- 359 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
ÇÜNKÜ BEN SADECE ANNEMİN GÜL' ÜYÜM...
Düşkün bir renk olduğumu bilmezdim düşlere düşkünlüğümde açan yaralı bir gelincikmişim meğer ben.
Ne begonya ne gül ne karanfil…
Hayli alıngan ve kısacı ömürlü bir gelincik.
Dündüm gündüm aslında hüznün ta kendisi ve hastane koğuşlarında nöbet tuttuğum günler yine döndü geri ama ben razıyım beklemeye acı çekmeye de aslında her şeye aslında herkesten gördüğüm muamelenin nezdinde hali hazırda ayakta kalıyor olmamın da bir mucizesidir an itibariyle ruhumdan dökülenler ve yüreğimden ayağı kayanlar…
Mentollü bir gazabım.
Alıntı mahiyetinde ayağıma giydiğim ruganın yine ayağımı acıttığı ve efkârımı güncellediğim bir Haziran gecesi üstelik mevsimin de ayın da ilk günü hani bir Haziranda doğduğum ve de annemin ölümcül bir uykuya dalmasının da sinyali iken onu yatağında baygın bulduğum.
Delice.
Nasıl nasıl yanmakta canım ve ben her şeyin en çok da annemin uzağındayım bir o kadar dip dibe iç içe onunla yaşadığım bir ömrün şu son sekiz ayı ve işte gonk vuruldu ve işte karanlık deldi içimi yüreğimi oysaki daha dün Mayısın son günü birbirimize söz vermiştik doğum günü pastamı birlikte yiyeceğimizi ve üzerinden henüz iki geçti ki: ne pastayı yemek kısmet oldu ne de annemin gideceği mi kalacağı mı Rabbin takdirinde iken.
Acımla acımasın da bana hiç kimse.
Açtığım yüreğimi de artık kırmasın hiç kimse…
Ve ben öyle bir yerimden kırıldım ki: gül mizacımı da yitirdim yıldız kimliğimle de adeta kayıp gittim.
Ritmi hüznün kulaklarım uğuldarken.
Rengi hüznün beti benzi atmış güneşe sövdüğüm.
Sıcak bir gün ve gece ama ben nasıl da üşüdüm annemin gözlerini açmasını beklerken hastane bahçesinde yeniden nöbet durduğum.
Acımla beslendiğim doğrudur ama ben annemin acısını asla kaldıramam yine de büyük konuşmuyorum ve Rabbime sığınıyorum sınandığım kadar da sinemde kocaman bir yangın baş verdi bir çiçek gibi dikenli tellerinde hüznün mutluluğun bir rivayet ve de martaval olduğunu bir kere daha gösterdi bana yaşam denen bilmece.
Ölümcül bir rüzgâr oysaki yaprak kımıldamıyor.
Solgun ve süzgün güneş nasıl da yakıyor…
Bense üşüyorum üstüm kalın ayaklarım soğuk başım sallanırken gelincik çiçeği olduğumu da şimdi keşfediyorum çünkü ben sadece annemin Gül’üyüm ve de hep öyle kalacağım bana yürekten Gül diye seslenen ve beni çok seven tek insan.
İdame ettiğim hayatın kayıp yörüngesinde…
İtiraz etme hakkımın bulunmadığı yazgının tarifesinde.
Yanlışlarımla hemhal tövbe ettiğim.
Yalandan korkup yalan söylemediğim…
Ve bana sevmeyi ve inanmayı ve dürüst doğru bir insan olmayı öğreten kadın.
Adımın da kimliğimin de yok önemi artık bu yüzden herkes beni dilediğince çağırabilir ve ben ç/ağladığım kadar da ç/ağdan uzağım çünkü ben dünde saklı bir rüzgârım içime estiğim çünkü ben…
Çünkü ben, sadece annemin Gül’üyüm yeter ki elimi de yüreğimi de bırakıp yitip gitmesin bu kadar vakitsiz ve de çok erken…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.