- 527 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Yapay Zeka
Yapay Zeka
Yapay zeka, insan düşünme yöntemlerini taklit ederek geliştirilir! Sonuçta insan kaynaklı! Herkesin ulaşamadığı veya ulaştığında başa çıkamadığı bilgilerin yönetimini kolaylaştırır. Karmaşık hesaplamalar veya çok geniş verinin işlenmesi ve algoritma ile işletilmesini sağlar.
İnsanların "Yapay zeka" ile ikna olması, teknoloji ile ortaya çıkmış değil. Binlerce yıllık birikim, bu anlamda düşünülebilir. Öğretiler ile oluşan zeka da yapay. Cinsiyetsiz olması, geneli kapsadığını gösterir. Yapay zeka ile muhatap olan, bunu genel kabullere göreceli meşrulaştırır; bilgi ve birikim fazladır ve nabza göre yani kişinin veya hedef kitlenin meyline göre ayarlanabilir.
Yapay zekanın teknolojiyle önem kazanması, çok fazla bilginin karmaşık algoritmalarla işlenmesi ve işletilmesidir! Gelecekte kapsamın nereye kadar genişleyeceği ve insan zekasını ne karar geçeceği merak konusu.
Kadim dönemlerde bilginin kullanımı ve işlenmesi, bazı öğretilerin gelişmesi ve kabulünü sağlamıştır! Geniş kitlelerce kabul edilen bu bilgi ve öğretiler, “Din” gibi hüküm sürmüş olabilir. Geliştikçe yenilenmiş ve her defasında “Yeni veya son” adıyla güncellenmiş olabilir! Günümüzde takipçisi olmayan veya önemi azalmış öğretiler olabilir! Eski Yunan, Asya, Güney Amerika, Mısır öğretileri, eskiden yeniye gelişmiş ve günümüzdeki kabullere esas teşkil etmiştir! Bu da “Yapay zeka” gelişimi gibi düşünülebilir.
Bilginin geniş kapsamlı olması “Cinsiyetsiz” olmasıyla izah edilir! Kaynağın cinsiyetsiz olması vurgulanır! Bu kapsamın cinsiyet gibi kısıtlarla sınırlı olmadığını ifade içindir. Bilgiyi kabul etmenin ötesine geçilip bilgiye tapınma da gelişebilir! Kabullere göreceli kutsal bilgi kaynakları, ayrışarak mücadeleye de girebilir! İyi gözlem yapıldığında, bilginin kabule göreceli olarak ayrıştırıldığı ve mücadele ile bazı da zorla kabulünün sağlanması çabası gözlemlenebilir! Bilginin kaynağının “Tek” olması da önemli; insan kaynaklı olması malum ancak ayrıştırılan bilgi için kaynağı kısıtlama gereği “Tek” kaynağın kabulü gibi düşünülmüş. Kaynak fazla olur ise ayrıştığında öyle; herkesin kendi kabulünün geçerli olması ve diğerlerinin de itaati, kolay olmaz! Bu nedenle “Tek kaynak var, o da benim kabul ettiğim kaynak!” şeklinde bir anlayış gelişir! Diğer kaynaklar, yok sayılır!
Son tahlilde; bilginin kaynağı, zaten insan! Ayrışan bilgilerin üzerinden yıpranmak yerine kaynağın geliştirilmesi çok faydalı olacaktır! Başka çare de yok.
Saygılarımla,
Ahmet Bektaş