- 201 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BENİ SÖZLÜ YAP HOCAM
Erdem ortaokula yazılıdır. Abisi Mustafa da liseye gitmektedir. Erdem sarışın dilkiye benzeyen bir çocuktur. Mustafa Ersin’in arkadaşıdır. Andırın’da Gocafakılı Hanifi’nin evinde galıyoruz. Gece ilerleyen saatlerde adliyede mübaşir olarak çalışan üst kattaki kiracının iki karısı ve kendi arasında mahalleyi rahatsız edecek derecede şiddetli gavgaları uyandırırdı beni. Kulak verip dinlediğimde meseleyi tam olarak anlamasam da güççük avrat böğük avradı kıskanırmış. Böğük avradın gardaşları da enişteyi sıkıştırınca bizim mübaşir başlardı tehditler savurmaya. Ersin okulda yazılı notu okunurken kitabı , çantayı yere fırlatınca hocadan eşkiliyi içince evde kendinden geçince Mustafa’yla dört bacak edip dışarı karın üstünde sessizce ölü gibi yatmıştı. Okula gittim. Kertiş Memmet sınıf başkanı seçildi. Gısacık Kemal, Mustafa Hoca, Eşeli Hoca…bizim öğretmenlerimizdir. Özden iri yarı bir kızdı. Ben oldukça çalışkan bir öğrenciydim. Sayısal derslerim iyiydi. Sınıfta yazılılar okunduğunda en yüksek not genelde bana ait olurdu. Hocalar yazılı sorularını gara tahtaya yazardı. Biz de defterden bir yaprak çıkarır yazar cevaplardık. Bilgisayar , fotokopi makinası daha icat olmamıştı, olduysa da bizim haberimiz yoktu. Özden yanıma bilerek oturdu. Ben ondan gıcık gapıyordum. Pencere kenarında orta sıralarda bir yerdi. Sırtımı pencere kenarındaki duvara dayadım. Ayağımla tüm gücümle Özden’i sıradan düşürdüm. Coğrafya hocamız vardı, sürekli küreyle savaş ederdi. Ersin’le sabah ezanı okunduğunda camiye gelirdik. İmam bize derdi ki bu çocuklar gariban çocuklarıdır, zengin olsalar buraya gelmezler, derdi. Namaz hocası kitabımız vardı. Ondan dini bilgileri, namaz kılmayı öğrenmiştik. On dokuz mayıs çalışmaları başladığında okulda ders olmazdı. Beden öğretmeni tüm okulu çalışmalara götürürdü. Hastanenin altında toprak top sahası vardı. Kule hareketleri vardı. Erhan diye bir çocuk vardı. On dokuz mayısa garşı fikirler ortaya atardı. Ama ben severek ve isteyerek hareketlere katılırdım. Hava ısınmaya başlamıştı. Gaymakam, belediye başkanı, garnizon gomutanı gelip bayramı kutlarken birçok arkadaşımız ısıcaktan dolayı küt diye bayılırdı. Gafasına su döküp ayıltmaya çalışırlardı. Sinan Albayrak kimya hocasıydı. İri yarı biriydi. Gafası gabişti. Anası yanında kalıyordu. Pazaryerinin orada iki gatlı bir evin zemin gatında oturuyordu. Yaşı ilerlemiş olmasına rağmen hala evlenmemişti. Kimya yazılısı sınıfta okundu. Ben on üzerinden bir aldım. Ağladım zırladım notum değişmedi. Hocanın evini buldum. Kapıyı çaldım. Hocam benim notumu değiştirir misin , dedim. Madem buraya gadar gelmişsen senin için iki yapayım dedi ve birden ikiye çıkmıştı. Fizikçiyle Gışlabahçesi’nde garşılaştık. Ayağımızda gara şalvar vardı. Bu ne böyle, tulum mu giydiniz diye sorardı. Yazılı zamanı herkes benden gopya çekmeye çalışırdı. Kağıdın üstüne yapışırdım. Kimseye göstermezdim. Biyoloji hocası vardı. Adı gülcan’dı.Yazılısından hep on alırdım. On o zaman en yüksek nottu. Sınıfı sırasıyla tahtaya kaldırıyor. Birer ikişer soru soruyordu. Ben her soruya doğru cevabı veriyordum. Hoca güzeldi. Benim içimde hocaya karşı güzel duygular saklanıyordu. Hocayla sanki bilgi yarışı yapıyordum. Bana çok kızdı yerimden her soruya cevap vermeme. Bana , senin sözlün sıfır deyince hemen ayağa kalktım. Beni sözlü yapın da sıfır verin hocam , dedim. O zaman tahtaya çık hele dedi. Sorduğu soruların hepsini doğru cevapladım. Bir daha oturduğun yerden başkasının sorusunu cevaplama , dedi. Ersin okul çıkışı genelde birileriyle gavga ederdi. İdareciler içeri götürür, biraz gızar, biraz nasihat eder gönderirdi. Okulun önünde jandarma garakolu vardı. Çınarın oradan askerleri seyrederik. Gışlabahçesi’yle cami arasında okul vardı. Voleybol oynanırdı sahasında. İzleyici gençler , hey aldı bilmem kime bindi diye alkış tutardı. Bölük komutanı buna çok kızmıştı. Okul Cuma günü tatil olunca yayan yapıldak Dırıl’dan aşıp köye eve gelirdik her hafta sonu. Pazar günü de akşama doğru geri Andırın’a eve gelirdik.Yine sana yağ, ekmek , çay baş yemeğimizdi. Bulaşıklar benim sıramda yıkanırdı. Ersin’in sırası gelince bardaklar yere çalınıp gırılırdı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.