Hayat Hikayem
Antalya’da doğdum. Annem de babam da köy çıkışlı. İki tarafım da geniş aile. Ben de çok geniş bağları olan bir ortamda büyüdüm, hala da aynen devam ediyor. Annem Manavgatlı(Antalya kasabası), babam Tuncelili. Ama babamlar Kürt değil, Alevi. Horasan’dan gelmişler. İki tarafım da inanılmaz yoğun bir kültüre sahip. Babamlar çok dürüst annemler ılımlı tutucu özelliklere sahip.
Çocukluğum Manavgat’ta sokaklarda arkadaşlarımla oynayarak geçti. 1984 doğumluyum. Teknolojinin çok yoğun olmadığı dönemler. Yazları da babam otellerde aşçıbaşı olduğu için otellerde geçti. Çocuklar için düzenlenen yüzlerce etkinliğe katıldım, çok yüzdüm çocukken.
Annem ve babam ben 6 yaşındayken boşandılar. Babam tüm sülaleyi Tunceli’den Antalya’ya getirdi, onları işe soktu. Çoğu zaman, babam çalıştığı için, bizde kalan halamlar baktı bana.
İlkokuldan sonra Anadolu lisesini kazandım. O zaman Antalya’da sadece 4 Anadolu lisesi vardı.
İlkokulda dersler kolay olduğu için pek ders çalışmazdım. Ama çok çocuk kitabı okurdum. Ortaokul ve lisede çok ders çalıştım ve 4.99 not ortalamasıyla mezun oldum 2002’de. Tam da Türkiye’de siyasi değişim başladığı zamanlar.
14 yaşımda yazları otellerde animasyonda çalışıyordum. Günde 15 saat çalışmalıydık ve ben türlü zorluklar yaşıyordum ve sezonu bitiremiyordum. Kişilik olarak güçsüzdüm ve ayak uyduramıyordum. 6 ya da 7 farklı otelde böylece çalıştım.
Lisede bölüm seçerken herkesin, sayısala yatkın olsa da olmasa da, sayısal bölümü seçtiğini gördüm ve ben bu korkaklarla okumak istemiyorum deyip yabancı dil bölümünü seçtim. Yabancı dilim iyiydi ama sayısal derslerim de iyiydi. Matematikten 100 alıyordum örneğin. Bu arada ortaokul ve liseyi evde yalnız yaşayarak bitirmiştim çünkü babam lojmanda kalıyordu.
Üniversite sınavında Türkiye 15.’si oldum ve Boğaziçi Üniversitesi Mütercim Tercümanlık bölümünü kazandım. Sevemedim o üniversiteyi. Örneğin dans klubünde salon dansları öğretiliyordu. Ortaçağda değildik ve ben modern dansa aşıktım. İlginç yararsız ödevler veriliyordu. Bana yapay geliyordu. Kendimi geliştiremeyeceğimi hissettim. Ve birinci dönem bitmeden üniversiteden ayrıldım. Hazırlık sınavını atlamıştım.
Antalya’ya döndüm ve Club Zigana’da animasyonda çalışmaya başladım. Orada yoğun dans dersleri aldım. Beyaz Rus, Rus, Ukraynalı, Bulgar eğitmenlerim ve dostlarım oldu. Başroller benimdi ve çocuk klubü şefiydim. Orada 3 sene çalıştım.
Geleceğimi göremedim ve bu kez Yıldız Teknik Üniversitesi İngilizce öğretmenliği bölümünde okumaya başladım. 3 sene okudum ama işler istediğim gibi gitmedi çünkü lisedeyken uyuşturucuya başlamıştım ve bu dönemde çok abartmıştım. Hastalandım. Kullandığım maddelerden beynim hasar görmüş. Üniversiteyi tekrar bırakmak zorunda kaldım. Adeta delirmiştim. İşte en zor dönem o zaman başladı. Akıl sağlığim yerinde değildi ve bence hazır olmayan bir aileye düşmüştüm. Yıllarca çalışmadım. Hasta halimle çalıştığım zamanlar da oldu.
Babam evden kovuyordu, anneme gidince o da kovuyordu. Sokakta kaldığım günler oldu.
Defalarca kez hastanede yattım. Bir kere babamın arabasını verdiğim arkadaşım arabayı çarptı. Çok ısrar etmişti. Bir kere suçum olmayan bir şeyden dolayı mahkeme para cezası verdi ama daha çok benim akıl sağlığımdan kaynaklanıyordu.
İşte böyle böyle delirdik biz.
Şimdi arada ufak işler bulunca çalışıyorum. Genelde evdeyim.
Bu arada geçen sene Anadolu Üniversitesi Ev İdaresi bölümünden 4 üzerinden 3.64’le mezun oldum(açıktan). Aradığımı Anadolu Üniversitesinde buldum. Bana istediğim eğitimi verdi çünkü bilgi verdi. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde de kendimi çok geliştirebildim.
Hayalim iyi bir eğitimdi, oldu. Bu ülkede eğitim yok diyenlere aldırmayın. İsteyene var. Mesela Ev İdaresi bölümünde aile, hukuk, psikoloji, sosyoloji, teknoloji, işletme, sağlık, tüketim derslerini verebildim.
Bugün ilaca bağımlı bir engelliyim ve hayat devam ediyor..
YORUMLAR
Herkesin ayrı yaşanmış bir hikayesi vardır ki tabi ki de benim de.
Ben de engelli seviyelerinde yaşayan insanlardandım.
Bir trafik kazası ve sonrası aşırı zorlu ,işkenceye dönüşen aşırı disiplinli, arkadaşlardan şiddet yüklü okul yılları ve amansız mücadelenin sonunda adımın tersine gelen yılgınlık hali.
Çok yorgun ruhuma söylenecek bir şey yok .
Çok şey yazılabilir ama bir gün gelecek yeni baharlar göreceğiz demeden umut edemiyorum sanki.
Ben de bir gün kendi hayat hikayemi yazacağım ama ne zaman ne vakit.
Belki çok başarılı eğitim hayatım olmadı ama aşırı hayatla çarpışan bir insanın yaşam öyküsünü okuyacak herkes.
Ama paylaşsam mı bilemiyorum ki kararsızım.
Tam bir romanlık adının da "ACININ DERİN MÜCADLESİ" olacak bir hayat romanının kahramanıyken .
Müthiş öyküne gelince ne söylenir bilemiyorum.
Hayat acı işte.
Gerisi hikaye...
Ahmylrm
Sevinmek lazım hatta böyle hikayelere, size çok şey katıyor.
Teşekkür ederim.
Dönüşü olmayan bir yol, baş koyduğumuz ve de sevginin ve umudun tüm engelleri aşabildiğine olan inancım.
Ne çok hikaye saklı içimizde ve bunları kabullenmek ve yazmak gerçek manada evrenin bir mucizesi...
Dün ilgi ile okumuş ve yorum yapmaya cesaret bulamamıştım ve şimdi sayfaya gelen dostların verdiği güç ile yazıyorum yorumumu ve sizi tüm tüm yüreğimle kutluyorum dost kalemim dost yazarım.
İçten selam saygı iyi dileklerimle....
hiçbir dış etken bizim izin verdiğimizden daha fazla bizi üzemez ve insan neylerse kendine eyler iyi ve kötü anlamda...genç yaşta büyük bir hayat tecrübesi...
Ahmylrm
Hayat hikayen aslında ders niteliğinde idi değerli kardeşim
Anne Baba olmayı becermek tüm üniversitelerden çok daha önemlidir.
Topluma bu yazıdan daha güzel bir mesaj verilemezdi.
Üzüldüğüm konu ise!
Bu mesajı alamayan kendini kaf dağına hapsetmiş kafalardır asıl mesele galiba
Sonuç olarak değerli kardeşim seni takdir ediyorum
Çok büyük badireler den geçmeyi başardın sen
Yolun bahtın hep güzel açık olsun
Nice sevgiler saygılar sunuyorum
MÜSLÜM BAYRAM
Günümün yazısı budur
Canı gönülden tebrik ediyorum
Hayatta başarılar diliyorum
Hiçbir güç senin kalbin kadar değerli değil kardeşim
Bunu gördüm yazıda
Saygılar
Sanki içimizden biri sormuş da,' ama babamlar kürt değil' cümlesi ile gelen cevap, bir suç işlemekten dönmüş gibi biraz garip durmuş. Yazarken düşüncelerini özgür bırakmanı tavsiye edebilirim. Nereli olmadığını değil nereli olduğunu yazman yeterli diye düşünüyorum. Hayat hikayesi değil de, bir firmaya cv gönderiyor tarzı var. Yine de yazmaya devam.