Allah’u Teâlâ’nın yarattığı ikinci gurup varlık cismanilerdir. Bunlar ruhaniler dışındaki varlıklardır. Bu tür varlıklar ruhaniler gibi görünmez değillerdir. Her birinin kendine ait bedeni olduğundan gözle görülür elle tutulur varlıklardır.


Cismani varlıkların her biri yaratılış gayesine uygun olarak hareketler sergilerler. Kendilerine verilen görevi ellerinden geldiği kadar iyi yapmaya çalışırlar, aksatmazlar. Bu söylediklerimize uymayan, zaman zaman görevini aksatan bir gurup vardır. Aslında bu gurubun görevini aksatma noktasında hiçbir geçerli mazereti yoktur. Ayrıca bütün varlıklardan üstün kılınmış ve diğer bütün varlıklar hizmetine verilmiştir. Allah "insan" adı verilen bu gurubun azgınlıklarından başta itaatkâr kulları olmak üzere, bütün varlıkları korusun.




1-Hayvanlar


Cenab-ı Hak’kın bu dünya cennetin imar edilmesi ve şenlendirilmesi için yarattığı cismani varlıklardan ilki hayvanlardır. Hayvanlar, ruh sahibidirler. Nefisleri ve tam insan gibi olmasa da sınırlı iradeleri vardır. Fakat akılları ve şuurları yoktur. Şehvet, gazap gibi kuvvet ve duyguları ise sınırlıdır. Cenab-ı Hak, yaratılıştan onların bu duygularına bir sınır koymuştur.


Dikkat edilecek olursa her hayvanın bir yararı ve görevi vardır. Bazı hayvanların faydalarını bilemememiz onların lüzumsuz yaratıldığı anlamına gelmez. Çünkü Allah’ın hiçbir fiilinde yersizlik, lüzumsuzluk yoktur; harikalık ve intizam vardır. Küçük veya büyük her hayvan kendine verilen görev neyse hakkıyla yapar ve Yaratanına şükreder.


Hayvanlar, insanlar gibi değildir, adeta başka bir âlemde eğitilerek sonra dünyaya gelmişlerdir. Hayvanların hayatları incelendiğinde de kendileri için değil insanlar için var oldukları anlaşılmaktadır. Mesela, tavuk yumurtasını insan için yapar. İnek sütünü insan için verir. Arı yaptığı balın az bir kısmını ancak yer, gerisini insana sunar. Atlar develer yükümüzü ve bizleri taşırlar. Ürperdiğimiz korktuğumuz yılanın zehrinden ilaç yapılır. Hayvanlar bütün bu yaptıklarını Allah’ın onlara ilham etmesiyle gerçekleştirirler. Geçmiş ve gelecek endişesi olmayan hayvanlar, Allah’ı zikrederek yaşarlar. Kısa ifadesiyle hayvanın yaratılış gayesi dünyayı şenlendirmek ve insanlara yardımcı olup, Allah’ın tam bir kul olduğunu göstermektir.


Bediüzzaman, ahiret âleminde ise hayvanların bu mükemmel kulluğun mükâfatı olacağını bildirmiştir. Her hayvandan bir tanesi ceset ve ruh olarak baki kalacaktır. Diğerlerinin ise cesetleri toprak olacaktır. Süleyman (a.s.)’ın Hüdhüd kuşu ve karıncası, Salih (a.s.)’ın devesi, Ashab-ı Kehf’in köpeği gibi bazı hususiyetleri olan hayvanlar hem ruh hem de ceset olarak baki kalacaklardır.





Ahmet TULGANER