- 429 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
NÖBET
Yönetici aradı beni
“Abi bizim site de oturuyor. Anlatıyor, anlatmasına da bildiğim bir konu değil. Senden bahsettim. Kusuruma bakma. İzin verirsen sana gelecek.”
“Gelsin” Dedim.
Geldi.
Hanım çay yaptı. Allah ne verdiyse ikram ettik.
Görünüşüne göre benden büyük. Aksakallı, nur yüzlü.
“Abi siz Silahlı Kuvvetlerden emekliymişsiniz. Benim oğlumun bir sorunu var. O da sizden birisi. Ne olur bana yardımcı olun.”
Halk arasında yanlış bir kanı vardır. Halk zanneder ki her üniforma giyen kişi, her şeyi halleder.
Doğuya gitmesi gereken kişiyi, Antalya’ da ki askeri kampa cankurtaran yaptırır. Öyle değildir işte.
Misafir gelmiş benden bir şeyler öğrenmek istiyor.
“Hayırdır komşum ne oldu?”
Eskilerden girdi konuya:
“Lisede iken iki sefer öğretmenlerine karşı geldi. Yalvar yakar affettirdim. Zor şer liseyi bitirdi.
Akşamları eve gelmiyor, gelirse de sarhoş geliyordu. Çalış desem de çalışmıyor, annesinin aracılığı ile benden para alıyordu.
Orduya Uzman Çavuş alacaklarmış. Bir arkadaşım bana haber verdi. “Hadi oğlum gir şu sınava kurtar kendini. “ dedim. “Baba adamı olanları alıyorlarmış. Beni almazlar.” Düşündüm. Ben namazında, aptesimde bir adamım. Görüşüme uygun partiye gittim. Anlattım. “Yazılıya girsin, gerisini bize
bırakın “dediler. Mülakata girdi. “ Sen o musun? Hadi hayırlı olsun kazandın” demişler.
Üniformasını aldı geldi. Giyindi. Ben anası, akrabaları çok mutluyuz. Tayin olduğu birliğe dualarla gönderdik. Aradan altı ay geçti, geçmedi. Bir telefon: ”Baba beni mahkemeye verdiler.”
“Neden oğlum?”
”Nöbet yazdılar gitmedim. Komutan sordu: “Niye gitmedin nöbete? “Gitmedim sen benim kim olduğumu biliyor musun?”
Şimdi oğlum mahkemede. Sen Komutansın tecrübelisin oğlumu ordudan atarlar mı?”
Ne diyecektim Komşuma? Çaresizdim:
“ Keşke dedim, keşke… Oğlun benim emekli asker olduğum bilseydi de “Gelsin Bedri Başçavuş tutsun nöbetimi.” deseydi.
“Tutar mıydın?
“Hiç şüpheniz olmasın tutardım.”
Benim siyasetle işim olmaz. Kendime göre bir görüşüm, bir oyum var. Bu olayı bire bir yaşadım sizlere de aktardım.
Takdir sizlerin…
YORUMLAR
Her askere gidenin beynine beynine çakmışlardır, askerlikte mantık yoktur, ya da ''Mantığın bittiği yerde askerlik başlar.'' diye ki bana göre bu cümleler büyük bir çarpıtma ve çok büyük hedef şaşırtmadır... Mantığın en bol olduğu yerdir askerlik öyle ya o savaşlar, savaş makineleri, düşmanı aldatmalar, kahramanlılar, nasıl kazanılıyor savaşlar bir düşünsünler... Torpil olmuyor mu askerde oluyor, eskiden daha çoktu şimdilerde biraz azalsa da yine de vardır diye tahmin ediyorum... Her giden Türk Vatandaşı şimdilerde, zaten hem paralı hem de zorunlusu altı ay yapıyor, bunu hem vatan borcu ama ondan da önce vatan sevgisi olarak düşünürse her şey çok daha kolay olacaktır kanımca... Kutlarım yürekten Abim selam ve saygılar....
Yazıma yorum yapan tüm kalem dostlarıma selam ve saygılarımı gönderiyorum.
Aslında ben bu yazımda ilgi alanınız olmasa da bir gerçeği dile getirmek istedim.
Olan şu;
FETÖ den sonra Silahlı Kuvvetlerden atılanlar nedeniyle büyük ölçüde personel zafiyeti yaşandı.
Bunu telafi etmek için yeni personel alımı yoluna gidildi. Telaşla ve tarakir davranışlarla yapılan bu alımlarda liyakate önem verilmedi. Özellikle Jandarmada neredeyse her müracaat eden orduya alındı. Bellerine silah, ellerine aylık yirmi bin lira para verildi. Gerekli eğitimi, birikimi alamayan bu gençler kendilerine verilen yetkileri kaldıramadılar. Disiplin bozuldu. Özellikle kırsal kesimdeki vatandaşlarımız bunun canlı şahidirler.
Neyse...
Aslında söylenecek çok şey var.
Bizlerin konusu edebiyat yine o na dönelim.
Tekrar hepinize teşekkür ediyor selam ve Saygılarımı gönderiyorum.
Ağabey, cumhuriyetin ve/veya demokrasinin insanımızı(padişaha) kulluktan aynı haklara sahip eşit vatandaşlığa yükselttiği ezberine rağmen aslında pek bir şey değişmedi...
Bir vakit 'Yeter! Söz milletin' denmiş de olsa huylu huyundan vazgeçmedi, sultanın yerini iktidarı alanlar aldı...
Ne acıdır, bu 'kalıtımsal hastalık' hepimizde var...
Şu seçim atmosferini yakıcı hale getiren de bu durum...
Daha fecisi, bu durum (burada çok güzel örneklediğiniz gibi) insanımızı tembelleştiriyor, hadsizleştiriyor, niteliksizleştiriyor...
[Tv'de bir fabrikatörden dinlemiştim: "Şimdiki nesil hemen müdür olmak istiyor" diyordu, gülerek...]
Yani, bu anlatıdaki kişi sizin dediğinizi duysaydı, utanmadan, sıkılmadan "gelsin, tutsun başçavuşum" derdi herhalde...
Yerin dibine geçeceğine...
Ağabey, bu problem bu kadar incelikli anlatılabilirdi...
Var olasınız...
Selam ve saygılarımla.
Yani ne diyeceğimi bilemedim.
Gülsem mi kızsam mı?
Sorumluluk bilinci yok.
Göreve başlamadan mutlaka bir eğitim vermişlerdir. O zaman o bilinci verememişler demekki. O zaman da muhtemelen okuldan ayrılırdı.
Allah akıl fikir versin.
Çok zor.
Selamlar sağlıklı günler abi.
Saygımla.