- 337 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
"Cenne" Kitabı Üzerine Söyleşi
"Cenne" Kitabı Üzerine Söyleşi
(Papatya Dergisi - İlkay Coşkun / Haziran 2023)
1- Okurlarımızın sizleri tanıması adına kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
"Cenne" deneme kitabı dokuzuncu kitabım. Geçimimi sağladığım işim dışında yazmayı, okumayı ve şiiri edebiyatı merkezimde tutmaya çalışıyorum. Yirmi seneyi aşkındır şiir, deneme ve az da olsa öykü türünde yazılar yazıyorum. Kısaca bu şekilde kendimi tanıtabilirim.
2- Yeni çıkmış olan “Cenne” adlı kitabınız neyi anlatmaktadır? Kitap hakkında bilgiler verebilir misiniz?
Her yazar gibi ben de daha çok zamanın akışıyla birlikte sözlerimi yazıya döküyorum. Bir nevi "cenne" gibi kendi cennetimi oluşturuyorum. Yürüyüşümü yapıyorum. İtirazımı, imtihanımı yaşayıp akşam ve gece çökmesiyle birlikte nihayete ermeyi bekliyorum. Daha genel anlamda kendi muvazenemce fikirlerimi serdediyorum diyebilirim.
3- Kitabınıza “Cenne” ismini vermenizdeki en büyük etken nedir? Neden “Cenne” ismini verdiniz?
"Cenne" kitabımın sunuş yazısında da belirttiğim gibi, Cenne’yi, Miftahu’l Cenne (Mızraklı İlmihal) kitabından ve TRT Belgeselinden izlediğim, Afrika Mali ülkesinin “Cenne” şehrinde, bin yıldır ayakta olan çamur balçık ile sıvalı kerpiç bir bina, ulu camisinden esinlenerek verdim. Gizli, saklı, değerli, cennet, akşam ve gece çökmesi gibi anlamlarını taşımaktadır cenne. İsmiyle müsemma, cennetten mülhem…
Ayrıca, Şair Yazar Sinan Ayhan arkadaşım ile 2022 tarihinde birlikte hazırladığımız "Tekrarın Tiryakisi Zaman" kitabımız da olduğu gibi, bu kitapta da Mayıs 2022- Mayıs 2023, bir senelik zaman aralığında, karşılıklı yazdığımız bütünlüklü denemeleri içermektedir. Belli bir çerçeve de yazdığımız bu yazıları ayrı ayrı neşretmeyi uygun bulduk ve bu kisve-i tab’a büründü.
4- Anadolu’daki pek çok dergide yazılarınız bulunuyor. Ayrıca web sitelerinde de yazılarınız mevcut. Aynı şekilde yazmaya meraklı gençler de mevcut. Onlar için neler önerirsiniz? Sadece okuyarak ve yazarak çözülebilecek bir şey mi?
Öneri ve tavsiye olguları biraz itici geliyor bana. Çünkü bunlar, benlik ve hadsizlik taşıyabilmektedir. Gençlerin enerjisi çok şeye takat gösterecektir. Tavsiye ye gerek yok bence. İnsan, hayatta ne yaparsa yapsın bir duruşu olmalıdır. Yazar, okuyarak ve yazarak daha çok metodolojisini beslemektedir. Yapılan hiç bir iş, sadece podyuma çıkma aracı olarak kullanılmamalıdır. Karakter ve duruş sahibi olma hasleti öncelikli geliyor bana. Gençlerin cesaretlerini kırmamak, azimlerini köreltmemek daha önemli bir davranış modeli geliyor bana. Albert Einstein’nın güzel bir sözünü tekrarlamış olayım. "Başarılı biri olmaya değil/ değerli biri olmaya çalışın/ başarı egoya yakındır/ sevgi değere yakındır"
Sadece okuyarak ve yazarak her şey hallolmaz tabi. "Körler ülkesinde görmek idamlık suçtur" diyen Cenap Şahabettin’in sözünde olduğu gibi bir cihette var hayatta. “Gençlerin istediği aşk, para, sağlık. Yaşlıların istediği sağlık, para, aşk” türünden farklı öncelikler gerçeği de var bu hayatta. Herkesin önceliği kendine değerli, ne diyelim.
5- Tanıdığınız ve tanımadığınız yazarların yeni çıkmış kitapları hakkında değerlendirme yazılarınız mevcut, faaliyetinizde amaçladığınız özel bir anlam var mı? Bu anlamı bize açıklayabilir misiniz?
Bir şeyler öğrenme ekosistemini aktif tutmaya çalışıyorum. Farklı paradigmaları görmek, sadece ilham dediğimiz şerarenin insafına kalmamak için okuyorum desem yeridir. Gelişim, diğer erbapların eklentileri ve ekosistemi ile diyalektik gürbüzleşmektedir. Hep hata yaparak ders alacağımız uzun bir hayatımız yok sonuçta. "Topalla gezen aksamak öğrenir" misali birbirinizden öğreneceğimiz çok şey var. Ama yine de biz Sokrates gibi düşünelim. "Biliyorum ki hiç bir şey bilmiyorum" Anlayışındaki gibi bir tevazuuyla, bu ruhla müstefid olmaktır amacım.
Son bir yıl içerisinde yaklaşık yüz kitap okumuşum ve bunların yarısı hakkında yazı yazmışım. Kitapları hakkında yazılar yazdığım birçok yazarla da bu vesile ile tanışmış oldum. Bunlar benim için bir kazanç ve bir işçilik.
6- Bilinmeyen yazarların ve şairlerin kitaplarını okumak pek tavsiye edilmiyor. Bu kitapları okuyan yazar adaylarının ileriye gidemeyeceğini savunuyorlar. Fazla bilinmeyen yazar ve şairlerin kitaplarını okuyan ve eser hakkında yazılar yazan biri olarak bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz?
Eserleri kanonlaşan, reklamı çok yapılan, çok satan ve ödül alan eserlere yöneliş daha fazla oluyor doğal olarak. Çok tanınmayan fakat nitelikli ürünlerin yazılması ve okunması, bu zincirleri kıracaktır muhakkak. Her şeye rağmen, daha iyi olandan ziyade, bize daha iyi geleni seçmeliyiz. Bir taraftan da dikkat edelim de kaynak suyu diye kuyu suyu içmeyelim.
Günümüzde modern dünya insanına hep eksik ve yetersiz olduğu hatırlatılır. Bu eksikliklerini tamamlaması içinde, şu filmi izlemelisin, şu markayı kullanmalısın, şu kitabı okumalısın gibi çok çeşitli dayatmalar yapılır. Bu daha çok da gençler üzerinden yürütülür. Böylece alışkanlık kazandırılmaya çalışılıp insanı tek tipleştirme amacı güdülür. Bu, hem satış hem de yönetme mantığında yürütülür. Belirli başarılar da sağlanmıyor değil. Bu durum, sürü psikolojisiyle de doğal bir ivme de kazanır. Bunlar için hep bir karşı duruş olmalıdır. Bu hayatta çok da fazla denek olmamak, enseyi karartmamak gerekiyor. Kitap özelinde, best seller denilen kitle avcısı kitapların dümenine girmemek lazım. Bize dayatılan her bir cebre ya da her bir şıkka kanmamak gerekir.
7- Yazar ve şair kimdir? Sizin için yazmak neler ifade ediyor?
Yazar ve şair, şuur taşımalıdır. Şair ve yazar kalbi ağzında, kaleminde insandır. Fikirlerini iradi olarak serdedendir. Mürekkebine gereğinden fazla su karıştırmamalıdır. Benim için yazmak, kendimi düzene sokma, iç tezyinatıma renk katma ve daha çok da bir konuşma aracıdır.
8- Şiir sizce nedir ve bu bağlamda ilerleyerek bizlere deneysel şiir hakkında düşüncelerinizi belirtir misiniz?
Şiir üzerine yapılmış çok tanımlamalar var. Bana en yakın geleni, şiirin bir şeyi göstermemesi ve sadece sezdirmesi anlayışıdır. Daha çok da şuura taşımalıdır şiir. Şair ve şiiri daha çok birbirinin mütemmimi olmalıdır.
Deneysel şiir, görsel şiir, somut şiir gibi tanımlamaların, olguların şiire renk ve hareket kattığını düşünüyorum. Klasiğin, geleneğin zemininde büyüyen şiirimize ek olarak farklı atraksiyonların ve yeni türlerin katılması bir çeşitlilik ve zenginlik getirecektir. Benimde bir dönem görsel ve deneysel şiirler yazmışlığım vardır.
9- Toplumumuzda okur veya okuyucu düzeyini nasıl buluyorsunuz? Ortaya koyduğunuz eserler hakkında onlardan gelen geri dönüşleri anlatabilir misiniz?
Eksikliklerimizle birlikte iyi bir okuyucu kitlemiz yok değil. Daha da artırmalıyız amenna. Yazma ve okuma ameliyesinde olup mesainin çoğunu bu alana vakfedince, az veya çok illaki bir dönüş alıyorsunuz. Yeter ki biz gayret kuşaklarımızı her dem belimizde tutalım, gerisi Allah kerim. Son tahlilde sıradan ve bayağı olanlarla hayatı yoksullaştırma hatasına düşmemek en elzem olanıdır. Tarafıma yöneltilen olumlu ve olumsuz bütün dönüşlerin başımın üstünde yeri vardır.
10- Türkiye’deki yazarların durumunu ve faaliyetlerini nasıl buluyorsunuz?
Şair ve yazarlarımızın toplumumuza, kültürümüze verdikleri katkıları yadsıyamayız ama gidişata yön, istikamet verebiliyor muyuz bu noktalarda soru işaretleri gözüküyor. Eksiğiyle gediğiyle işleyişte olan bir çark var. Şair ve yazarları yargılayarak ve çok da olumsuzlaştırarak şikâyet kutularını da doldurmamak gerekir.
Son sözlerimi söyleyecek olursam; Papatya dergisini takip ediyorum. Hayat enerjisi olan genç bir dergi. Ellerinize, gönlünüze sağlık. Yolculuğunuzda başarılar dilerim. Bana bu söz hakkını verdiğiniz için ayrıca çok teşekkür ederim. Selamlarımla.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İLKAY COŞKUN
1971 yılında Yozgat Çayıralan’da doğdu. İrade gazetesinde (Sivas) köşe yazarlığı yaptı. Radyo Hilal’de “İlkay Coşkun’la Edebi Sohbetler” isimli programı hazırlayıp sundu. Somut (görsel) ve deneysel şiirlerinin bazıları Ukrayna Kiev Üniversitesi akademik çalışmasına konu oldu ve Ukraynacaya çevrildi. Otuzu aşkın dergide ve kitapta, şiirleri ve yazıları yayınlandı. Halen bir kamu kuruluşunda mühendis olarak görev yapmaktadır.
Yayımlanmış Eserleri:
Cenne (KDY Yayınları-Deneme 2023)
Tekrarın Tiryakisi Zaman (Sinan Ayhan ile birlikte, KDY - Şiir 2022)
İç Hatlar (KDY Yayınları-Deneme 2020)
+ Uç (KDY Yayınları-Şiir 2020)
Kahve Bahane (Vilayet Yayınları-Deneme 2018)
Bimola (Şiir Vakti Yayınları-Şiir 2017)
Bilonsa (Şiir Vakti Yayınları-Şiir 2012)
Düş Yolcusu (Antik Yayınları-Şiir 2011)
Yüreğimden Süzülen Nağmeler (Gündüz Yayınları-2008)
İletişim:
ilkaycoskun.blogspot.com:
[email protected]
Papatya Dergisi
Sayı 5, Haziran Temmuz 2023
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.