- 502 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
KISA PANTOLONLU SEVDA
Şair-yazar Nihat Ziyalan’ın ’’Kısa Pantolonlu Sevda’’ adlı öyküleri Can yayınları’nca yayımlandı. 1980’denberi Avustralya’da yaşıyor ve ’’Asık Yüzlünün Biri’’ ’’Güvercin Uçuşu’’, Avustralya’dan Şiiirler’’ adlı şiir kitapları bulunuyor. ’’Kısa Pantolonlu Sevda’’, yazarın ilk öykü kitabı. Aynı zamanda tiyatro ve sinema oyuncusu da olan Ziyalan, çoğu Yılmaz Güney ile birlikte, 150’ye yakın filmde oynadı.
Kitap, ’Yılın Sünnet Düğünü’’, ’’Kısa Pantolonlu Sevda’’, ’’Ayçelen’’, ’’Yılan Hikayesi’’, ’Bugün Arife Yarın Bayram’’ adlı öykülerden oluşuyor ve hemen hemen hepsinin Ziyalan’ın çocukluğunda yaşadıkları etrafında örüldüğü anlaşılıyor.
Öykülerde 1940-50’li yılların Adana’sındaki hayatın çeşitli kesimlerine uzanan bir yolculuk yapıyorsunuz. Bir kaç evin iç içe bulunduğu avludaki aileler arasındaki dayanışmanın tarifi okuyucuyu da kendi çocukluğuna götürüyor. Ziyalan’ın çocukluğu, ’’Dingin avlusu’’ denilen bir ortamda geçmiş.’’Dingin avlusu’ndaki sosyal yapı adeta o günün Türkiye’sinin de aynası. Çeşitli kesimlerden insanlar, Türk, Kürt, Arap her türlü etnik yapı kaynaşmış...Şu satırlar nasıl da tanıdık:
’’Avlunun ortasında, ortaklaşa kullanılan burcu kokulu hela. Hemen yanında gene ortaklaşa kullanılan, sürekli suyu kaçan tulumba. Zamanı gelince, altına tutulan çarşafa dutlarının silkelendiği ulu dut ağacı. Tulumbanın yanına çamaşır kazanı kurulur haftada bir. Kimdeyse sıra, avludaki bütün evlerin kirlisi önüne yığılır. Öbür kadınlar onun buyruğuna uyarak, kendilerini sıkmadan yardımcı olurlar ona. Kirlileri bitince sıra bizlerin yıkanmasına gelir. Kuyrukta bekleyenler teker teker leğene girerler. Çamaşırcı kadın, önüne geleni sabunlar, kurulamak için bezle bekleyen anasına teslim eder. Kaçanı yakalayıp getirmek, o çocuğun sorumlusuna aittir.’
Ziyan öykülerini zaman zaman dönemin diyaloglarıyla örmüş. Çocukluktan delikanlılığa ilk adım, komşunun kızı Ayçelen ile ilk aşk, babaya hayranlık ve ’’Dingin avlusu’’ içinde yaşayanlar hep o günlerin bakış açısıyla anlatılmış.
Ziyalan’ın çocukluğunda yaşadıklarını, o günlerin sıcaklığıyla öykülemesi, o günlerin ayrıntılarında dolaşması, bir göz açıp kapama süresince insanın geçmişine dönmesine yol açıyor. Ziyalan, öykülerinde geçmişle günümüz arasında bu köprü kurmaya çalışmamış, o günlerde yaşadıklarını geçen yılların süzgecinden geçirmeden yazmış. Hani dost sohbetlerinde birbirimize, ’’Çocukluğumda şöyle güzeldi, böyle güzeldi’’ diye anlattığımız şeyleri kendi çocukluğundan yola çıkarak öykülemiş. ’’Kısa Pantolonlu Sevda’’da herkes kendi çocukluğundan bir şeyler bulacak.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.