- 144 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Yaratılıştaki Sıra 2
Arzın yaratılıp kabuk bağlaması ve insanların dışındaki diğer canlıların yaşamasına elverişli hale gelişi semadan önce olmuş, fakat arzın insanın yaşayabilmesine müsait hale gelmesi ise semanın tesviye ve tanziminden sonra olmuştur.
Bu bakımdan aslında ayetler arasında bir zıtlık söz konusu değildir. Arz diğerlerine göre derhal kabuk bağlaması soğuması gerekir. Niçin? Çünkü Allah’ın seçtiği halife yani insan geleceği için derhal hazırlanmalıdır. Arzın hazırlığı yeterli değildir. Semanın da tanzimi gerekmektedir. Ve bunlar başlangıçta beraberdir. Bu açıdan bu üç ayet birbirine zıt değildir.
Bu karışık gibi görünen olayın basit açıklaması şöyledir:
Cenab-ı Allah halifesi olan insanoğlunu yaratmayı diliyor, istiyor. Bu bakımdan insana mekân gerekiyor. En uygun mekân için öncelikle Allah yeryüzünü nasıl tanzim edeceğini, insanoğlunun neye ihtiyaç duyacağını tefekkür etmiş, sonra ise semanın yaratılmasını tefekkür etmiştir. Fakat yaratmaya semanın başlamış, sonra arzı yaratmıştır. Yani düşünce olarak birinciliği arz alsa da, yaratılış sırasında birinciliği sema almıştır.
Üzerinde durmak istediğim diğer bir konu ise arz ve sema acaba başlangıçta bitişik halde miydi? Kur’an’da Cenab-ı Hak "Gökler ve yer bitişik iken Biz onları birbirinden ayırdık "( Enbiya Süresi,30 ) buyuruyor.
Günümüz ilim dünyasının kabul ettiği en güçlü görüşe göre, güneş ve ona bağlı yıldızlar basit bir cevher iken, buhar olmuş, sonra buhardan akıcı ateş olmuştur. Sonra bu akıcı ateş katılaşmış; daha sonra şiddetli sıcaklığından bazı parçalar fırlatmıştır. O parçalar soğuyarak gezegenleri oluşturmuştur. Yani dünyamız da güneşten kopup soğumuş bir parçadır.
Aslına bakılırsa bu görüş dine zıtlık değil, paralellik göstermektedir. Bakara süresinin 29. ve Enbiya süresinin 30. ayetleri çerçevesinde arz ve semanın başlangıçta beraber oldukları dikkate alınırsa dinle ilmin birbirine uyum sağladığı görülüyor.
Bu bakımdan ayetler arasındaki uyum sağladığı gibi, gerçek ilmin hiçbir zaman din ile çatışmadığı da göstermiştir. Nerede din ile ilim çatışıyorsa muhakkak bilgi noksanlığından kaynaklanmıştır. Gerçek manada ise dinle ilim hiçbir zaman çatışmaz.
Ahmet TULGANER
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.