- 346 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Cennet Cehennem Nere, Mahşer Kıyamet ne ?
Tartışmak, bir şeyleri ispatlamak, bir şeyleri karalamak veya bir iddiada bulunmak değil, niyetim hissettiklerimi düşündüklerimi duygularımı aktarmak. Benim gibi düşünenlerin olup olmadığını öğrenebilmek. Sohbet edebilmek, konuşmak, kendimi anlayabilmek, kendimin ne olduğunu bilebilmek, ben neyim sorusunun cevabını kavrayabilmek.
Daha önceki yazımda Sırat Bu Dünya Cennet Cehennem Nere diye bir şeyleri anlatmaya kendi görüşlerimi anlatmaya çalıştım. Niyetim karalamak tartışmak değil sadece aramak.
Sırat bu dünya geçtin geçtin geçemedin öbür tarafta sırat arama, sırat bu dünya cennet cehennem nere başlıklı yazım için şöyle düşüne bilirsiniz.
Direk Allah yok denmez. Başka şeylere yok der sonrasında Tanrı yok aşamasına taşırız. Sırat bu dünya cennet cehennem nere diye devam eden satırlar yok deme desteği olmuş. Tamam sırat bu dünyada geçilir dünya imtihan içindir. Bu hakikat sıratın dünyada olmadığına delildir. Bahsi edilen delillerin cennet cehennem olduğuna rıza gösterirsek bize cennet olan çocuklarımıza cehennem olur.
Şüphe içinde iman olmaz. İmanda şüpheye yer yoktur.
Dün sevgilimle buluştum dünya cennet, sevilimden ayrıldım anlaşamadık dünya cehennem. Aynı mekanda hem cennet hem cehennem olamaz. Ben dönerim dünya döner düşüncesiyle inanmayana dünya cennet sayılabilir. Fakat cehenneme kıyaslandığında dünyanın en zor hali cennettir diyebilir bana katılmaya bilirsiniz.
Dünya bir imtihan yeri diyoruz hayret bir şey Tanrının bizi imtihan etmeye ihtiyacı mı var. Tanrı bizi neden imtihan etsin. Bilmiyor, yarattığı kulunun nasıl yaşayacağını merak mı ediyor? Dünya imtihan yeri mi?
Oysa insanın yaşam planı doğmadan önce, doğduktan sonra ve öldükten sonrasına kadar yaratan yaşam planını yapmış. İyisiyle kötüsüyle acısıyla tatlısıyla hissettiği hissetmediğiyle bize yaşamak düşer.
İnsan doğar yaşar ölür ve doğaya tabiata döner, insan vücudunda olanlar ayrışarak tabiata ait olduğu yere döner.
Cenaze defin için mezarlığa gitmeyen olmamıştır. Herkes gitmiştir. Açılan o çukurun toprak parçaları arasında bir çok börtü böcek kırk ayaklar, karıncalar kara kara böcekler görürüz işte o böcekler bizim bedenimizi yiyerek parçalayarak ayrıştırır doğaya döndürür.
İnsan ölümsüz olsaydı ne olurdu?
Yani insan ölmese arkadan gelenlere yer açmasaydı? Gogula baktım 2023 itibarıyla dünya nüfusu 7 milyar 924 milyon. Bu sayıya bu güne kadar ölenlerin sayısını ekleyin, diğer canlı hayvanları ekleyince solunum yapan bitkileri düşününce... Sanki mahşer.
San ki leş parçasında, et veya hayvan ölüsü çürüdüğünde leş kurtlanır suyun kaynadığı gibi kurtlar kaynar gibi görünür, işte dünya bu hale gelirdi.
Cenazeyi gömdükten sonra hoca kur an okur eller açılır dua edilir. Yavaş yavaş orayı herkes terk eder. O an aklıma "ikra bismi rabbikellezi halak" "halakak’l-insane min halak" islamın ilk emri "oku" fakat "yaratan rabbinin adıyla oku" şeklinde Allah (cc) adına okunursa o okuma istenen okumadır.
Aslında insan her gün farkında olmadan okuyor. Nasıl okuyor? Şimşek çakıyor gök gürültüsünü anlamaya çalışıyor. Gökyüzüne bakıyor güneşi bulutları anlamaya çalışıyor.
Acaba Yunus Emre bunu mu anlatmak istiyor.
"İlim ilim bilmektir. İlim kendin bilmektir. Sen kendin bilmezsen, Bu nice okumaktır. Bana göre insan tabiattır, tabiat insan benim her zamanki düşüncemdir. demek istediğim tabiatta olan her şey insan vücudunda mevcuttur. İnsan vücudunda bulunan her element tabiatta bulunmaktadır. Buna göre insan tabiatsa, tabiat insandır.
İnsan vücudunun oluşumunda bulunan altı element oksijen, karbon, azot, kalsiyum, ve fosfor vücudun % 99’unu oluşturur. Vücudumuzda toplam veya yaklaşık olarak 25 element bulunmaktadır. Bu elementler öldüğümüzde tabiata ait oldukları yere döner.
Hz. Mevlana ya göre; şöyle der "hamdım piştim yandım" oldum mu biz eklediğimizde...
Tarla sürülür o kadar meşakatla tohum saçılır ekilir. Can suyu verilir tohum çimlenir toprağa tutunur. Daha sonra toprak üstünde yeşerir filizlenir. Beslenir yağan yağmurla toprağın neminle sulanır boy verir. Kar yağar yorgan olur.
Üşür mü? üşümez, donar mı? donmaz, neden çünkü çekirdek tabaka magma, ateş küre onu alttan ısıtır, karda üzerini yorgan gibi örter sıcak tutar donmasını üşümesini önler. Karlar erir havalar düzelir güneş görünür yavaş yavaş tohum fışkırır boy atar güzelleşir serpilir zamanla boy verir başak yapar güneşe erişmeye çalışır. Güneş ateşini artırır sıcağını yükseltir, alttan ateş küre başağı pişirir oldurur.
İşte insanda böyledir.
Erkek kadının vücudunda tarlayı sürer tohum atar eker. Kadın tarladaki toprak görevi gibi tohumu kabul eder tohumu tutar. Tohum çimlenir yavaş yavaş büyümeye başlar aynı tarlada ki toprağın tohumu sakladığı koruduğu büyüttüğü gibi kadında bir toprak misali vücudunda ki canlıyı korur, saklar besler ve büyütür oldurur.
İnsan tabiat, tabiatta insan
İnsan öldükten sonra tabiata döner. Tamam öldü gömüldü ayrıştı tabiata döndü, doğada ne olur? ne yapar? Bir de ruh var. Ruh ne olur ne yapar?
Karaca oğlan şöyle der.
İncecikten bir kar yağar tozar elif elif diye, deli gönül abdal olmuş gezer elif elif diye.
Tabiatla buluşan ayrışan insan vücudu bir kısmı toprak olur. Toprak olarak kalır. Buradan kopan toprak parçaları tozlar rüzgara kapılır. Savrulur gök yüzünde oradan oraya derken yanardağda lavların üzerine düşer. Bizim en çok cehennem tarifini andıran gözümüzde canlandıran örnek kızgın lavları dere gibi akıştığı bize hayalimizde canlandırmamıza yardımcı olur. O yoz parçası, insanı içine düşse bir mum gibi eritecek kaybedecek sıcaklıktaki sıcağı o toz parçası hisseder mi? Tanrı istemezse hissetmez.
Mesela, ayrışan insan vücudunda bulunan oksijen ve hidrojen elementi Yoğunlaştı ve çiğ damlası olarak gonca gül yaprağına düştü,
Yağmur damlası oldu insan vücudunda tene düştü bedende süzüldü, Veya yağan yağmurda su damlası olup bir dereye nehire bir akarsuya karıştı,
Toprak olarak kalan kısmı, üzerinde çimenlerin yetiştiği, rengarenk kır çiçeklerinin açtığı kuzuların otladığı, arıların kelebeklerin gezindiği toprak parçası oldu
Tabiat insan, insan tabiatta ruh ne oldu? Ruh özgür gezer dolaşır. Tatile çıkan insan, kırda bayırda güzellikleri arayan çiçekten çiçeğe konan kelebek misali...
Bir gonca gül yaprağındaki çiğ damlasına gider gülü koklar,
Bir insan vücuduna düşen yağmur damlalarına gider tende süzülür her yerini gezinir zevk alır.
Bir dereye nehire akarsuya düşen su damlasına gider, dağ tepe bayır çayır köy şehir dolaşır denize ulaşır, ya dalgalarla kayalarda parçalanır yada kumsalda buharlaşır geriye döner.
İnsan tabiattır. Tabiat insan. Doğada bulunan her şey canlı cansız bulunan her varlık bir hukuk, bir işleyiş bir ilişki içerisindedir. Canlı cansız her şeyin bir görevi vardır. Görevini tamamlayan görevi bittiğinde geldiği yere döner. İnsan doğar büyür yaşar ve ölür geldiği yere döner. İşi biten görevini tamamlayan her şey geldiği yere döner.
Cennet cehennem nere ? Mahşer kıyamet ne?
Tanrı, yaratılış cennet cehennem din ibadet gibi konuları teoloji bilimi inceler. İnsanın "kul" olarak dünyada ki konumu ve görevlerini de inceler. Tanrı kavramı üzerinde durur. Tanrının varlığına ilişkin sorulara cevap arar.
Eskatoloji "son" anlamına gelir. İnsanlığın nihai kaderi veya dünya tarihini sonuçlandıran olaylar yani dünyanın sonuyla ilgilenir.
Ahiret hayatı kıyametle başlar. Yer ve göğün şekli değişir. Mahşer alemi kurulur. Mahşerde herkes hesap verip cennet ve cehenneme gidince sonsuz ahiret alemi başlar.
Mahşer kıyamet günüdür.
Kıyamet gününde diriltilecek olan mükelleflerin hesaba çekilmek üzere bir araya toplanmasıdır. İsrafil elindeki sur a birinci defa üfürünce dağlar parça parça olacak, yanardağın patladığı gibi ateş küre fışkıracak, düşünilemiyecek kadar büyük dalgalarla karaları yutarak denizler birbiriyle birleşecek, yıldızlar fener ışığının kapatılması gibi kararacak yer yüzüne dökülecek, tüm canlılar ölecek.
Güneşin büzüldüğü magmanın yer altındaki erimiş kayaçların denizle yer değiştirmesi, denizin kaynatılması...
"Dünya merkezli evren" anlayışında dünyanın sonu evrenin sonu kıyamet...
Kıyamet günü hesap günü ya da mahşer günü...
"Dünya merkezli evren" anlayışında dünyanın sonu, Zerdüştlük, Hristiyanlık ve İslam dini gibi dinlerde ölülerin dirilerek mahşerde toplanacağına, hayattayken yaptıkları iyilik ve kötülüler için hesap verecekleri, iyilerin cennete kötülerin ise cehenneme gideceği, cehennemdekilerin bir kısmı günahları miktarı ceza çekip cennete gidecek. Allah’a inanmayanlar ve ortak koşanlar ise cehennemde ebediyen kalacaklarına inanılır.
Sanki doğanın çaresizlikten, kötüye kullanılmaktan kendi kendini yok etmesi. İnsanın kendi canına kıyması kendi hayatına, yaşamına son vermesi...
Hem ben benim hem sen sensin.
Hem sen "ben" sin. Ben seninle o haldeyim ki -ey sevgilim ben sen miyim yoksa sen ben misin bir türlü kestiremiyorum. (Mevlana Celaleddini Rumi)
En el hak der. Hallacı Mansur.
En el hak Arapçada " Ben hak’ım" "Haktan gayrı değilim" anlamına gelir.
Sizce
Tanrı intihar eder mi?
---------------------------------------------------sevgilerimle...
---------(pitik)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.