- 150 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
YARATILIŞ DÜŞÜNCELERİ 3 Darwin'in görüşünün ana teması 2
Bu noktada sizlere yıllar önce okuduğum bir gazetede bana çok enteresan gelen bir haberi nakletmeden geçemeyeceğim. Bazı ölçülere göre medeni kabul edilen ve bazı insanların her konuda kendilerine körü körüne örnek aldığı Avrupa ülkesinden biri olan İngiltere’de bir okulda, öğretmenlerden birinin öğrencilerine Darwin’in evrim teorisini ballandıra ballandıra anlatıp, Allah’ın inkarı noktasındaki görüşlerini empoze edince, bir öğrenci velisi bu öğretmeni mahkemeye veriyor. Velinin iddia talebi şu: "Modern bir çağda hala böyle fosilleşmiş teoriler ile çocuklarımızın kafası niçin karıştırılmak isteniyor. "
Öğrenci velisine tamamen katılıyorum. Gazetede bu dikkate değer haberi okuduğumda günümüzde hala Darwin’in bu görüşünü göklere çıkaran kendisini çağdaş olarak nitelendiren çağın çok gerisinde kalmış insanlar aklıma geldi.
İnsan ile binlerce yıl önce yaşamış bir hayvanın şeklen bazı açılardan birbirine benzerlik göstermesi hiçbir şeyi ispat etmez. Benzerlik iddia edildiği gibi başlangıçta aynı olup, sonradan evrim diye adlandırılan, zaman içinde ihtiyaca göre değişim geçirmiş olduğunu söylemek hiçbir dayanağı olmayan bir ifadedir.
Hadiseye başka bir pencereden bakıldığında evet aslında bütün canlılarda temelde bir benzerlik vardır. Daha doğru bir ifadeyle bir birlik yani tevhit mührü hepsinde hâkimdir.
Kâinattaki birliğe, Bediüzzaman’ın şu güzel sözleriyle dikkatlerinizi çekmek istiyorum:
İnsanın midesini yaratan kimse, pirenin de midesini O yaratmıştır. Pirenin midesini tanzim eden, sivrisineğin gözünü yaratan güneş sistemini dahi O yaratmıştır. Demek ki, yaratılanların hepsi tek tornadan çıkmıştır. Yani gözümüzle gördüğümüz ve göremediğimiz, kâinattaki bütün varlıklar şanı yüce, kudreti sınırsız, rahmeti bol Cenab-ı Hak tarafından yaratılmıştır. Aksi düşünülürse karmaşa çıkar. Bu karmaşayı da dünyanın bütün akıllı insanları bir araya gelse çözemezler.
Ayrıca Darwin’cilere göre: Hayat bir mücadeledir. Böyle düşündükleri için büyük balığı küçük balığa yuttururlar. Kuvvetli yaşar, zayıf her zaman yok olmaya mahkûmdur. Bu görüşü savunanlara şunu sormalı; acaba bizler yaşamak için neyin mücadelesini veriyoruz? Kafamızı iki elimizin arasına alalım ve vicdan ve akıl dürbünüyle, insaflı davranarak düşünelim; hangi organımızın sahibi olmak için kaç para ödedik. Gözümüze, kulağımıza, ellerimize sahip olmak için ne bedel ödedik?
Ahmet TULGANER
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.