- 266 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ÖGRETMENİN GÜNLÜĞÜ 10.09.13
Bölge zümresi yapacağız. Ben okulun zümre başkanıyım. Bu yıl ilk olacak bu. Akşam zümreyi indirecektim, unuttum. Boşuna toplandık dün. Müdürü beklemekle vaktimiz geçti. Okulda müfettiş varmış. Bir öğrenci şikayeti. 67 almış sınavdan, geçmesi için 70 alması gerekiyormuş. Aslında yanlış bilgi. 7’ le de geçemiyor.
Müdür ders dağılımını görüştü bizimle. Zeynep Hanım 9 ile 10’ u istedi. O sınıflarda ders yapmak kolay. Ben "dengeli dağıtım olsun" dedim. Adaletli olan bu. Kimisi öğlen ağırlıklı ders istiyor. Ben sabah ağırlıklı istedim. Müdür pek olumlu bakmıyor isteklere. Biz onun ricasını yerine getirmedik ya. Üstelik ricacı olduğu öğrenci 32 almış. Ben prensip olarak onu geçirirdim. Ama o kadar çok öğrenci sınava girdi ki kâğıt fazlalığından gözümden kaçtı.
Eğitimi bitiren bu ricalar. İl başkanları, müdürler araya giriyormuş. Eğitimde siyasallaşma. Eğitimi bozan bu. Kentin en iyi yerinde en başarısız okul bu. En düşük puandan öğrenci alıyor . Nedeni anlaşıldı şimdi.
Sabah dolmuşla gideceğim. Yola çıktım bir araba geçti. Yakalayamadım diye geri döndüm. Sonra durakta beklediğini gördüm. Ben de tekrar durağa yöneldim. Bayırdan zoraki çıktım. Otobüsü yakaladım. Arabadakiler bana bakıyor. İçlerinden biri kızıyor." Seni bekliyoruz; niye sallanıyorsun" İzah ediyorum. Nefes nefese olduğumu görüyor. Meğer beni beklemişler. Yolcular kızgın. Haklılar ama benim suçum değil. Beklemese bir şey diyemezdim.
Bölge zümresinde Yasemin hanım beni tanımış. Ama tanışlık vermedi zümre bitinceye kadar. Dünya tatlısı bir kızı var. Macar dadısı da beraber. Süper zeki ve olgun. Yaşına göre iyi yetiştirilmiş. İngilizce de öğrenmiş bu yaşta. Dadısı pek fazla Türkçe bilmiyor. ’"Ben size ders vermiştim" diyor. Formator öğretmen. Bilgisayarı iyi kullanıyor. Ondan daha iyi kullanan var. Allah’tan bu zümre anında yapıldı. Elde bir örnek var. İnternetten alınma. Ama yönetmelikle uyumlu değil. Taşkın bey bir tane indirdi bana.
Fen lisesinden öğrencilerimi gördüm. Ayşegül Aybirdi ve şimdi ismini hatırlamadığım bir kız öğrenci. 11’lerden Yusuf Sinan çıktı sonra karşıma; Fem dershanesinden geliyormuş. Çaya davet ettim, gelmedi.
Tahsin Pekdemir eski öğretmen arkadaşım. Cami çıkışı karşılaştık. Çay bahçesinde oturduk. Lafladık, çay içtik. Sakaryalı o. Efendi adam. Sevgimiz karşılıklı. İmam hatip Okulu’nda beraber çalıştık yıllar önce. Ara sıra görüşüyoruz. Nostalji yaptık. Çocuklardan bahsettik. Kızı büyümüş. İlahiyat ’ta okuyor. Onunla yollarımız kesişti iki kez ama hiç dersine girmedim.
Muhammet alıştı buraya. Bir ara geldi ve gitti. Bir az konuştuk. Abim çaya beklemiş, gidemedim. Sonra da beni beklemeden köye döndü. Ben de marketten alışveriş yaptım, servisle köye döndüm.
Adnan beyle yollarımız kesişiyor bu sıra, her zamankinden fazla. Öğle yemeğini oğlanla İskender yiyerek hallettik. 30 yıldır yememişim İskender; yanlış hatırlamıyorsam. Ankara’daydım Kuran Kursu öğretmenliği için sınava girmiştim. O zaman 1 lira tutmuştu; belki de 10 liraydı o günün parasıyla. Şimdi de 10 lira tuttu. Pek fark yok. Yoğurt ve ekmekten başka dönerden pek farkı yok. Bir de bol salça. Öğle yemeklerini artık çarşıda yiyeceğim. Döner, köfte, şiş, dürüm, lahmacun, pide vs. vs.
Çiğ köfteyi de pek severim. Prof. Mehmet Kaplan köfteyi çok severmiş ve"köffffffffte" dermiş ondan bahsederken. Zeynep Kerman’ ların apartmanında bir dairesi vardı. Ziyaretine gitmiştik yıllar önce. Benim şiirlerimi incelemiş, yanlarına övücü yazılar yazmıştı. ’Alevden Güller’ şiirleri onlardandı. Rintlerin günü, Mona Lisa. O dönem şiirleri. Hala diri, hala taze ve en çok beğeni toplayan şiirlerim bunlar. Hepsi o aşkın üzerine yazılmıştı. Üniversitede aynı sınıfta olduğumuz kız. İnternette resmini buldum. Hala ara sıra bakar hüzünlenirim.
Ahmet Kemal
________________________________________
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.