- 240 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Dil- Kültür ve Nesil
Öğle namazı için evden çıktım Hava o kadar güzeldi Bütün hayvanat nebatat ve beni adem bu güzel havaya uymuş kendi mecrasında akıyordu Tenimi hafif hafif okşayan rüzgar ,ağaç yapraklarını da lerzeye getiriyordu Her şey bir düzen içinde sonsuz kudrete ram olmuştu Mevsimlerin gelişi ve gidişi eskisi gibi olmasa da kudret kaleminin tecellisinden böyle aksediyordu Kuş cıvıltılarına okul bahçesinden gelen, ortalığı dolduran çocuk sesleri eşlik ediyordu Çocuklar pop müzik parçasıyla coşuyor parçanın sözlerini hep birlikte yüksek sesle tekrar ediyorlardı Yavrularını okul dışından izleyen velilerin mutluluğu ise beni şaşırtıyordu İlkokuldan başlayarak çocuklarımıza benimsetilmeye çalışılan bu kültür beni daha da sarsıyordu Küçücük zihinler kuşatma altındayken bunu bir marifet sayan idareci, zafer kazanmış komutan edasıyla öğrencileri içeri alıyordu İyi dersler temennisinde bulunuyordu Kültürümüzden dilimizden bizi biz yapan değerlerin peşinden değil de başka kültürlerinin özentisi içindeydik Geleceğimizi imar edecek evlatlarımızı kaybediyorduk Bilge Mimar Turgut Cansever : “ Şehri imar ederken nesli ihya etmeyi unutursanız ihmal ettiğiniz nesil imar ettiğiniz şehri tahrip eder.” Peki nesil nasıl ihya edilir? Kendi dilinden kendi kültüründen uzaklaşmış bir nesil tekrar nasıl ihya edilir? Kökleri koparılmış medeniyet ağacı nasıl tekrar berhayat olur? Basit düzeyde bile kendi dilini bilemeyen, daha yakın zaman ecdadının dilini anlayamayan , bu dille oluşturulmuş edebi mahsulleri okuyup anlam verememiş bir nesil nasıl yükselebilir? Kültürü taşıyan ana unsur dildir Dili koparılmış uyduruk bir dil anlayışıyla bu gençlik nasıl fikir üretebilir felsefe yapabilir nasıl sanat eserleri meydana getirebilir ? Cumhuriyet Dönemi yazarlarını bile anlayamayan bu gençlikten ,ufku geniş Fatih Sultan Mehmet Hanlar nasıl çıkabilir? Dilini ve kültürünü kaybeden bir millet ,büyük adamlar çıkaramaz Medresenin okul , muallimin öğretmen ,muavinin yardımcı, arzuhâlin dilekçe muasırın çağdaş olduğunu bile bilmeyen bir nesil bilmiyorum nasıl ihya olur? Gençlerimizi ,ecdadımızın meydana getirdiği bu eşsiz hazine ile tekrar buluşturmamız gerekiyor Her muallimin silkelenip kendi diline sahip çıkması gerekiyor Dil , bizim namusumuzdur Onu koruyup kollamalıyız Dilini kaybeden kültürünü kaybeder Değerlerini kaybeder İnancını kaybeder Vatanını kaybeder Bir misalle ifade etmeye çalışayım Konfüçyüs’e: “Bir ülkeyi idare etmeye çağrılsaydınız, yapacağınız ilk iş ne olurdu?” diye sormuşlar. O da: “İşe önce dili düzeltmekle başlardım. Çünkü dil bozulursa kelimeler düşünceleri iyi anlatamaz. Düşünceler iyi anlatılmazsa, yapılması gereken işler yapılamaz. Görevler gereği gibi yapılmazsa, töre ve düzen bozulur. Töre ve düzen bozulursa, adalet yoldan sapar. Adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. Bunun içindir ki hiçbir şey dil kadar önemli değildir.” demiştir. “Hikmet müminin yitik malıdır Nerede bulursa onu alır.” fehvasınca biz de bu bilgenin sözlerini alıntıladık Demek ki dili kaybetmek , bir toplulukta yerleşmiş olan âdetlerin, görenek ve geleneklerin, ortaklaşa davranış biçimlerinin, kuralların bütünün, ahlakın da bozulması demekmiş.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.