- 188 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
İNSAN HAKLARI
İNSAN HAKLARI
İnsanların dünyaya gelmesi ve sınıfların ortaya çıkmasıyla , insanlar sürekli birbirleriyle savaşarak günümüze kadar gelmişler. Hâlâ da savaşmaya devam ediyorlar. Uzun yıllar süren kanlı savaşların sonunda, birçok halk perişan olmuş, milyonlarca insan ölmüş bir o kadarı da yaralanmış. Hatta bazı halklar yok olmayla karşı karşıya kalmış.
Bu durumun farkında olan milletler bu savaşlara son vermek, barış içinde birbirlerinin haklarına saygı duyarak yaşamak amacıyla Birleşmiş Milletler Teşkilatını kurdular. Bu teşkilata bağlı olarak “İnsan Hakları Komisyonu” kuruldu. Komisyon, 10 Aralık 1948’de “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi”ni kabul ederek yürürlüğe koydu.
Bu beyanname kişilerin, hak ve özgürlüklerinin bir özeti gibidir. Beyannameyi imzalayan ülkeler, hem birbirleriyle hem de kendi toplumlarıyla barış içinde yaşamayı kabul etmeyi güvence altına alarak imza altına aldılar. Türkiye’de , yaklaşık 5 ay sonra 6 Nisan 1949’da bu antlaşmayı imzalamış oldu.
Bu anlamda ’’10 Aralık günü, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilişinin 74. yıldönümüdür. İnsanın sahip olduğu onur ve değerin haklara kaynaklık ettiği ve bu hakların evrensel olduğu fikrini temel alan Evrensel Bildirge’nin kabulü, insanlık için büyük bir kazanımdır.
İnsan Hakları Evrensel Bildirge’nin başlangıç bölümünde insanlık ailesinin bütün üyeleri için eşit, bölünemez ve devredilmez hakların tanınmasının, dünyada özgürlüğün, adaletin ve barışın temeli olduğu, eğer hakları korunamıyor ise herkesin zulüm ve baskıya karşı son çare olarak direnme hakkına başvurmak zorunda kalabileceği belirtilmiştir.
Buna karşın günümüzde Evrensel Bildirgede yer alan hak ve özgürlüklere dayalı uluslararası bir düzen hala kurulamamıştır. İnsanların ırkından, renginden, cinsiyetinden, cinsel yöneliminden, dilinden, din ve mezhebinden, inancından, etnik kimliğinden, siyasi-vicdani ve felsefi kanaatinden bağımsız olarak, insan olmaktan gelen hakları ve dokunulmazlıkları olduğu temel fikri dünya çapında yeterli koruma bulamamaktadır. Maalesef Birleşmiş Milletler Örgütü de günümüzde başta yaşam hakkı olmak üzere hakların korunmasında, hak ihlallerinin başlıca sebebi olan savaşları ve iç savaşları önlemede, sonlandırmada, mülteci krizlerine müdahalede varoluş gerekçesini yeterince yerine getirememektedir.
Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Sözleşmesini imzalayarak otoritesini ve denetleme yetkisini Türkiye’nin de tanıdığı BM İşkenceye Karşı Komite Mayıs 2016’da Türkiye’nin dördüncü periyodik raporunu değerlendirmiş ve çeşitli uyarı, tavsiye ve öneriler içeren Sonuç Gözlemlerini kabul etmiştir.
BM İşkenceye Karşı Komite , sözü edilen Sonuç Gözlemlerinde, son dönemde kolluk kuvvetlerinin alıkonulan kişileri işkence ve kötü muameleye maruz bıraktığına dair kendilerine ulaşan çok sayıda güvenilir raporlar nedeniyle duyduğu kaygıyı dile getirerek, Türkiye’ye İşkenceye Karşı Sözleşmenin 2. maddesinin 2. paragrafında yer alan, ’’hiçbir istisnai durum, ne savaş hali ne de bir savaş tehdidi, dâhili siyasi istikrarsızlık veya herhangi başka bir olağanüstü hal, işkencenin uygulanması için gerekçe gösterileme’’ şeklindeki mutlak işkence yasağını hatırlatmıştır.
Türkiye’nin de içinde bulunduğu ve imzalamış olduğu İnsan Hakları Beyannamesi, 30 maddeden meydana gelmektedir.
Beyannamenin önemli maddelerinden bazıları şunlardır:
* Bütün insanlar hür ve eşit doğarlar.
* Her kişinin fikir, vicdan ve din hürriyeti vardır.
* Herkes ırk, cins, dil ve düşünce farkı gözetmeksizin insan hak ve hürriyetlerine sahiptir.
* Hiç kimse kölelik ve kulluk altında yaşamaya zorlanamaz.
* Hiç kimseye insanlık dışı, haysiyet kırıcı cezalar uygulanamaz.
* Her insan eğitim hakkından yararlanabilir.
* Hiç kimse keyfi olarak tutuklanamaz.
* Herkesin çalışma, işini serbestçe seçme, iyi şartlarda çalışma ve işsizlikten korunma hakkı vardır.
Günün anlam ve önemini belirten şiirimi sizlere sunuyorum. Keyifli okumalar diliyorum.
İNSANIZ
Ne bir eksik
Ne bir fazla
Yaşayabiliriz bariş içinde
Kardeşçe bir arada
Farklı olsa da
Dilimiz
Veya dinimiz
Farklı olsa da
Cinsimiz rengimiz
Hep birlikte
Etimiz
Kemiğimizle
Haklarımızla insanız biz
**
İnsan
Haklarıyla insandır
On Aralıkta
Birleşmiş milletler’e
Haklarını duyurandır
Ve dediler bundan böyle
Bu yol insanlık yolu
Çiğnetmeyiz kimseye
Böyle bir onuru
Artık
İşkence veya ırkçılık
Büyük insanlık suçu
Bunu
Dünyaya böyle duyurdu
***
Sözüm size insanlar
Olmasın artık
Arada kinle düşmanlık
Olmasın savaşlar
Ne beton duvar
Ne kahrolası mayınlar
Kalksın artık
Tel örgülü sınırlar
Sabah Mezopotamya’da
Öğlen Avrupa
Akşam Afrika’da
Elini olunu
Sallaya sallaya
Gezsin eğlensin insanlar
****
Umut gelecekte
Umut doğacak bebekte
Bir gün ülkemizde de
Çocuklar uçurtmalarını
Güle oynaya
Uçuracaksa gökyüzüne
Sevgiyle bakılacaksa
Esmer tene
Kara kaş mavi göze
Ve kardeşlik şarkıları
Söylenecekse tüm dillerde
O zaman
Haykıralım bir ağızdan
Ne mutlu insanım diyene
Muzaffer KALABA