- 432 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Salih Mirzabeyoğlu’na Muhabbetle
Ülkemizde şu kadar akademisyenin, şu kadar hukukçunun, bilmem şu kadar ilahiyatçının, şu kadar şair, yazar ve şu kadar eğitimcinin var olmasına rağmen, anlayış, yaşayış ve düşüncede “neden” ciddi anlamda irtifa katedemediğimizin resmini ortaya koymaya yetiyor sanırım, merhum Salih Mirzabeyoğlu’nun şu izahı, “Anlamadan karşı çıkanlarla, vakıf olmadan ve hissetmeden sahiplenenlerin sefaleti”
Peki Salih Mirzabeyoğlu gibi fikir adamları topluma neden aykırı geliyor?
Böylelerini daha önemlisi böyle bir fikir adamını anlamak için her şeyden önce fikrî bir zihne sahip olmak hatta fikrî istidada ermek veya o yolda yol almak gerekir. Genel olarak toplumun okuyarak ya da araştırarak değil de duyumlarla veya gördükleriyle yaşıyor olduğunun gerçekliğini kimse inkar edemez herhalde. Dolayısıyla bu da doğru anlaşılmaya bir engel olarak kendini gösterir.
Peygamber duâsı, “Allah’ım bana eşyayı olduğu gibi göster.” Demek ki eşya ve hadiseler göründüğünden farklı bir bakış açısına ihtiyaç duyuyor. Yani “şiir gibi, fikir gibi” bir inkılâba! Hafızam yanıltmıyorsa Gerorge Orwell’in şöyle bir bir sözü var daha doğrusu ve maalesef ki onu haklı çıkarabilecek bir tespiti, ’’Bir toplum gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsa, gerçeği söyleyenlerden o kadar nefret eder.’’
Salih Mirzabeyoğlu ki, fikirde harp yapan 20. yüzyıl İslâm tefekkür mecrasını açan, Büyük Doğu fikir bakiyesinin mimarı Üstâd Necip Fâzıl’ın daha genç yaşlarında “fikir haysiyetinin müstesna genci” diye payelendirdiği yere sahip!
Hâl böyleyken en azından kendi payıma ve bu hakikati sahiplenen, aidiyet gösterenler ve çoğaltanlar için söylebilirim; Salih Mirzabeyoğlu’na muhabbet, Necip Fâzıl’a vefaya varır!
F. Selçuk Soylu
YORUMLAR
Merhaba Hocam
Kısa, öz, anlam ve anlatım gücü bir o kadar yüksek bir yazı kaleme aldığınızı gördüm
Geometride üç kavram vardır ya; derinlik, genişlik, yükseklik
Biz onları hacim ve yüzey ölçüleriyle sınırlı anlıyoruz kanımca, edebi, felsefi alanlara dönük manalarda da anlamıyoruz pek
Şimdi tekrar Google kanalıyla bakıyorum da:
Derinlik kelimesi söz gelimi, yüzeye uzaklık manasını verdiği ölçüde yüzeysel bakmamak, derinleşmek arzusunu da vermekte
Yine genişlik, geniş bir alan olduğu gibi, geniş düşünmek anlamı da var
"Burası hangar genişliğinde bir üst kat."
"İçimde âdeta bir genişlik, bir ferahlık var."
Yükseklik kavramında da vaziyet aynı
"Geometrik biçimlerde, tabandan tepeye olan uzaklık" mesela
Diğer yandan bir inancın, düşüncenin yüksekliği akla gelebilir
"Alçak gönüllü olmak yine yüksekliği artırır." sözü karşıma çıkıyor örneğin
Nihayet hocam
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket
Salih Mirzabeyoğlu'na rahmet dilerim Allah'tan
Selam ve saygılarımla.
levent taner tarafından 13.5.2023 19:30:43 zamanında düzenlenmiştir.
Müthiş zeki bir insan olduğu kesin. Edebiyatımızda tuttuğu yer, kişiliği vs. pek çok konu gelmiyor aklıma nedense. Siyasallaşmış yargının mağdur ettiği bir insan ve mahkemelere çıkarıldığı, o işkence görmüş hali geliyor gözümün önüne. Bir insanı ne kadar küçük düşürebiliriz diye uğraşırken kendileri küçüle küçüle gözden kaybolanlar... Toplum olarak bizlerin ve hukuk sisteminin bir ömür borcu var Salih Mirzabeyoğlu'na. Nasıl ödenir, bilmem.
tebrik ve selam ile.