- 1649 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SABRI DENİZ OLANIN BAŞARISI OKYANUS OLUR
‘’SABRI DENİZ OLANIN BAŞARISI OKYANUS OLUR’’
Yaşayışlara bakıldığı zaman iki tür yaşam şekli var gibi Dünyayı temsil edene batıl deniyor. Diğeri ise Ukba yani ölümden sonraki hayat. Başka bir deyişle islam ve küfür. Beşer iki hayat arasında bocalıyor. Batılın mülhem yüzü dünyaya dönüktür, hak din islamın ise ukbaya dönüktür.
Dünya kaygısı maddeye hâkim olmayı, gücü bulmayı, her şeye ve herkese hükmetmeyi, kendinin üstünlüğünü kabul edip dolayısıyla hükmetmeyi sömürmeyi esas alır. İslama tabi olanlar ise adalet, merhamet, şefkat, kardeşlik, tefekkür ve teslimiyeti, bağışlamayı paylaşmayı öncelikli kabul eder. Birisinde büyük bir doyumsuzluk hakimken, diğerinde tevazu ve azla yetinme razı olma vardır.
Dünyaya hâkim olma hırsı; İnsanın insanı satın alabilme, güçlünün güçsüzü metalaştırması, haksızın haklıyı yetkileriyle sömürmesi “hak-hukuk- eşitlik-demokrasi- insanlık!” için teraneleriyle yasalaştırırken, Müslümanlar Vahyi İlahi yasalarıyla ilkin kendi nefsini sonra bağ kurduğu her bir kişiyi maddeden ve bağımlılıktan azat eder. Bu iki yaşam şekli varoluştan buyana büyük bir mücadeleye sebep oluyorlar. Birisinde dünyayı savunarak üstün gelme çabası, diğerinde islamın hâkim olma mücadelesi sürüyor. Bu çekişmede her ikisinin söylemleri iltifat ettikleri farklı farklıdır. Çekişme genelde dinden kaynaklanmaktadır. Yöntemleri ayrıdır, uygulamaları ayrı.
Hak gözetir görünüp sömürmeyi haktan zannettiklerindendir bu farklılıkları. Var oluş gayeleri ayrıdır, yok oluşları farklı. Varoluşları bireysel ve nefsanidir. Yok oluşları ise çok acı ki süfli bir kayboluştur.
Batılın yol haritası paylaşmaz, bölüşmez, vermez, çare olmaz, çözüm üretmez. Dünyaya hükmetme hırsı her şeylerinin önünde gelir. Her hallerinde yaratıcıya ve emirlerine ufacık cürümleriyle meydan okumaya kalkarlar. Başlarına ebabil kuşu ufacık bir tane atınca da yalvarışları semayı inletiyor. Bir şey yokken çok cesurlar, bir ebabil gelirse de çok korkaklar. Hakkın tarafı olanlar ise hergeleni sınav kabul eder, ölümü vuslat bilir.
İşte bundandır ki inançsızlar otoriteler için var edilmiş her bir şey, her bir insan alınıp satılabilir bir nesne kimliğinde kabul görür. İnançsız otorite; yeryüzü kaynaklarını, insanlığı sömürmeyi kendini ayrıştırdığı ve üstün kıldığı “ari ırk” markası üzerinden gerçekleştirirken, yine kendini haklı ve imtiyazlı addeder. Böylece de imtiyaz sahibi olduğunu zanneder. Elle tutulan bir eserleri yoktur. Gözle görülen bir değer bırakmazken yine de kendilerini değerli zannı üzerinde olurlar. Dedikleri gibi insancıl hiç değillerdir. Kadını hep kullanılan bir meta gibi görürler. aslında kadın bu çirkin güruhun elinde bir mağdur oyuncaktır. Bu güruh için insanın zekâsı emeği bedeni sömürülüp kullanılan metadır.
Bilhassa kadının naifliği, zarafeti, güzelliği kırılganlığı safi bir düşünceye sahip olduğu için ve merhametin en yüksek yüksek noktasında olmasından dolayı, estetik oluşu kullanılmaya müsait olmasından dolayı sömürülmeye kullanılmaya istismar edilmeye müsaittir. Bu özelliklerinden dolayı kadınları hep ön plana çıkarıp fark ettirmeden kendileri için bir meta gibi kullanır batılılar ve batılı gibi düşünenler.
Onca iltifat ve paraya boğulan kadını habersizce köleleştiriyorlar. Bundan habersiz kadın değişmeye dönüşmeye doğruları terk edip muhteşem değerlerini bırakıp bütün bu değerlerine sırt dönmeye gönüllü Olur. Erkeklerin çoğunda bulunmayan merhamet şefkat nezaket zarafet bir kadının en belirgin özellikleridir. Allahın bayanlara lütfedip verdiği çok büyük bir nimettir. Bir kadın şöyle düşünmeli Allah beni üstün özellik ve vasıflarla yarattı öyleyse bende onun emirlerine tabi olup, bana iltifat edilen bu haklarımı bir hırs ve kine bir mal ve mülke yayalaştırılmaya karşı imtina edip kendime aslıma dönerim, ya da ben bu özelliklerimi bir zarafet mektebi yapar eğitimimime devam ederim der.
Böylece vatanın, evladının hasılı her şeyin anası olur. Yeterki bu muhteşem cevheri darbelerle bozup şekilsiz hale getirmeyelim. Buraya kadar hep bozulmasından eşya gibi kullanılmasından bahsettik aslında ana bizim ve dünyanın varoluş sebebidir bu kadar değerli bir varlığı heveslerimize enelerimize dünya hırsına alet etmeyelim .Bir kadın ne zaman bunu anladı, anne iken evlatlarına ,Eş iken beyine, Komşu iken yakınlarına eş akraba ve dostlarına merhameti zarafeti naifliğin bir öğretmeni gibi tümünün gönlüne bu özelliklerini nakşeder.YETERKİ BİR KADIN YARADANIN KENDİNE VERDİĞİ ÜSTÜN VASIFLARIN FARKINA VARIF ÇEVRESİNİ NURLARA BOĞMASINI BİLSİN:Biz bunu sabırla bekliyoruz. ‘’SABRI DENİZ OLANIN, BAŞARIS OKYANUS OLUR’’
=========================AR=====================
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.