BABAMA MEKTUP
Sevgili babacığım,sen bu mektubu okurken
Ben sana giden tüm yollara çiçekler ekeceğim.Senden ayrılalı, çok şey değişti.Büyüdüm..Sevdim-sevildim.Öldüm de dirildim.Okudum-yazdım.Yazarak eğildim evrenin ince boynuna.Fısıldadım adını tüm yıldızlara. Hayırlı bir evlat var oluşsal sorunu kafamı kurcalamıyor değil.Derinliğim başkalarının kabusu oldu hep.Herkes gibi de olamadım çünkü.Mesela kalabalıklarda yürüyemedim.
Soruya cevap verebilecek havaya kalkmış bir parmağımı hatırlamıyorum.Oyunların mağlup olanı oldum hep bu hayatın.Komşu teyzelerce övülen bir genç olamadım hiç.Elini tutmayı beceremedim hiçbir sevgilimin.Zaten devrimci olmayı da beceremedim.Anlayacağın babacığım,mükemmel olmak kimin umurunda.
Kurduğum tüm düşlerimin vergisi alınıyor benden.Ödemediğim bir bedel kalmadı bu yaşamda.Yani eksideyim babacığım!Hayalde, hayatta..Savaşta ve barışta..Ben bu hayata olan tüm borçlarımı.Son şiirime sakladım.Kafiye arama sıkıntısına düşmeden.Öylece...Harf harf ödeyeceğim.Bu yüzden için rahat olsun babacığım.Uyusam artık..Dokunamadığım sabahı neden göreyim ki?Anlıyorsun değil mi babacığım?Kof bir keder değil bu!Utanılası bir bağım var gündüzle.Işıklar hep kapandı üzerime.
Okuduğum her kitapta ve sevdiğim her kedide.
Biliyor musun,rüyalarım ışık saçardı ki ben sensiz karanlığı göğsümde kaç kez uyuttum.Güneşin çemberinde pervane gibi döndüm.Tenimin kökleri sarmalıydı kendisini ve ben döndükçe Tüm şehir uykudaydı.Tüm sesler yalnızdı. Sen gideli dünya daha acımasız ve kirli bir şekilde dönüyor.
O zaman bırak dağınık kalsın şiirlerim..
Mısralarıma uyku tulumu giydiremezler
Yoksul, gece kondularda büyüdü harflerim
Sen örmüştün imla kurallarını,tel örgüleriyle gökyüzüne..
Öykeyse ölüm neydi babacığım?Köle ve efendi aynı korkuyla kucaklaşıyor.Herkes aynı duayı yakarıyor.Adalet kambur bir şiir gibi uzanıyor ölümüne.Bir pazar çadırında doğdum ben
Bilirim yanlış tartılan kokuyu.Bilirim zamansız giden ayakları ve gölgeleri.Geçenlerde
Fotoğrafın düştü raflı tozlardan.
Hiçbir pazar babasıyla kahvaltı yapmamış bir çocuk olduğumu anımsadım. Senden sonra
hiçkimse önüme boya kutusunu verip
Güneşi çiz demedi.Mavi renklerle konuşmam yasaklanmıştı.İşte bu yüzden gökyüzünü tanımazdım.Öyleyse bir avuç yıldızmış ölüm..
Bom boş bir sayfa var içimde.Çıkmaya can atan.
Çıkartmıyorum..Sigara dumanına boğuyorum
Dışarıda; uygarlık .Dışarıda; barbarlık.Dışarıda; kayıp yıldızlar.İlk defa sana mektup yazıyorum
Can çekişiyor parmaklarım.Ölüm dağılıyor bedenime.
Seni çok özlüyorum.Bunu bir yas olarak algılamamanı isterim.Çünkü beni akşamları en güzel sen severdin.Buarada senden kalan bir saat var.Kaç yıldır bozuk.Öyle kalsın istedim
Ben hep senin gittiğin an’dayım...Ben, hep senin öldüğün yaştayım.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.