- 216 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
RESİM
Neşet öğretmen okulunu bitirdi. Yozgat’ta göreve başladı. Bir kasaba okulunda müdür olarak görevini yerine getiriyordu. Arkadaşlarıyla oldukça samimiydi. Birbirlerinin evlerine gider gelirlerdi. Öğretmen okulundan Ordulu bir kıza aşıktı. Onun için yanıp tutuşuyordu. Mihriban türküsünü kasete koyup acıklı acıklı söylüyordu. Anam onun o halini görünce çok üzülmüştü. Onu delicesine seviyordu. Ancak kimseye söyleyemiyordu. Peşinden birkaç defa Ordu’ya gidip geldi. Kız biraz üümitverir gibiydi. Kız bir başkasıyla evlenince tamamen ümidi kesti. Anşa dezzem Zeliha’yı vermek istiyordu. Zeliha okulunu yeni bitirmişti. Göğ Hacı dedem bir defasında Zeliha’yı Hasibe’nin oğlu Veysi’ye vermek istedi. Fırıt Yusuf bize gelip gidiyordu. Çöpçatanlık yapmayı seviyordu. Kısa boylu oldukça zayıf bir adamdı. Kafasında şapkası ,ayağında şalvar vardı. Bağcıklı bir kundurası vardı. Üstünde gömlek ve boz bir ceketi vardı. Gözleri küçük ve tebessüm eder vaziyetteydi. Değirmenderesi’nden bohçacı bir kadın ve kızı gelip giderdi. Evleri Değirmendere köprüsünün camiye giden yolun altındaydı. Yazın yaylaya çıkarlardı. Kışın da Kadirli’de yaşarlardı. Okul tatil olmuştu. Bohçacı kız yine birgün bize geldi. Anamın elini öptü. Anam da boynuna sarıldı. Sırtına hafifçe vurdu. Bohçayı sedirin üstüne koydu. İçini açtı. Yazma, yorgan yastık yüzü, sedir örtüsü, şalvarlık, perde,yazma vardı. Anam aklından bu kızı oğluma alayım diye düşünüyordu. Hem saygılıydı hem ekmeğini çalışıp çıkarıyordu. Oldukça da güzeldi. Anam bir gün seni oğluma alayım diye ağzından kaçırıverdi. Fırıt Yusuf anama bir sürü gız gösterdi. Değirmendere , Köseceler, Pürçek birçok yere gitiler. Fırıt Yusuf kızları gösterdikten sonra Değirmenderesi’nde evinde kalıyordu. Anam da Hoter Yusufgile uğrayıp olup biteni bazen anlatıyordu. Hoter’in Harun’u birgün bize çekip geldi. Evde babam vardı. Babama ağzını aramak için anamı sordu. Anam gız görmeye gitmişti. Babam yalan söyledi. Davara gitti deyince , ulan goca ben onun işini bozacağım dedi.Gız görmeler devam ediyordu. Anam daha çok bohçacı kızı beğeniyordu. Değirmenderesi’nde Şelale santralı yapılıyordu. Konyalı bir mütahitti işi alan. Hoter Yusuf’un evi buraya yakındı. Şelale’de çalışanlar bazen Fadık’ın yanına yemeğe gelirdi.Fadık’ın Gül diye en küçük bir gız gardeşi vardı. Gül gönlünü çoktan Gonyalıya gaptırmıştı. Babam eşşekle değirmene gelirdi. Hoter’in Cennet adında yeni yetişen bir gızı vardı. Yılmaz birgün babamın arkasına düşüp değirmeni görmeye geldi. Babam Cennet’e , bu çocuk seni görmeye geldi deyip yarenlik etti. O da çocuğunu öldürüp değirmenin donuzluğuna atarı diye karşılık verdi. Nizipli’nin Hanifi’si de santral inşaatında çalışıyordu. Hoter’in Harun da santralda çalışıyordu. Fadık Cennet’le işçilere bazen yemek getirir ve çay demlerdi. Cennet işçilere çay dağıtırdı. Hanifi Cennet’e aşık olmuştu. Onun için yanıp tutuşuyordu. Kızın bir vesikalık fotoğrafını elde etmiş ve cüzdanında saklıyordu. Dedem, Mintiğin Gızı, Hacca ebem, Azmi dayım, Nizipli hepsi işin olmasını istiyordu. Babam , bana meresçi getirecekler diye hiç gönlü razı değildi. Birgün Hoter Yusuf ve garısı Fadık bir akşamüstü bize geldiler. Ocaklıktan yüze sedirin üstüne oturdular. Yemek yiyip hoşbeş ettiler. Neşet evde yoktu. Evde anam , babam ve Hasan vardı. Laf lafı açtı. Fırıt Yusuf’un gösterdiği kızların lafı da oldu. Fadık anama dedi ki , sen ne orada burada gız arayıp sefil oluyordun. Gız evde al götür, dedi. Aynısını Hoter Yusuf da dedi. Buna babam çok sevindi. Anam da tamam dedi. Anam Ebecikgile gidip gelirdi. Günlük olarak iki üç defa giderdi. Bazen morali bozuk gelir de atıp dutardı. Dedem ve ebem Hoter Yusuf’un gızını biz alacağız, çatılı öküzün arasına girme deyince çok öfkelenmişti. Hava yağmurluydu. Hem de seli sele veriyordu. Anam küplere binmişti dedem ve ebemin lafına. Kepeneği gafasına çekip yağmuru yağdıra yağdıra Değirmenderesi’ne düğürçülüğe gitti. Allah’ın emri peygamberin gavli üzeine iş bitti. Cennet kalktı anamın elini öptü. Yazın oğlan okuldan geldiğinde gelini almak için söz alındı. Anam ebem ve dedemin yanına tekrar vardı. Siz boşa kendinizi yormayın ben gızı istedim ve aldım bile deyince anama köpürdüler. Anamla iki yıl konuşmadılar. Doktor Reşit köyün minibüsçüsüydü. İkibuçukluk bir münibüsü vardı. Yaz gelince anam Reşit’i arabacı olarak duttu. Gelinin neyi varsa yükledip eve getirdi. Düğün dernek yapılmadı. Geline bir elbise giydirildi. Kıyafet olarak üstünde bir gömlek altında bir etek vardı. Gelin getirildi. Ertesi gün olduğunda evin karşısına Hanifi geldi. Neşet gel emanetini al dedi. Ne emanetiymiş diye merak edip yanına vardı. Cebindeki vesikalık fotoğrafı çıkarıp verdi. Neşet de bir şey olmamış gibi fotoğrafı alıp cebine goydu. Hanifi yukarı doğru gitti. Neşet eve geldi. Kimseye bir şey anlatmadı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.