- 187 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Kolektif Alan 46 a
Kölecilik insanlaştıktan sonra başlar. İnsan ismi üreten ilişkiler bileşimli ön ittifakın içinde alındı. İzole yaşam her bir grubun fiziğini değiştirmişti. İttifak içinde görünüşü tam olarak hiçbir gruba ait olmayan ama yine de her bir grubun ilah benzerleri melezler doğmuştu. İnsan söylemi melezlere verilen isimdi.
Ön ittifaklar hayli gelişmişti. İttifakın kolektif zenginliği ve kolektif kapasitesiyle, depo hafıza bilgisi çok artmıştı. Kolektif alanlar kişilerin günlük kaygılarını gidericiydiler.
Kamunun olan kolektif kapasite şimdiki özelleştirmeler gibi birilerinin eline geçmekle mülk sahipliği süreci başlamıştı. Kolektif sağlamaya göre mülk sahipleri mülksüzlerin günlük kaygılarını giderilme sağlamasında hayli eksiltmeler yapmıştı. Kişideki kolektif alana olan eğim mülk sahiplerine yönelmişti.
İnsan sağlatan kolektif kapasiteli alan yansımalarına alışmıştı. Kolektif kapasiteyi kullanan paydaşların payların da yapılan eksiltmeler kişide kamusal alana karşı dışlanma, ıraksanma duygusu doğuruyordu.
Mülk sahipliği ilişkisi kişileri kolektif alana, kolektif emeğe yabancılaştırıcı, dışlayıcı ve ıraksatıcı bir özelleştirme operasyonuydu. Mülksüzleşme sonrası insanda, kolektif kapasite konforu olmadan yaşayamaz olmanın yalnızlık duygusu hâkim olmuştu. İnsan doğal ortamı kolektif emekle üretiyordu.
Temel dayanaklardan yoksun mülksüz lük içinde, kolektif alanın olanaklarını yakınsanması yerine, mülkün sahiplerini yakınsama düşüncesi doğmuştu. Sağlama işi kolektif alan yerine mülk sahiplerinin eline geçti. Böylece mülkün ve mülk sahiplerinin hüküm ve hükmetme işi oluşmuştu.
Kolektif alan kolektif emek gücü üzerine mülklü mülksüz diye parçalı edilmişti. Kolektif emek, kolektif kapasiteyle; kolektif yapabilirlikti. Mülksüz lük duygusu kişileri kolektif alandan ıraksatan düşünceydi. Iraksama mülk sahibini yakınsatan düşünceydi.
Mülksüz lük kolektif sahiplikten yoksunluktu. Kolektif sahiplikten boşalan alan etkisinin yerini mülksüz lükle oluşan yapay algıları doldurmuştu. Kolektif alan çekimi yerini mülkün çekim almıştı. Mülk çekimli dalgalanmanın üzeri inanç ve iman edimli modülasyonlarla doldurulmuştu.
Gerçekte ise ne kolektif alan etkisi gitmişti. Ne kolektif emek kaybolmuştu. Ne de kolektif kapasiteli yapabilirlik zaildi. Mülk ve mülk sahipliği kolektif olan ne varsa bunların çekim gücü yerine geçti ve bunları etkisini gizleyen bir sahtelikle mülk, aldatan puttu. Artık mülke ve mülk sahibine tapım vardı.
Kişilerin kolektif kapasiteli hakları kimi kişilere verilmiş rızktı! Böylece kolektif yaptırım gücünü kendisine mülk edinen kurnaz kişilerin mülk sahipliğiyle; mülkten yoksun olma eksikliğinin farkı, "mülkün sahibine olan muhtaçlıkları doğurmuştu".
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.