- 171 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖĞRETMENLER GÜNÜ
ÖĞRETMENLER GÜNÜ
Öğretmenlik mesleği, insan yetiştirmenin gereği, saygınlık duyulan bir meslek olarak kabul edilir. Bu mesleğinin kutsallığının farkında olan öğretmenler evden çıkarken işe gidiyorum demez, okula gidiyorum derler. Bunun nedeni, öğretmenlik mesleğini sıradan bir iş olarak değil, kutsal bir meslek olarak bakarlar.Bunun için ’’bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum’’ denilmiş.
Öğretmenler Günü Öğretmenlik mesleğini kendilerine meslek edenleri onurlandırmak için çeşitli etkinliklerin düzenlendiği bir kutlama günüdür.
Denilebilir ki öğretmenler günü ne zaman? Öğretmenler günü nasıl ortaya çıktı? Dünyanın hemen her coğrafyasında öğretmenlere adanmış bir gün bulmak mümkün..UNESCO’nun 5 Ekim olarak belirlediği Öğretmenler Günü, birliğin, 5 Ekim 1966’da Paris’te gerçekleşen “Öğretmenlerin Statüsü Hükümetlerarası Özel Konferansı”’nın sona erip UNESCO tarafından “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi”ni oybirliği ile kabul edilişinin yıldönümü olarak kutlanır.
Kendi kültürel ve tarihi özelliklerine, okul tatil günlerine göre çeşitli ülkelerde farklı tarihler Öğretmenler Günü olarak belirlenmiştir. Örneğin 12 Arap ülkesinde (Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Fas, Katar, Libya, Mısır, Suudi Arabistan, Tunus, Umman, Ürdün, Yemen) her yıl 28 Şubat günü Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. Avustralya’da Ekim ayının son cuma gününde, Çekya’da 28 Mart’ta, Hindistan’da 5 Eylül’de, İran’da 2 Mayıs’ta, Malezya’da 16 Mayıs’ta, Peru’da 6 Temmuz’da, Slovakya’da 28 Mart’ta kutlanıyor.
Türkiye’de ise 1981 yılında 12 Eylül Askeri darbe tarafından başlatılmış bir uygulamadır. Devlet Başkanı Orgeneral Kenan Evren Öğretmenler Gününü Darbeden 1 yıl sonra ilan etmiş oldu.
İnsanlar doğdukları andan itibaren bir şeyler öğrenirler ve ilk eğitimlerini ailede almaya başlarlar. Okul çağına gelene kadar bu böyle devam eder. Okul çağına gelindiğinde ise çocuklar okula başlar ve artık öğretmenlerine emanet edilir. Öğretmenler çocuklar için o kadar önemli bir yer tutmaya başlar ki, adeta çocukların ikinci anne babasıdır.
Öğretmenlik mesleği toplumsal açıdan çok değerli bir meslektir ve kutsal sayılmaktadır. Bir toplumun gelişmiş düzeylere ulaşmasında öğretmenlerin çok büyük payı vardır. Öğretmenler sayesinde topluma yararlı, dürüst, çalışkan ve işinde yeterli insanlar yetişir ve bu insanlar ülkelerini ileriye taşır. Öğretmenler öğrencileri yetiştirirken birçok fedakarlıkta bulunur ve en zor yolda bile öğrencilerine ışık tutar.
Öğretmenler bilgili kişilerdir ve onların öğrencilerine sabır göstermesi ile öğrenciler zorlu yolları aşıp iyi bir noktaya ulaşabilir. Toplum için bu kadar değerli olan öğretmenlere saygıda kusur edilmemeli ve değerleri bilinmelidir. Sadece öğrenciyken değil, büyüyüp yetişkin bir insan olunduğunda da öğretmenler unutulmamalıdır.
İlkokul çağındaki çocuklar doğru ve yanlışı seçmede zorluk çektikleri; ergenlik çağındaki gençler ise kişiliklerini kanıtlamaya çalıştıkları için sınıfta birçok olumsuz davranışta bulunabilmektedirler. Fakat öğretmenlerimiz bu davranışlar karşısında çoğu zaman hoşgörülü ve sabırlı davranmaktadırlar.
Öğrenciler eğitim yaşantıları boyunca anne ve babalarından çok öğretmenleri ile birlikte bulunurlar. Öğrencilerin kişiliklerinin gelişmesinde, güvenilir ve sosyal bireyler haline gelmesinde öğretmenlerimizin göstermiş olduğu sevgi ve yapmış oldukları fedakarlıklar büyük rol oynar.
Öğretmen toplumun manevi mimarıdır. Öğretmenin yüreğindeki saf ve katışıksız sevgi tükenmek bilmeyen bir kaynak gibidir. Bu kaynaktan fışkıran tertemiz duygular onu yüceltmektedir. O sevgisiz hiçbir yere varılamayacağına her işin başında ve sonunda bir sevgi olduğuna inanır.
Yani öğrencilerine hayatı sevmeyi, mutlu olmayı kısaca en güzel duyguyu; sevgiyi öğretir. İnsanlığın ufkunda parlayan güneş gibidir. O sıcaklığı ile toplumu ısıtır, ışığı ile toplumu aydınlatır. Öğretmen sevginin, hoşgörünün, şefkatin sembolü olmuştur. O bir bahçıvan gibidir. Öğrencilerin kalbi de ekilmemiş tarla gibi. Öğretmen bu tarlaya tohum ekerse iyi verim alır. Ekmezse verim alamaz.
Köşe yazımı öğretmenlere atfen yazmış olduğum şiirimle noktalamak istedim.Keyifli okumalar diliyorum.
ÖĞRETMENİM
Öğretmenim ki
Yüreği kocaman yürekli
Ufku derya denizdi
Bize dünya durmadan
Döner dolanır derdi
Derken de
İçinde dönen dolapları
Birer birer güzelce eklerdi
**
Aslında bizim için
Yanan mum gibiydi
Işığıyla çevreyi aydınlatır
Ateşiyle kendini eritirdi
Doğrudan yana
Ne varsa bize öğretirdi
***
Bazen güvercinler çizerdik
Ağızlarda zeytin dalları
Kanat çırparlardı barışa
Zaman zaman
Şarkılar söylerdik
Bir ağızdan
Yayılırdı kulaktan kulağa
****
Günün sabahında
Günaydınla
Geçerdi tahta başına
Yemek molasında
Bir dilim peyniri
Veya
Birkaç zeytini
Paylaşırdı sınıf sofrasında
*****
Kim demiş ki boşuna
Bu birlik
Bu dayanışma
El ele omuz omuza
Kenetlendik yürüyoruz
Çizdiği aydınlık yolunda
******
Dil farkı
Din farkı bilmezdi
Şimdi anlıyorum ki
Türk’ü Kürd’ü Arab’ıyla
Güle oynaya
Yeni bir dünyaya
Gururla baksınlar isterdi
Muzaffer KALABA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.