- 307 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
KAPILAR
KAPILAR
Mahalle kültürüyle beslenenlere öğretilen algılar vardır: Tahta kapı yeşile boyanmışsa o ev sahibi hacıdır. Tahta kapıysa fakir, demir kapıysa zengindir. Şimdi tüm kapılar çelikten. Kapıdan anlamıyorum artık kimin fakir, kimin zengin olduğunu ya da kimin ne olduğunu.
Kapalı kapılar ardında kimin ne yaşadığını, ne hissettiğini bilemeyiz.
Çocukluğumdan beri dikkatimi çeker kapılar. Davranışlarımda, duygu ve düşüncelerimde sebebini bilmediğim birçok şeyi yazdıkça gördüm. Kapıların da muhakkak bilinçaltında bir köşeye saklandığı bir yeri var da henüz bulamadım.
Yazdıkça kelimelerin de birer kapı olduğunu fark ettim. Kelimelerin nasıl da büyüyüp büyüyüp kocaman mutluluğa döndüğünü öğrendim. Kelimeleri çıkaran sesler de büyüdü, büyüdü, kocaman oldu içimde. Bu arada bir de gönül kapısı olduğunu anladım. Kelime kapısının çaldığı kapı gönül kapısından giriyor içeri ve kocaman bir yer kaplıyor.
Bazı kelimeler de küçülüp küçülüp kayboluyor sessizce. O kelimeleri çıkaran sesler de çıkıyor kendiliğinden.
Kelimeleri daha çok seviyorum artık. Kelimelerin gönlüme yol gösterdiğine inanıyorum.
Kapalı kapılar ardında kimin ne yaşadığı, ne hissettiği bilinmez; kişi bildirmek istemezse. Ben kapalı kapılar ardında kelimelere sarılıyorum, umuda tutunuyorum. Kapalı kapılar ardında kardiyoloji de olsa kelimelerin gücüne inanıyorum ve bir gecede bir kitap bitiriyorum.
Ağız dolusu güleceğimden emin olunca açıyorum kelime kapımı. Kelime kapımın açıldığına gönül kapım da kendiliğinden açılıyor zaten.
Sayfamda ilkokuldan itibaren arkadaşlarım, öğretmenlerim, doktorlarım, avukatlarım, dostlarım var. Onlar beni gayet iyi tanırlar.
İnsan kişiliği ailesinden gördüğü gelenek, aldığı terbiyeyle oluşmaya başlasa da akrabalar, arkadaşlar, öğretmenler, tanıdıklar, hatta tanımadıklarla; duyduğu sözler, dinlediği parçalar, seyrettiği filmler, kurduğu hayallerle oturur.
Bana kelime kapısını açan, hayatıma yön veren, beni ben eden herkese çok teşekkür ederim.
Hamiyet Su Kopartan ✍️
07.05.2023
YORUMLAR
"Yazdıkça kelimelerin de birer kapı olduğunu fark ettim."
Sadece kapı değildir; çoğu zaman da penceredir. Hatta bir yoldur, bir yol açılır önünüzde ve siz yürür gidersiniz o yoldan. Bazen bir kelime, bir söz bir tane, bazen de bin tane pencere ve yol açar size. İşte o zaman ruhunuz kanatlanır pencereden pencereye koşar, hangi yola revân olacağınızı şaşırırsınız. İşte o zaman içinizde çoğalırsınız; bir taneyken bin tane olursunuz. Bir çiçek, bir bitki gibi, yeni kökler atar, yeni sürgünler verirsiniz. Şaşırırsınız içinize doluşan bu kişilere; "Bu ben miyim?" dersiniz. Oysa hepsi de sizsinizdir.
Bizi çoğaltan, yeni sürgünler, yeni çiçekler açtıran kelimeler, sözler duyabilmek ne güzel!
İşte ben bu yüzden yazılar, sözler, kelimeler arasında dolaşır; girecek bir kapı, bakacak bir pencere, yürüyecek yeni bir yol ararım. Biliyorum; bulsam da her kapı çalınmaz, her pencere kanadı aralanmaz, her yola revân olunmaz. İşte o zaman o kapının önünde oturmasını da bilirim, yolun başında beklemeyi de, pencereden dışarı seyretmeyi de. Sanırım çoğumuzun hayatı da o kapılar, o pencereler, o yolların başında beklemekle geçiyor; bir ömür böyle tükeniyor.