- 211 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YAŞAMAK DOLUDİZGİN
YAŞAMAK DOLUDİZGİN
İnsan yaşadığı müddetçe tanır hayatı, tanır insanları. Yoksa bilemez kimin ne olduğunu. Portakalı, elmayı soymadan içini bilemezsiniz. İnsanlar için de öyledir hayat. Onları tanıdıkça, gerçek yüzlerini görürsünüz. Yoksa yıllarca yanı başınızda dururlar da bir gram bilemezsiniz ne kim olduklarını. Siz tanıdım, bildim dersiniz. Oysa tanıdığınız, bildiğiniz sadece gördüklerinizdir. Ya görmedikleriniz? İşte onlar keşfedilmeyi bekleyen sırlar gibi durur başucunuzda. Bazen ya çok geç öğrenirsiniz bazen de hiç öğrenemezsiniz.
Bense hemen öğrenmeyi tercih edenlerdenim. Bu benim dostum mu, değil mi, güvenilir mi, değil mi? İşte bunlardan eminseniz ve gözü kapalı evet diyebiliyorsanız o kişiler güvenilir ve dosttur. Bunu öğrenmenin en kestirme yolu da etrafınızda yer kaplayan insanları test etmenizdir. En sevdikleriyle imtihan edin onları, vazgeçmek istemedikleri, hatta kaybetmeye tahammül edemeyecekleri şeylerle sınayın. Korkmayın sınayın, deneyin… Mış gibi yapmayın artık şu hayatı. Her şeyi doludizgin yaşayın yahu. Bırakın kırılanlar, incinenler olsun etrafınızda. Ayan beyan çıkarın tüm gerçekleri ortaya. Kaçak dövüşmeyi bırakın, dobra dobra yaşayın hayatınızı.
Böyle davranmak size kayıplar getirir belki ama sonunda kazanan siz olursunuz. Kimin ne olduğunu, insanların sizden ne istediğini, her selamın, gülümsemenin dostça olmadığını ve herkese ederi kadar değer vermeniz gerektiğini yaşayarak öğrenirsiniz ancak. Sanmayın kitaplarda falan yazmaz bu dediklerim. Pek çokları bilir aslında tüm bunları ama ses etmez kimse. Ta ki kuyruğuna basılana kadar…
O yüzden korkmayın birilerinin kuyruğuna basmaktan; aman üzülür, eyvah arayı açtık diye diye yeter kendinize ettikleriniz. Şunu kulağınıza küpe edin, edinin: İnsanlar için kim ne derse desin çıkarları gelir önce. Çıkarları varsa sizden, verirler ot, yonca; bitince çıkarları gönderirler mezbahaya. Boşuna anlam aramayın insan ilişkilerinde. Dönüp dolaşıp dediğim yere geleceksiniz zaten. İnanmayan gezsin, dolaşsın görsün Hanya’yı, Konya’yı…
Sonra geleceğiniz yer kürkçü dükkanı olacaktır. Bilgiçlik değildir yazdıklarımız, tecrübe ile sabittir kelamımız. O yüzden çok dert etmeyin hiçbir şeyi. Haddinizi, hududunuzu bilin ve kime ne kadar güveneceğinizi iyi belleyin. Kimden ne isteyeceğinizi de elbette. Sanmayın ki, yüzünüze her gülen dosttur. Oysa bilmezsiniz, kimisi sizin düşüşünüzü görmek için pusuda beklemektedir. Girene, çıkana; gelene, gidene her daim dikkat etmek, gözden ayırmamak gerektir. Vardır elbet dünyanın bin bir türlü hali. Yaşadıkça öğreniyor insan bunları. Kimisi tecrübe diyor, kimisi yediğiniz koca koca kazıklar. Ne derseniz deyin işte, anladınız siz her bir şeyi.
Öyle bir dünya ki, insan insana muhtaç oluyor illaki vaktin birinde. Merde muhtaç olduysanız ne ala, namerde muhtaç olduysanız yandı keten helva. En iyisi mi siz kimselere muhtaç olmayın.(Hoş bu pek mümkün değil de)Aç yatın, tok kalkın; kan kusun ama kızılcık şerbeti içtim deyin zararı yok. Hayatta itibar da saygınlık da bir yere kadar. Sonrası onlar da bitiyor. Geriye bir tek güç kalıyor. O güç de günümüz koşullarında ne yazık ki para. Paradan başka bir şey tutmuyor onun yerini. Onun kulu, kölesi olun demiyorum amma o olmadan da çarklar dönmüyor ne yazık ki. Yaşamak; dersiniz bedava. Değil efendiler, değil. Yaşamak; yemek, içmek, uyumak, sevmek, mutlu olmak, gezmek, caka satmak, almak, vermek vs. vs. hepsi parayla… Paran yoksa bunlar da yok. Yaşamak doludizgin ama parayla… Esiri olmayın paranın ama muhtacı da olmayın. Daha güzel ve aydınlık yarınlara, vesselam…
Necati DİLEK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.