Buz İnsan ve Biz
Geyikleri takip eden kahramanlar da etkiliyor dünyayı. Bizim dünyamızı…
Türk Tarihinde önemli yer tutar Baykal Gölü.. Nedeni önemli değil, bir neden bulunur elbet, dünya tatlı su rezervinin 5’te 1’ni barındırdığı söylenir. 25 milyon yaşında, 1,5 km derinliğinde.. Baykal Gölünün yılda 2 cm büyüyorken, bu büyüme Afrika ile Güney Amerika kıtalarının birbirinden ayrılma hızına denk… Günümüzde Rusların kontrolü altında..
Türk Tarihinde önemli bir yer tutar Gobi Çölü. Nedeni önemli değil, bir neden bulunur elbet. Dünyanın 5. En büyük çölü, Güneyinde Altun Dağ, Bei ve Yin Dağları, Batısında Meşhur Tanrı Dağı, kuzeyinde Altay ve Hangay Dağları yer alır. Gobi’de M.Ö. 15000-12000 yıl öncelere tarihlenen taş alet örnekleri bulunur. Anadolu Göbekli Tepe’de M.Ö. 12000 yıllarına tarihleniyor.
Ak aygırım koşulur, koşulur oy koşulur
Yalçın dağlar aşılır, aşılır oy aşılır
Kum sıcaktır yel ateş
Kum sıcaktır yel ateş
Orman yeşil geçilir, geçilir oy geçilir
Su dökülür dibi taş
Su dökülür dibi taş
Tuğ dokuzdur çakılır, çakılır oy çakılır
Kum sıcaktır yel ateş
Kum sıcaktır yel ateş
Sümer Tanrılarından Enlil’in makamı dağlardı. Sürve Dağı Tanrı Ülgen’in cennetindeydi. “Yeri tutan dağ, milleti tutan ise begdir” Türk atasözü. “Büyük Tanrı Ülgen, yeryüzünü yaratırken, bu dağda oturmuş ve yaratılışı, Altındağ’dan idare etmişti. Altındağ’ın üzerinde, ay ile güneşin ışıkları daima parlar ve gece denen şey, hiç görülmezdi".
Sanayii ve Endüstri Devrimi, Makine Devrimi, Elektrik ve Bilgisayar Devrimi… Son 200 yılın özeti. Atom Bombası ile Japonyanın iki kenti darmadağın edilip, içinde yaşayan insanlar katledilince seslendik belki de gökyüzüne…
Şimdi ise uğraşıyoruz iklim değişiklikleriyle. Son 40 yılda meydana gelen 1 derecelik sıcaklık artışı, Güney Kutup Dairesine 3 derece olarak yansıyor. Son 40 yılda 10 kat daha hızla eriyor buzullar. İlk defa 1997 de olmalı, Kuzey Buz Denizinde doğal bir kanal açıldı. Asya ile Amerika kıtası arasındaki en kısa deniz yoluna döndü.
İnsan zihni meraklı… Kutup Işıklarının desenlerini, şiddetini, hareketlerini ölçmeye çalışır, elbette onları da çözecektir. Güneş ile Dünya arasındaki bu ışık dansını da çözecektir.
Dünyayı son 200 yıldır son 100 yıldır son 40 yıldır daha yakından tanımaya başlıyoruz. Fethedilmeyen sadece Güney Kutup Dairesi kaldı. Kuzey Kutup Buz Dairesinin ömrü ne kadar kalmış olabilir ki?
Deve Çobanlarının inançlarıyla 1000 yıl keyfimizi sürdük. İşimize geldi. Şimdi sıra yeniden kurt postunu giymeye mi geldi, sanmam. Zihnimizdeki posttan kurtulmak zorundayız.
Anadolu son sürat çölleşmeye yüz tuttu. Dünyada iklimler hiç olmadığını kadar kendini kaybetmeye…Kışın bahara döndü, bahar yağmurları sellere gebe kaldı. Dünya yeni düşmanlarla karşılaştı. Birini kendi üretti, kendi zihniyle doğurdu, diğeri de gökyüzünde hiç olmadığı kadar belirdi. Dünya devletleri artık belirlenemeyen ufo olaylarını saklamaktan vazgeçmeye başladı son 40 yıldır. Çünkü ne kadar saklayabilirsiniz ki? Yapay zeka tüm ekonomik sistemi ters düz etmek üzere.
Oysa biz ne Atatürk’ü anlayabildik, ne de Osmanlı’nın saray entrikaları ile Balkanları elimizde tutatbildik ne de sınırlarımızı koruyabildik son 20 yıldır. Anayasayı öncelikle siyasiler deldi, keyiflerince el kaldır indirmekle değiştirdiler. Ucube bir sistemi inatla devam ettirmeye çalışıyoruz. Oysa bu ucube sistemi başımıza saranlar da dünyanın büyük devletleri idi.
Karadeniz’in eko sistemi bozulmak üzere, önümüzdeki çağda da kıyı şeritleri ihtimal 50 metreye kadar su tarafından işgal edilecek.
Bu açmazlar karşısında, kendimizi kandırmaya devam edebiliriz. Bir yanda ufo olayları, buzulların erimesi bir yandan da ülkemizdeki basiretsiz eski çağ kafalı yöneticileri.
Buzulların erimesi gibi de eriyor birbirimize bakışımız, karpuz gibi ikiye bölündük. Osmanlıcı Cumhuriyetçi, Solcu Sağcı, Doğucu Batıcı, Etö –Fetö- Ruscu Abdci, Dinci –Anayasacı… Sanırım buzulların erimesinin bir sebebi de ülkemizdeki yüksek kontrast oranları. Buzulların erimesi dünya üzerinde domino etkisi meydana getirirken, 70-80 kuşağının dünyayı ucube bir şekilde yönetmeye çalışması da çabası.
Kayığıma bindim üç dört arkadaş ava çıktım, büyük bir ayı balığı yakaladım, sahile geldim, geyik sürülerini getirmişti çoban, eski arkadaş, ahbap… Al gülüm ver gülüm. Ne kredi kartı, ne dolar ne altın; sen ver bana ayı balığı etini ben vereyim sana geyik derisi.. Sen sağ ben selamet…
Ufolara karşı nasıl mücadele edilir bilemezken, yapay zekanın da artık durdurulacak eşiği aşmak üzere olduğu ayan beyan ortada, geriye kaldı ülkemizde mutlu huzurlu bir şekilde yaşayıp, geçip gitmek..
Şirazeden çıkmış bir döneme girmeyi gözlemlerken, kendi işine bakmalı insan. Oysa iş tanımının da değiştiği bir dönem bu. Yapay zekanın bunu çok iyi gördüğünü bilmek lazım. Yapay Zeka; ya kölelik sistemini, asil-hizmetkar, sultan-kul, ali devlet- işçi maraba millet ekseninde bir yönetime geçecek ya da ekonomik eşitlik üzerine bir reset çekecek olmalı.
Dünya sistemi asil-hizmetkar biçiminde örgütlenmişken, yapay zeka yönetiminin bunun aksi yönde yüzde 97 lik çoğunluğun faydasına bir yönetim biçimi sergileyeceğini düşünsek mi, düşünmesek mi?
Sahi beyaz buz örtüsü asırlardır güneş ışığını yansıtırken son 40 yıldır erimenin getirdiği sonuç ile yansıtmayı da bıraktı. Daha çok erime daha çok mevsimsel değişimler, daha çok kuraklık...
Dünya garip memleket... Zihinlerin kısa devre yapmasına ne kaldı?
Hadi çağı kapatalım, yeni çağ açalım... Uzatın klavyenizi...!!
YORUMLAR
Muhteşem!..Klavye IQ olunca analiz de derin oluyor böyle.Artema mı bu kapatıp açalım?..Kapatacağımız çağın üzerine bir şeyler koymadıkça yenisini açmak ne mümkün?..Bu açılış beş kişinin yan yana durup makas elde boş alan için kurdele kesmesine benzemiyor Üstad.Hamdolsun o günler de gelecek,geleceğin geldiği gibi.Üstadı selamlıyorum.Sağlıcakla..Saygıyla.