- 121 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
TARLANIN OTU
Ekini biçtik. Hava boyrazlıydı. Desteler yerde durmuyordu. Güney ekindi. Ağalınaltı ,Gocaharman, Fındık ekindi. Tarlalar öküzle işlenirdi. Haziran sonu temmuz başında ekinler yeterdi. Ele ellik takılır, sağ elle de orak tutulur. Ekinler biçilirdi. Patos yeni yeni köye gelmeye başlamıştı. Ancak motorun eve gelmmesi veya harmana gelmesi için yol yoktu. Kimse tarlasından yol vermezdi. Hasan Zöhre’yle evlenince Gışla’ya , Dölek’e gavak dikmişti. Gavakların arasına ben de diktim. Ersin de üç beş gavak dikti. Birgün gavakları davar soydu. Muşamba ile sığır gübresiyle sarılınca kurumamıştı. Gavaklar büyüdükçe her sene birkaç tanesini boyraz devirirdi. Hasan’ın hayali gavağın parasıyla motor almaktı. Ümüt küçük çocuktu. Eve sünnetçi aptal geldi. Çantası vardı. Çantanın içinde makas, bez, ip,pamuk gibi sünnetçi malzemeleri vardı. Ümüt’ü Hasan ellerini bacağının arasından geçirip sımsıkı tuttu. Çocuk korktukça korktu. Cin çocuğu gibi ciğiriyordu. Ağlamaktan sesi iyice kısıldı. Aptal bülüğünün ucunu iyice öne doğru çekti. Çatal gibi bir makasın arasına kıstırdı. Kabuklu yerini cirpeden düşürdü. Yaraya davarın toz halindeki guru bokunu üfeleyip ekeledi. Bir ken işerse çabuk iyileşir dendi. Pijama giymesin, bülüğü kanamasın dedi. Aptala sünnet karşılığı para ve bir çil horoz verildi. Ağam gerisi de bizden olsum dedi. Evin önünde arı barakasının arkasında tavuk yuvası vardı. Bir yuva da çınarın dibinde vardı. Ümüt yuvaya yumurta almak için gitmişti. Tavuk yuvanın üstünde yatıyordu. Yumurtayı almak için elini uzatınca gurk tavuk elini kekince çok korkmuştu da ağlayarak çınarın yanından doğru eve geliyordu. Evin önüne meke ekilirdi. Bir havuz evin arkasındaydı. Bir havuz da Bük’teydi. Davarı evin altına koyardık. Zibilini de tarlaya dökerdik. Tarlada zibilden dolayı sirken, darıcık çok olurdu. Mekenin nekadar otunu vurursan vur birkaç gün sonra hiç vurulmamış gibi olurdu. Babam öküzle tarlayı sürdü. İki şinik meke ekti. Biraz sıktı. Otu vurulacak oldu. Neşet’in hanımı evdeydi. Gocası askere gitmişti. İki ay askerliğini yapıp gelecekti. Terhisine iki gün kala askerlik süresi on sekiz aya uzatılmıştı. Bu durum kavuşma hayallerini uzatmıştı. Mekenin otunu gün gızmadan vurmaya başladık. Gazmalar daşlara değdikçe şakır şakır ediyordu. Ben gençtim. Hayallerim vardı. Büyüyüp meşhur biri olacaktım. Siyasete girip milletvekili olacaktım. Hatta bakan olacaktım. Havadan sudan muhabbet uzadıkça uzuyordu. Laf lafı açıyordu. Bir bakmışık elin başına çıkmışık. Bir defasında Mezerlik’ten Almalı’ya giderken çam toruklarına bakıp bakıp acaba orman bakanı mı olsam diye düşünürdüm. Ben ormanın içinde büyümüştüm. Köylü çocuğuydum. En iyisi mi kültür bakanı olayım diyordum. Şiir yazacaktım. Şiir kitabımı satıp zengin ve meşhur olacaktım. Cebimde bir guruş para yoktu. Ne yapıp edip bir şeyler yapmalıydım. Fidan bastırıp aşılayıp satacaktım. Goyun damının yanına zibil çektim. Ağıl yapıp içine melham tohumu ektim. Dölek’e de ceviz guzluğu yaptım. İyi dutan cevizlerden çetil bastırdım. Ersin Hasan’a garşı gelmişti. Anama da garşı gelmişti. Ersin’i bağlayıp bir güzel dövmüştük. Ersin de benim ceviz çetillerimi gırmıştı. Bir defasında Hasan gazanla suyu vurmuştu. Altına çalı çaltıyı basınca su iyice ısındı. Goyun damında banyo yapardık. Gafası köpüklüyken ılıştırdığı su bitince Ersin’den su istedi. Ersin de bir helke ısıcak suyu getirip yanına goydu. Kindelle başına gaynak suyu döker dökmez yandım anam deyip havalara sıçıradı. Cırılcıplak Ersin’i dövmek için govaladı. Bükte gavağın dibinde yakaladı. Tokat depik şırak şırak bir güzel sündürdü.Andırın’dan ormancı Selahattin’den okuntu gelmişti. Azmi dayım Hasan’ı doldurdukça doldurmuştu. Kadının düğünde ne işi var, diyordu. Haasan da bunun lafına inanmıştı. Anama düğüne gidemezsin diye pintişti. Anamla dövüşüp küpü küllüğü kırdılar. Hasan Bük’e vardı varmadı. Anam tüfeği alıp arkasına havaya doğru kütületti. Hasan ilim yitiği oldu.Doktor Hacı gavak tüccarıydı. Boyrazın attığı gavakları gabala satın aldı. Bir naylaon gavak yükledi. Bük’ün oraya çamura gelince motor badanaj yaptı. Oraları yediyse debir türlü çıkmıyordu. Tekerin altına kesme çalısı getirip attılar. Daş attılar yine çıkmadı. En son naylonu boşaltıp yüklemeye karar verdiler. Ben inat edip naylonu yüklemem , dedim. Doktor Hacı anama, bu çocuk çok iinat, bundan çekeceğin var, diyordu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.