- 420 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Bebeklikten Yetişkinliğe Kişisel Dönüşüm ve Güven"
İnsanı insan yapan ,hayata bakışını, yer yer özünü gölgeleyen , yer yer özüne ulaşmasını sağlayan ve hayatı boyunca iş,arkadaşlık gibi sosyal hayattan tutunda yalnızlığı yada kalabalığı seçmesine dair insanın hastalıklarını yada sağlıklı olup olmayacağını belirleyen bir yaşam öyküsü var.
Her insanın yaşam öyküsü birbirinden farklıdır . Ancak psikolojinin penceresinden bakmadan kimse kimsenin yaşam dönemlerinde ki öykülerini bilemez.
Yaşam öyküsü biz doğmadan önce başlar. Kişi doğmadan önce ona anlamlar yüklenir. Bu anlamlar kim olduğumuzu belirler.
Maalesef her bebek bu dünyaya kendisi olarak gelmiyor. Bazı bebekler anne babalarının evliliğini kurtarmak için , bazısı nesil devam ettirmek için,bazısı ailesinin soy ismini yürütmek için bazısı anne baba yaşlanınca onlara bakmaları için,gözü dışarıda olan babayı eve bağlamak..vb gibi sebeplerle dünyaya getirilirler. Evet biz olarak gelmedik bu dünyaya..Üstümüze yüklenen onca ağırlıkla kurtarıcı rolüyle kısacası proje tamamlayıcı olarak dünyaya geldik. .
Daha doğmadık.Doğmadık ama anne karnında olan biteni algılıyoruz ..Bilinçsel farkındalığımız olmadan .." Ben nasıl bir dünyaya geliyorum ? Annem beni nasıl bekliyor? Beni istiyorlar mu ? Babam yanımda mi? Benimle temas ediyor mu?Konuşuyor mu ?Annem stresli mi? ..vb gibi bebek olarak anne karnında hepsini algılıyoruz ..Veee doğum anı meydana geliyor..Belkide bize yüklenen bu ağırlıkları kaldıramamanın acısıyla ağlayarak hayata gözlerimizi açıyoruz. "Annemiz bizimle ilgilendi mi ? Bizimle ten tene temas etti mi ? Babamız ne kadar yanımızdaydı ?Bu dünya güvenli mi ?Ben güvenli ellerdemiyim? .. vb gibi sorularımızın cevabıdır DOĞUM ANI .
Güvenli bağlandık mı ? Ağladığımız zaman can cana ilgilenildi mi ? Uyku uyanıklık döngülerimizde ne kadar yanımızda olundu ? Temel bakımımızı üstlenen anne ( illa biyolojik anne olmak zorunda değil ) bizi ne kadar korudu,kolladı ? Destek oldu mu? Yaşadığımız zorluklarda yanımızda oldular mı ?
ANNE =DÜNYA demektir bebek için . O halde anne güvenliyse dünyada güvenli..Bu yüzden ki ilk güvenli bağlanmayı Anneden alıyoruz.Anneden sonra baba giriyor devreye.Baba ile temas ettik mi ? Çok önemli olan güveni hissettik mi ? Duymasa , göz teması kurmasada bebek algılayabilir dünyanın güvenli mi güvensiz mi olduğunu anne ve babası ile ten tene , can cana temas içindeyse bebek..
Güvenli bağlanmayan bebek için dünya güvenilirliğini kaybeder. Bebeğin özsaygısı, özgüveni bu dönemde olumsuz etkilenir.Bebeklik döneminden geçtik.
ÇOCUK OLDUK. Beş duyu organımızla dünyayı keşfetmeye başladığımız O muhteşem çocukluk dönemi.. Ama ne yazık ki çocukluğumuzda kirletiliyor bazen. Küçük _büyük travmalar yaratılıyor farkında olunan veya olunmayan. Kötüye kullanım , duygusal veya fiziksel şiddet, aşağılama,hor görülme,utandırma,cinsel istismar,taciz...vb gibi.
" Çalışıyorum zamanım yok bak başının çaresine , Yorgunum seni çekemem git odana " diyerek büyütülen çocuklar. Hayalleri , oyunları ,korkuları , öfkeleri görülmeyen , bir başına kendi iç alemine çekilmiş çocuklar , kendisi olmaya imkan verilmemiş çocuklar ..
Sürekli kıyaslanarak büyütülen çocuklar " Kardeşin gibi yakışıklı değilsin , ablan kadar başarılı olamadın , falancanın çocuğu başarılı senden adam olmaz "..vb gibi eleştiri ve kıyaslamalarla büyütülen çocuklar , özgüvensiz ,kendini değersiz hisseden,özsaygısı gelişmemiş bireyler oluveriyor. Yada tam tersi ;
" Aslan oğlum en iyisini yapar, kralsın, aslansın yaparsın ,başarırsın " gibi haddinden fazla yüklenen sorumluluklar da çocukları başarısızlık ve engellenmişlikle yüzyüze bırakıyor. Dünyanın güvende olmadığını öğretiyor ailemiz." Hava kararmadan evde ol ,insanlar kötü, başına bir şey gelir ".. Dünya güvensiz bilgisi işleniyor o küçük beyinlerimize.
Çocuklarınızı dünyaya getiriyorsanız onlar için dünyayı güvenilir yapmak,güvenli bir ortam sağlamak Ailelerin görev ve mecburiyeti.Özerklenme sürecinde çocuklara sınır koyarak ve pasif olarak kontrol ederek onları dünyaya bırakmayı göze almak zorundayız.
Yetişkin olduğumuzda kim olduğumuzu belirleyen çocukluk deneyimlerimizdir. Bu kritik dönemi başarıyla anlatamayan çocuklar hayatları boyunca hep bir çatışma halinde olurlar gerek kendileri gerekse sosyal çevreleri ile..
ERGEN OLDUK.Ergenlik çocukluk döneminin intikamıdır.Ergen çocukluğun intikamını almak zorundadır.Ergenlik deneyimine izin verilmezse travmatik etkiler devam eder.
Ergenlik demek yeni bir kimlik oluşumu demek.Kriz dönemini yaşamak demek.Aileden kopup arkadaşlarla zaman geçirmek demek.
Ergenlikte birey kendini keşfetmeli, vücudundaki değişimleri kabul edebilmeli,sınırlarını koruyabilmeli .Ergen bunu yaparken ailede ergenin dilinden anlayabilmeli.
Eğer ergen ergenliği üzerinden yargılanırsa." Böyle giderse adam olmazsın , arkadaşlarınla buluşma, sokağa çıkacağına ders çalış vb.gibi "ergenlikte travma yaşanılması kaçınılmaz olur.
Etrafımıza bakınca 40 lı ve 50 li yaşlarda olup halen ergen olan ne çok insan görürüz.Nedeni YAŞANMAMIŞ ERGENLİK.
Sağlıklı olan her dönemi kendi içinde yaşayıp öğrenmektir..Ergenlikte yaşanmamışsa yetişkinlikte kendini yetiştirememiş ,halen büyümemiş ergenler oluyoruz.Yaşamadığımız ne varsa o aktarılıyor diğer dönemlerimize. Kimliğimizi oluşturmak için bu dönemi sağlıklı atlatmalıyız ..
YETİŞKİN OLDUK. Bebeklik, çocukluk,ergenlik dönemlerindeki edindiğimiz deneyimler, hayatımızdaki tüm seçimleri belirler.
Sağlıklı düşünen,güçlüklerin üstesinden gelebilen birey kendini değiştirip dönüştürebilen bireydir. Geçmişte engellenmiş duygu ve düşünceleri değiştirip dönüştürmek bizim elimizde ."Kaderim ,yazgım buymuş "gibi olumsuz düşünmemeli. Hayat tamamlanmamışların tamamlanma yeridir.İnsan ise dönüşümdür .Acı tecrübelerden ders alıp kendimizi değiştirerek geçtiğimiz dikenli yolları gül bahçesine dönüştürüp yaşlılığı güzel yaşamamız bizim elimizde.
Bebeklikten yetişkinliğe kadar geçen süreçte yaşanan her olay, bireyin kişiliği ve yaşam görüşü üzerinde derin etkiler yaratır.
Bebeklik Dönemi: Bebeklerin anne karnındaki ve doğum sonrası deneyimleri, onların güven duygusunu ve temel bağlanma biçimlerini şekillendirir. Güvenli bağlanma, çocukların kendilerini ve dünyayı nasıl algıladığını belirler.
Çocukluk Dönemi: Çocukluk, kişinin kendilik algısını, özgüvenini ve dünya görüşünü oluşturan önemli bir dönemdir. Bu dönemde yaşanan travmalar, olumsuz deneyimler veya aşırı yüklenmeler, bireyin kendini değerli hissetmesini ve dünyaya güvenini etkiler.
Ergenlik Dönemi: Ergenlik, kimlik arayışı ve bağımsızlık sürecidir. Bu dönemde yaşanan sağlıklı krizler, bireyin kimliğini bulması için önemlidir. Ergenlik döneminin sağlıklı yaşanmaması, kişinin yetişkinlikte çözülmemiş çatışmalar ve gelişim sorunlarıyla karşılaşmasına neden olabilir.
Yetişkinlik Dönemi: Geçmiş deneyimlerin etkisiyle şekillenen yetişkin birey, zorluklarla başa çıkma yeteneğini geliştirmeli ve eski travmalarını dönüştürerek daha tatmin edici bir yaşam sürmelidir. Kişisel dönüşüm ve kendini geliştirme, olumsuz deneyimlerden ders çıkararak mümkündür.
Genel olarak, her yaş döneminde yaşanan deneyimlerin, bireyin kişisel gelişimi ve hayat kalitesi üzerindeki etkileri, yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Kişinin geçmişteki travmalarını anlaması ve bu deneyimlerden öğrenmesi, daha sağlıklı ve tatmin edici bir yaşam için önemlidir.
Aile danışmanı
Selda İyiekmekci (Erdoğan )
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.