- 234 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hayatın Kurtuluş Reçetesi
İnsanlar neden yakınlarındaki hazineyi görmezler? Hep değerli şeylerin uzakta olacağını düşünürler. Arar dururlar. Çoğunlukla kendilerine kalan hüsrandır. Acılar, pişmanlıklar ve keşkeler hayata damgasını vurur. Bunlar keşfedildiğinde artık dönüş yolu da kapanmıştır. Elleri çamur içindedir ve parçalanmıştır. Fakat asıl parçalanan umutlarıdır. Hayaline ulaşamamanın hüznü derindir. Gözü ileri bakamamaktadır artık. Geriye dönmüş ve nerde yanlış yaptım sorgulamasındadır. Bu aslında bir derecedir. Çünkü insanların çoğu bu sorgulamayı da yapamamaktadır.
Neden zamanında görülmez gerçekler? Görünmez olduklarından mıdır? Görmek istemediğimiz için midir? Bir sarhoşluk hali almıştır içene bizi sımsıkı, bırakmaz. Ayılmak istedikçe içeriz hayatın yasak tatlarını. Bir parmak bal gibidir çalınan ağzımıza, lezzetlidir. Yalanır dururuz, yenisini beklerken. Zehirlidir bu bal. Yavaş ve fark ettirmeden öldürür.
Bu nefsin sonsuz arzularının, tatminsizliğin ölümüdür. Keşke ölmeden ölseydim dedirtir. Yaşarken keşfetmek ölümü, hazır olmak, dik durmak mertçe, ölümün yüzüne gülmek. Ben sana hep hazırım, canın çektiğinde gel diyebilmek.
Sahi bunları demek kolay mı? Hazır olur mu insan ölüme? Hayatı, bunca lezzetleri bırakabilir mi?
Hem de çok kolay. Bir kalemde siler atar hayatı, ölümle kardeş yaşar huzurla, fakat keşfederse sırrı. O zaman sır nedir? Nasıl çözülür?
Sır Kuran’dır. Tılsım, anahtar, yol, çözüm, kurtuluş yalnız ondadır. Bunları çözmek ise bizdedir. İnsanın bu dünyada bence tek düşmanı vardır. Şeytan dediğinizi duyar gibiyim. Fakat yanıldınız. İnsanın tek düşmanı kendisidir. Her şeyin çözümü de, düğümü de insandadır. Yeter ki, istesin halledemeyeceği tek şey yoktur.
Rahmeti âlemleri kuşatmış Rabbim onu öyle donatmış ki, kabiliyetlerine kendisi bile şaşmaktadır insan. Öyle aletler, keşifler yapmaktadır ki, kendisi yaptığının yaptığını başaramamaktadır. En basit bir hesap makinesi kadar hesap yapamamaktadır.
O zaman rehber nedir yol gösteren? Kuran-ı Kerim, 1400 yıllık efsane. Kâinat yaşlandıkça, gençleşen sır. Çağlara meydan okuyan, bir örneği daha olmayan kılavuz, okunmayı anlaşılmayı bekliyor. Dünya ve ahiretin kurtuluş pasaportu. Medeniyetlere, keşiflere yol gösteren rehber.
Bu gün hayatımızı kolaylaştıran ve daha kolaylaştıracak birçok keşfin habercisi olan bu tılsımlı kitabı iyi okumalıyız. Onda geçen peygamber kıssalarını hikâye olarak okumamalıyız. Ondaki mesajları keşfetmeliyiz.
Mesela Kur’an-ı Kerim’de sıklıkla geçen peygamber kıssalarında, Cenab-ı Hak geçmiş peygamberlerin halkıyla yaşadığı hadiseleri bizlere bildirmektedir. Bunları üstün körü okuduğumuzda birer hikâye sanabiliriz. Oysa bunlar hikâye değil gerçeğin ta kendisidir. Yaşanmış gerçek hadiselerdir. Bunları okuyan insanlara geçmiş toplulukların peygamberleriyle yaşadığı maceraları nakledilir. Ve bunlar nakledilirken dersler verilir. Ayrıca Kur’an-ı Kerim’de peygamberlerin ihtiyaç halinde halkına gösterdiği mucizelerden bahsedilir. Bu harika haller gösterilerek Peygamberin seçilmiş farklı bir insan olduğu ve Yüce Yaratıcının peygamberini onayladığı varlıklara bildirilmiş olur.
Çünkü peygamberlerin mucizeleri yaşandığı devrinde peygamberlerin peygamberliklerine bir delil olmasının dışında, aynı zamanda insanoğlunun keşif ve icatlar ile varabileceği en son noktayı da belirlemiştir.
Bu konuya da dikkatleri çekerek insanların Kur’an-ı Ke-rim’i ne kadar dikkatli okuması ve ondan dersler alarak hayatını maddi ve manevi manada anlamlaştırması gerektiğini vurgulayarak, selam ve saygılarımı sunarım…
Ahmet TULGANER
[ /iceri
Hayatın Kurtuluş Reçetesi Yazısına Yorum Yap
"Hayatın Kurtuluş Reçetesi" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.