- 455 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İSTANBUL'UN FETHİ VE EMEVİLER (1)
İSTANBUL’UN FETHİ VE EMEVİLER (1)
قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:
لَتُـفْتَحَنَّ الْقُسْطَنْطِينِيَّةُ . فَـلَنِعْمَ الْأَمِيرُ أَمِيرُهَا، وَ لَنِعْمَ الْجَيْشُ ذَلِكَ الْجَيْشُ
Kale Resülüllah Sallallahü aleyhi vessellem
Le tuftehanne’l-kustantîniyyetu. Fe le niğme’l-emîru emîruhâ, vele niğme’l-ceyşu zalike’l-ceyş. (1)
Resulullah sallallahu aleyhi vessellem dedi ki;
"Kostantiniyye (İstanbul) muhakkak fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan; onu fetheden ordu ne güzel ordudur.” Ahmet Bin Hambel’in Müsned adlı eserinde geçen bu hadisi şerif Müslüman Ordularının peygamberin duasına nail olmak için 1453 yılına kadar rehber edindikleri bir hadistir. İlk İstanbul Kuşatması Emevi Halifesi Muaviye’nin oğlu Yezit tarafından 672-674 yıllarında başlayıp 678 yıllarına kadar sürmüştür. Karadan Gelen Emevi Orduları Afyon, Sivrihisar önlerine kadar gelmiş, ancak Roma Bizans güçlerinin direnişini kıramamış bu seferde Donanma ile yola çıkarak Kostantiniyye önlerine kadar geldiler. Muaviye Karadan gelen orduların yetersizliğini görünce boğazlardanda donanma getirir iken karada çok acımasız bir yağma olmaktaydı. Ege Denizi açıklarında adalardan başlayarak Bizans ada ve sahil şehirlerini birer birer eline geçirmeye başladı. Bunlar arasında Rodos, Kos, Sisam ve Izmir sıra ile Arapların eline geçti. Bizans’ta IV. Konstantinos imparator iken 672’de Arap donanması Marmara’ya girdi ve Kapıdağ yarımadasının kıstağının hemen kuzeydoğusundaki eski Klasik Yunan şehri olan ve Roma ve Bizans dönemlerinde de önemini kaybetmeyen Kyzikos şehrini eline geçirdi. Araplar iki yıl bu şehri tahkim edip bir donanma üssü haline getirdiler. (2) Ayrıca orada donanmalarındaki gemilerini kuşatma silahları (büyük mancınıklar vb) ile donattılar. Kapıdağ Yarım adasında kışlayan Emevi orduları içerisinde yer alan Hazreti peygamberi gören sahabelerde bulunmaktaydı. Hatta Gemlik Umurbey’de 21 kişilik pek bilinmeyen bir sahabe kabristanı bulunmaktadır. Muhtemelen bu kuşatma esnasında şehit olmuşlar... Mahallede biraz araştırma yaptım. Halktan çok şeyler dinledim. Yeri gelmişken Bursa Armut köy eski kabristanında Eyüp Sultan hazretlerinin ikinci eşinin kabrinin olduğunu bilmekteyiz. İslam tarihi kaynaklarında ikinci eşi olduğunu tespit ettik. İsmi hakkında ihtilaflar bulunmaktadır. Dönem hakkında kaynaklar çok kısıtlı olmasına rağmen elimize azda olsa kaynak ulaşması sevindirici. Çoğu yazarın yazılar yazdığı Bayraklı Dede Abdulvahap Sancaktari bir Emevi askeridir. Bölgemizde İstanbul’un fethi için gelen Emevi Ordularının izini halen görmekteyiz. Hazreti Ali’yi şehit eden bu caniler Arap milliyetçiliği için yapmadıkları zulüm kalmamıştır. Özellikle Bursa’nın çeşitli yerlerinde Bu canilerin izlerini görmekteyiz. Eyüp Sultan hazretleri yaşının ilerlemesine rağmen sırf peygamber efendimizin duasına nail olabilmek için bu canilerin zülmüne ses etmemiş,İlahi kelimetullah uğruna cihada çıkmıştır. Eşide Bursa Armut köyde yatmaktadır. Bu arada Konumuza dönecek olursak,Emevi orduları İstanbul’a başarısız hamleler yapmaktadır. Kışın bastırması ile geri çekilen Emevilerden fırsat bulan Bizans bu sırada Baalbek’li Hristiyan mimar Kallinikos, "Rum ateşi" olarak adlandırılan bir silah icat etti. Rum ateşi, ilk kez 677 yılında Bizans donanması tarafından kullanıldı. 678 kuşatması sonunda Rum ateşi sayesinde üstünlük sağlayan Bizans donanması, Emevi Arap donanmasını bu silahı kullanarak deniz savaşlarında da mağlup etti. 668 kuşatmasından sonra Emevilerin yenilgiyi kabullenmeleri zor olmuştur. İkinci Kuşatma 717,718 yıllarında olsada sonuç değişmedi. Konstantinopolis Kuşatması (674-678)’ den sonra Araplar şehir üzerinde kararlı ataklı bir ikinci deneme girişiminde bulundular. 80.000 kişilik bir ordu Emevi Halifesi Süleyman bin Abdülmelik’in kardeşi Mesleme tarafından yönetiliyordu. Yunan kaynakları İkinci Seferde Halife Abdülmelik’in kışa yakalanması ve erzak kıtlığı yaşamasından detaylı bahsetmektedir. Buldukları bir çok canlıyı yiyerek hayatta kalmaya çalıştığını yazmakta kaynaklar. Yani İstanbul kuşatması Emevilere tam bir yenilgi ve hüsran olmuş. Bizanslılar Rum ateşi ile ve Haliç’te ki Zincir sayesinde üstünlüğünü korumuştur. İşte bu savaşlar esnasında Bölgenizde pek çok asker kaybeden Emevi orduları yenilgiyi kabul eder iken, bir çok sahabenin de bu topraklarda kalmasına sebeb olmuştur. Halen ilçemiz ve çevresinde isimsiz kabirler çıkmaktadır. Şimdi Bu toprakların hakkında kalem oynatan tarihçilerin tarihe tarafsız bakmaları gerektiği sonucuna varmış bulunmaktayız. Tarihi okumasını bilmeyenler tarih yazamazlar. Yazsalarda er yada geç gerçekler ortaya çıkacaktır. En şiddetli iki sefer olsada hafif şiddetli 9 kez kuşatma yapan Emevi Arap orduları İstanbul’dan elleri boş döndüler. Bir çok Hazreti peygamberi gören sahabe bu savaşlarda şehit oldular,İlk seferde Muaviye Rum ateşini icat eden Kallanikos’u dinleseydi, savaşın gidişatı değişik olabilirdi. İlim teknik ve teknolojik gelişmeleri takip etmeyen ordular yenilmeye mahkumdur. Kaderin cilvesi Hazreti Ali ve evlatlarına bir suyu çok gören bu zihniyet Rum ateşi altında yanarak can verdi. Zalime ses etmeyen sahabelerde o Ordu’da şehit oldular...
SON SÖZ
Cahiliye döneminin bitiminde Mekkeli Yetimi önemsemiyen onu küçük gören Cahiliye Arapları o yetimin kurduğu İslam imparatorluğunu görünce hemen çeteleşmeye koyuldular,ilk hedefleri Hazreti Hamza Oldu. Ebu Süfyan’ın başını çektiği bu münafıklar Hazreti Ali ve çocuklarınıda şehit ettiler,Bunların kurduğu Emevi Devleti Şam merkezliydi. Sahabelere bile yaptıkları zulümün son noktası Bizans önlerinde Şamlı Silah mühendisinin yaptığı Rum ateşiyle İstanbul önlerinde boğazın derin sularına gömülmek oldu. Rum ateşi zift ile yanıcı maddelerin birleşiminden oluşan suyun üzerinde bile insanı kemikleriyle birlikte yakan bir keşiftir. Şamlı Kallinikos Bu silahı ilk Muaviye’ye sunmuş ancak Muaviye beğenmemiştir. Bilim ve tekniğe önem veren Bizans Rum ateşi ile Fatih Devrine kadar ayakta kaldı. Bilim ve tekniği önemsemiyenler tarihin tozlu sayfalarına gömüldüler. Kimse Zulüm ile abad olamaz. Haftaya görüşmek üzere esen kalın.
Kaynakça; (1)Ahmed bin Hanbel müsned
(2) Norwich, John Julius, (1988), Byzantium: the Early Centuries, Londra, Penguin say. 674-680
15 Mayıs 2023 tarihinde Orhangazi lider gazetesinde yayınlanan yazım.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.