- 159 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
YARATILIŞ DÜŞÜNCELERİ 6 Darwin'in görüşünün ana Teması 5
İnsan ise diğer varlıklardan akıllı olduğundan onları akılsız diye, küçük görür. Oysa bu zeki, becerikli, dahi varlığa "Gel bir elma yap, portakal, şeftali yap; şöyle kütür kütür şurup gibi üzüm yap” denilse, yapamayacaktır. Ancak insanın yaptığı alçıdan ve plastikten taklitleridir. Bu yaptıklarına da öyle bir fiyat ister ki, taklit elmanın parasıyla, hakiki lezzetli gıdalı bir kilo elma rahat alınır.
Acaba en iyi bilenimiz, bu işten ben anlıyorum diyenimiz kaç fidanı, tohumu görse ayırt edip, bu şu ağacın veya sebzenin tohumu veya fidanı diyebiliriz? Acaba yüz, iki yüz bilemedin üç yüz tane toğum olur muydu?
İlim adamlarının tespitlerine göre dünyada üç yüz bin civarında bitki çeşidi varmış. Bunun hangisini toprağa ekerseniz o çıkar. Patlıcan ekip, biber alan yoktur. Diğer taraftan, cinsiyle, şekliyle, tadıyla, kokusuyla, rengiyle toprak ektiğimizi aynen bizlere sunmaz mı? Peki, toprağın içinde fabrikalar mı var? Bütün bu saydıklarımızı kendi kendine nasıl ayarlıyor, nasıl yapabiliyor? İşte bütün bu kabiliyetler, sanatlı işler gerçek sahibine verilmeyip toprağa verilecek olursa, toprak insandan daha akıllı ve kabiliyetli duruma gelmiş olur.
Bu konuda enteresan bulduğum bir olayı sizlere nakletmek istiyorum.
17. yüzyılda Hollandalı olan doktor, Jean Baptiste Van Helmont 100 kilo toprağı kurutmuş. Bu toprağa ağaç dikmiş. 5 yıl süreyle yağmur suyu damıtılmış su vermiş ve 90 kilo ağırlığında bir ağaç yetiştirmiş. 100 kilo toprağı yine kurutmuş 60 gram eksik çıkmış. 60 gram ağacın ihtiyacı olan topraktaki madenlerdir.
Peki, 60 gram eksilmeye karşılık 90 kilogramlık ağaç nasıl olmuştur? Kendi kendine oldu veya toprak yaptı demek acaba ne kadar mantıklı olur? Bunca harika olayları Allah’a vermeyip, türlü türlü geçersiz çözüm ileri sürmek acaba ne kadar inandırıcı olabilir?
Ahmet TULGANER
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.