- 273 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ERKEN AÇAN ÇİÇEK:ROGER BACON
’’Rahip Bacon sihirli hünerlerini göstersin diye kral ve kraliçe huzuruna çağrıldı. Bacon sihirli çubuğunu sallayınca, önce o zamana kadar hiç duyulmamış güzellikte bir müzik çalmaya başladı. Sonra bu müzik eşliğinde dans eden insanlar belirdi. Hiçlikten gelen bu insanlar danslarını bitirince, yine hiçliğe karıştılar. Bacon, çubuğunu bir kez daha sallayınca dünyanın en nadide meyveleriyle donanmış sofralar belirdi her yerde. ’’On yedinci yüzyılda İngilizceye çevrilmiş’’’ Rahip Bacon’un Ünlü Tarihi’’ adlı kitapta Bacon böyle anlatılıyor. Kral ve Kraliçenin Bacon’ın yoktan var ettiği meyveleri nasıl iştahla yedikleri bile ayrıntılarıyla betimleniyor.
Bir parça okur yazarlığın bile kilisenin tekelinde olduğu, muteber sayılan bir kaç kitabı ezbere bilmenin bilgelik sayıldığı bir çağda, bir insan çağdaş anlamda fizik kimya deneyleri yapar, tanrının gökyüzündeki parmak izleri olduğuna inanılan, gök kuşağının güneş ışınlarının yağmur damlalarında kırılmasıyla oluştuğunu kanıtlar, ilkel biçimleriyle de olsa dürbün ve büyüteci icat eder, atsız giden ya da uçan arabaların yapılabileceğini tasavvur ederse, çağdaşlarının o insana sihirbaz gözüyle bakmamalarını yadırgamamak gerek. Belki bir insanın düşünceleri içinde yaşadığı zamanın bu kadar ilerisinde olursa, onun çağının en ünlü ’’düşünce suçlusu’’ olarak ömrünün 24 yılını hapislerde geçirmesine de şaşmamak gerekir.
1214’te İngiltere’de doğan Roger Bacon, 19 yaşında Oxford’u bitirdikten sonra, Paris’te ilahiyat doktorası yapmaya gitti. Burada Fransiskan tarikatına giren Bacon, doktorasını bitirdikten sonra ders vermek için geri döndü. Ama Bacon garip bir keşişti. Verdiği derslerin dinle ilgisi yoktu, hep bilim ve eğitim üstüne konuşuyordu. Bilginin ancak deney yaparak elde edilebileceğini savunuyor, sorulu-cevaplı bir kitap yazdığı için skolastiklerin kendisine dünyanın en büyük eğitimcisi gözüyle baktıkları Hales’e ateş püskürüyordu .Hales ve benzerlerini içi boş bir kabuktan ibaret sagtekalar olarak niteliyordu. Bu kadarı, Bacon’ın ilk on yıllık hapis cezası için yetti de arttı bile . Fransiskanların İngilteredeki başı olan Bonaventura, Bacon’a bu dinsizlik derslerine derhal son verip Paris’e gitmesini emretti. Bacon yakınlarının uyarılarına rağmen, belki de Fransiskanlara katılırken ettiği yemine sadık kalmak için emre uyarak Paris’e gitti.
Bacon, burada hapiste tutulduğu on yıl boyunca, yeterli yiyecek verilmemesi gibi maddi eziyetlere uğratılmasının yanı sıra daha da önemlisi her türlü düşünsel gıdadan da yoksun bırakıldı. Kitaplar,yazı yazmasına yarayacak her türlü araç, deney aletleri, her şey yasaktı. 1925’te, Bacon’ı İngiltere’de tanıyan IV. Clement papa olunca, ondan kendisine bilimler üstüne bir kitap yazmasını istedi. Bunun üstüne Bacon’a yazı yazma izni verildi, ama kitaplar hala yasaktı. Bacon, sırf belleğindekilere dayanarak 18 ay içerisinde dönemin bütün bilimsel birikimini kucaklayan bir ansiklopedi niteliğinde üç ciltlik bir kitap yazdı. Gerçi kitap tamamlanana kadar IV. Clement’in sağlığı bunları okuyamayacak kadar bozulmuştu, ama bu sayede Bacon bilimsel metoloji konusunda kendisini izleyenlere paha biçilmez bir yapıt bırakmış oldu ve serbest bırakılarak Oxford’a dönmesine izin verildi.
’’Uğraşmak zorunda kaldığım insanların cehaleti yüzündendir ki daha fazla bir şey yapamadım’’ diye hayıflanan Roger Bacon, Batı’da bilimsel metodolojiyi yeniden canlandırmasının yanı sıra, özellikle optik konusunda yaptığı çalışmalarla teleskopun icadının eşiğine varmıştı. Ama sırf kilisenin Bacon’ın yapıtlarını yasaklaması yüzünden insanlık, teleskop için 300 yıl daha Galileo’yu beklemek zorunda kaldı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.