz kenarından dağ başına kıpırtı, yani git geller içinde özde özlemi nasıl özleyebilirsiniz.

Uzun yol tır şoförleri gibi robotik bir git gel, indir bindir midir yaşam dediğimiz..

İnsan zihninin ve ömrünün çok tehlikeli yaşları da olurmuş . Sanırım ona denk geldim. Terslik bu ya, zihin yaşım ruh yaşıma, her iki yaşım da beden yaşıma uygun değil bu çağda.

Sevgili okurlar daha net ifade ve yaklaşık yüzde 1 salınım payı ile 25 ile 43 yaş arasına meramım.

Yaşam, değişim, coğrafya, köy, şehir, iş, okul, aile, vatan, dünya gibiler hakkındaki düşünceleriniz nedir sizlerin?

...Y...

Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Git gel anlat bana Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Git gel anlat bana yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Git gel anlat bana yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
black_sky
black_sky, @black-sky
12.6.2023 17:22:35
Bu hızlı yükselişler bana mutluluk getirmedi bilesin. Yükseldikçe düşmenin hasarı arttı.
Teknoloji ve farkındalık sanırım memnuniyetsiz bir toplum da yarattı. Her yeri görüyoruz ama imkan olmadığı için gidemiyoruz. Sonuç, sisteme lanet okuyan bir insanlık.
Sanırım hatta eminim. Bu Evrimin sonu kıyamettir. İnsan bu şekilde tüketmeye devam ettikçe en somumdan kendini tüketecek.
Mutsuzluk kronik hale gelmiş gibi. Asıl pandemi açgözlülük;)) sonuçları büyük yıkımlar getiriyor.
Değiştik mi yoksa tükendik mi nesildaşım.
Günü fazlasıyla hak eden bir yazıydı. Tekrar tebrikler.
Sağlıcakla kalasın.
levent taner
levent taner, @leventtaner
12.6.2023 12:55:40
Merhaba Kıymetli Hocam, Güzel İnsan desem; yemezler, aklınca makasa alacaksın beni, gönlümü hoş edip, beynime gireceksin haa dersin belki de

Oysa hitap önem arz eder, insanlara değerli olduklarını hissettirmek geleneksel olarak benimsenen, önerilendi; ancak hit ap halini almışsa hitap, sentetik bir şekle bürünmüşse geri kalan her şey hikâye bence

Öte yandan "İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar" derler, bugün ise katı gerçekçilik mânen öldürüyor insanı, siyaset, medya, pragmatik çizgide biçimlenen formel inanç ve değerler, vs. insanı kişisel kapris ve menfaat ölçeğinde süründürmekte

Giyecekten, gıdaya, yaşam alanlarına kadar sentetik olan doğalın yerini aldıkça insan daha ziyade tatminsiz, doyumsuz, mutsuz hocam

Birde klasik MÖ, MS'nin yerini PÖ, PS alıyor, aldı da
Pandemi önümüzdeki on yılların hazırlık pasları mı?
Kapitalist sistem yol ayrımında mı hocam?
Digital çağ dediğimiz, insan varlığını hastalıklarla eve hapsedip, atölye ortamlarda robot ve mekanik çalışanlarla işleri yürütüp, esnek çalışmayı, evde çalışmayı kutsayıp, sokağı devreden çıkartmak üzerine sistemi inşa ve bina etmek olacak sanki

Nihayet hocam
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket
Gün başarınızı tebrik ederim
Selam ve saygılarımla.



black_sky
black_sky, @black-sky
11.6.2023 01:11:56
Biz birkaç kural koyduk aslında kendimize göre.

https://www.edebiyatdefteri.com/198862-yeiku-soyle-ki---/

Nesildaşım yazısında biraz bahsetti. ;))
Müjgan Akyüz
Müjgan Akyüz, @mujganakyuz
10.6.2023 23:21:41
Dünya nereye gidersek gidelim dönüyor, bizde o dünyanın içindeyiz
black_sky
black_sky, @black-sky
10.6.2023 23:05:54
Nesildaşım tebrikler demek istedim. Ayrıca yine geleceğim biraz trafik yoğun ama günde görmek çok mutlu etti beni.
Sağlıcakla.
Ahmet Zeytinci
Ahmet Zeytinci, @ahmetzeytinci
10.6.2023 21:47:24
Durum o kadar açık ve net ki aslında. Makineler geliştikçe insan kendi yaptığı makinelerin esiri olma durumuna geldi... Doğallığımızı, sevgimizi yitiriyoruz, yitirdik de... Her geçen gün insan ilişkileri zayıflıyor. Z Kuşağının bir sonrasında ki kuşağı hem çok merak ediyor, hem de esefle hüzünle bekliyorum. Mahallelerde komşuluk kalmadı apartmanlar kırk katlı olunca... Anlatacak bir şey yok kaleler düşmek üzere, kaybetmek üzereyiz en temiz duygularımızı ve insanlığımızı... Derinliği olan bir yazı çok da sık yazılmıyor böyle yazılar... Kutlarım yürekten...
ayşe1
ayşe1, @ayse1
10.6.2023 18:09:28
Düşünmek, irdelemek, sorgulamak insani yaklaşımlar.
Heraclitus'un deyişi gibi "aynı nehirde 2 kez yıkanamazsınız."
Fark edilse , fark edilmese de her an her şey değişiyor.

Dünya'nın dört bucağında çok ilginç ve kapsamlı çok. kıymetli araştırmalar , deneysel çalışmalar yapılıyor. Binlece makale yayınlanıyor. Durma, duraksamanın anı bile yok.

İletişim çağında; merakı, öğrenme arzusu , motivasyonu kadar rahatça erişilebilir isteyen istediği kadar. Yaşı, sınırı, yasal engeli de yok.

Yeter ki kendimizi salmayalım.
Miskinliğe kapılmayalım.

"Uzun bir yolculuk, tek bir adımla başlar" der Konfüçyus.

Yaşam yolunda her birey o adımı başlatıp sürdürür ölene dek.
O uzun meşakkatli yürüyüşte işte sizin aradığınız yaşam, değişim, coğrafya, köy, şehir, iş, okul, aile, vatan, dünya hatta dahası, yaradılış, everen, inançlar, daha neler nelerin derinine inmesi , algılaması uygulaması var.

Yeter ki bilgilenme, öğrenme, gözlemleme, karşılaştırma yeti, coşkusu ve heyecanını hep diri ve taze tutalım.

Kutlarım değerli yazınızı.
Saygılarımla.
Gule
Gule, @gule
10.6.2023 17:18:22
Bi şaşırtmaktır tutturmuşsun gidiyosun yahu. Seni Afrika'daki bi yamyam kabilesine gönderelim bakim hele bir şaşırıyo musun, şaşırmıyo musun?:)...tabi hayattalarsa, varlıkları sürüyorsa hãlã...Görünen o ki, seni satır satır doğradıklarında ya da çiğ çiğ yediklerinde de ya da ne bilim odunların üstüne serip ateşe verdiklerinde de, korkarım ki yine böyle serin kanlı ve dingin bir şekilde, kılını bile kıpırdatmadan hiiiiiç şaşırmadan, 'siz sağ ben selamet!' deyip gideceksin tahtalı köye:))

Ya da Sibirya'ya gittin diyelim...hani seni şaşırtmaz ya olsun! Hazır gitmişken taa oralara kadar bari Yakutsk şehrini bi gör. -40'la, -70 dereceye varan soğuklarda, sen yine böyle buzdan heykel gibi oturduğun yerde, dişlerin çenene 'rak rak!' vurunca da, inadım inat deyip seni böyle derin dondurucada mumya gibi paketleyip gönderecekler bize...biz de merhumun istediği de buydu zaten diyip seni bir müzede sergileyeceğiz...töbe estağfurullah töbe! neler söylettiriyor bana...

Ok, bu kadar şaka kãfi, saçmaladım farkındayım ama sen de zora ki söylettiriyosun insanı...

gel gelelim yazıya...ya evet, ciddi ciddi düşününce yazıda gerçekten güzel göndermeler var, derinlemesine düşünülmüş, sorgulanmış...bu boş devinimlerin bir şeyleri değiştirmeyeceğine kanaat getirip, zaman zaman da teslimiyetin kucağına kendini bile isteye atmış sanki.

Düşüncede ya da teoride zihin bazen arı gibi çalışırken, pratikte harekete geçmiyor maalesef...Belki artık hareket etmenin ve bir şeyleri değiştirmenin vakti gelmiştir ha ne dersin?

ama çoğu sözünde de haklısın, katılıyorum, anlıyorum da...

ne diyim, tebrikler olsun bravo sana:)


SelimADIM
SelimADIM, @selimadim2
10.6.2023 17:13:40
Evet ķöy ve yayla arası yaşam özlemek ve değişim tabanlı bir dirlikti.O na bir de paylaşım (imece) eklediğnizde yaşadığınız tüm sıkıntılar huzur ikliminde kayboluyordu.Buna hicret, göc kısacası devinim denebilir.Yani iki günün müsavi olnayacak.Ataleti ýasamımızdan atıp toplumsal adaleti sağlamak gerekir.

Şimdi ruh muvazenesi saglamamış toplum bireyleri olarak AVM kültürü ıçinde yuvarlanıp gidiyoruz.Özden uzak sözden uzak kendine yabancı insanlar...

Mevzu çoook uzun ...

selamlar
Sahir Neva
Sahir Neva , @sahirneva
10.6.2023 15:18:11
Kuşkusuz bir yolculuktayız/sın,

Ne çağların bugüne getirdikleri
Ne geleceğin bugüne yükledikleri
Biz insanoğlunun küllünden geriye bireye ne anlatıyor nasıl bir ufuk çiziyor?

Sorunun cevabını herkes kendi yolculuğunda bir nihayete vararak elbet bulacaktır.

Eğer bir son var ise başlangıçların ve süreçlerin hiç bir anlamı kalmıyor bununla birlikte sona dair sorular sormakta yersiz bir meşgale düşündükçe huzursuzluğa iten bir zulme dönüşür.

Düşünce, tefekkür dünyasında her nesneye kendi zaviyesinden bakanlar için felsefeyle ne tek başına bugünün endişelerini gidermeye ne de bugünün Umutlarını yeşertmeye yetecek bir pencere bulmak güç, faydasız bir çaba diye düşünüyorum.

Özlemek kelime kökü itibariyle yazının özünü de kendi içinde deruhte ediyor manayıda en şık haliyle görenler için ifşa ediyor.

Öz - özle -özlemek !

Öz’den kopanlar ile Öz’den ayrılığın geçici olduğu şuurunda olanların dünya görüşleri belirliyor birlikte yaşama serüvenimizi…

Yolculuklarımız elbet öze vasıl olacaktır
Asl olan O gün özlemle kucaklananlar olmaktır

Tebrik ve sevgilerimle nesildaşım
Naki Aydoğan
Naki Aydoğan, @nakiaydogan
10.6.2023 11:57:00
Doğada doğaldık. Şehirde, doğa ve doğallığımızla bir yapıda olduk. Git gel, nere gidersen git ve gel bir şey fark etmesi için doğadan şehirlere vardığımız bilinci fark etmeliyiz. Ama insan doğumunu ve ölümünü bir ömür yaşar. Gerçekte bir kere doğup bir kere ölmüş olacağız ama düşüncesel olarak her an doğup her an ölürüz. Bu dünyadan evrene çıkar ve döneriz. Düşünce gücümüzle. Bu dünyada varlığımız evrende yokluğumuz. Yokluğumuzdan varlığımıza yeniden doğar. Varlığımızdan yokluğumuza geçerek yine ölürüz. Kendimize varmamız ve bilincimizle hareket etmemiz evrenin başlangıcından son anına yeniden var olmaktır. Canlı olarak hücrelerimizin bölünüp çoğalmasıyla kesintisiz olarak geliriz. Dünyada bir adım atmamız sonsuzluktan bir sona milyarlarca hücrelerimizledir. Bir vücut bağışıklığımızla nasıl sağlıklıysak bir dünya canlı oluşumuzla da öğle doğaya bir uyum içindeyiz bir toplum olarak da bir insanlık insanlara uyum göstermekteyiz. Eğer canlı oluşumuz yani ezelden evele canlı var oluşumuzda bir kesinti olsa bedensel ve psikolojik olarak o bir adımı atmakta sıkıntı yaşarız. Aşmamız ise hep düşünce edimimizle yani soyut olarak varlığımızdan yokluğumuza geçiş ve dönüşlerimizledir. Ayak izimiz yollarımız ise düşünce izimiz bu yazılardır. Bak birlikte varlıktan yokluğa yokluktan varlığa sonsuzluktan bir fikir sona vardık. İyi ki varsınız ve iyi ki vardık.

Naki Aydoğan tarafından 10.6.2023 11:59:20 zamanında düzenlenmiştir.
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
10.6.2023 11:24:13
Demek ki zaman aynı zaman değil ömür ve yaşam değişiyor başka şeyler arıyor gönül güzel bir çalışma kutluyorum hocam
Dilek pınarı
Dilek pınarı , @dilekpinari
10.6.2023 01:26:15
İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de o dur derlerdi eskiler .
Bir çok değişimden geçse de enikonu özüne dönüyor genelde .

Çoğumuzun hayatı kıpırtidan ibaret gittikçe robotlaşıyoruz belki günün birinde yemek yerine kapsül gibi bir şeyler alıp yemekle de uğraşmıyacağız tabi o zamanı kendi adıma demiyorum gelecek nesiller için düşündüm uzay çağı gibi bir şey kimbilir!

Hayatın anlamını çözenler sanırım bu kadar çok kaos yaşamıyordur.
Anlam kavramının mânâsını yitirdiği bir çağda yaşıyoruz.
Satırları okuyoruz ama sadrımıza işlemiyor.
Çoğu insan kendi fikrine yakın bulduğu yazıdan etkilenir ya da ilgilenir, oysa globalleşen dünya da o kadar farklı bilgiye ulaşma imkanı var ki bilgiye kolay ulaşmak hissetmeyi güçleştiriyor.
Eskiden yerde bir kağıt parçası bulduğunuzda cevher bulmuş gibi okurdunuz ama şimdi bir açıyorsun geogle u binlerce bilgi hangini okuyacağını şaşırıp ya işinize geleni okuyorsunuz ya da vazgeçiyorsunuz.
Zaman öyle hızlı değişiyor ki bu süreçe uyumu yakalayabilmek için insani bir özellik olan hislerinizi kaybediyorsunuz.
Yani bilmemek mutluluktu sanki..

Uff kafamda bir sürü deli soru uyandırdı bu yazı ve kafam karıştı neyse uzatmadan tebrik ediyorum gün yazınızı ..
neneh.
neneh., @neneh-
10.6.2023 00:27:55
Öyle bir soru soruyorsunuz ki?..Cevaplamaya kalksak soru soru içinde, cevap cevabın ..Kitap yazmak gerekir her halûkârda.Sizin de dediğiniz gibi kırklı yaşlar feylosofluğa adım çağları..Değişime uğramak gayet normal.Çeşitli açılardan hayata bakmak bu yaşlarda mümkün.Bir nevi kalp gözü devreye giriyor.Kutluyorum zirvede otağ kurmuşluğunuzu.Üstadı selamlıyorum.Sağlıcakla.Saygıyla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.