- 444 Okunma
- 0 Yorum
- 6 Beğeni
Aynaya Dökülenden Başka Yoktur Ötem II
Onyedi yaşından beri dünyayla tek başına savaş veren bir insan olarak, sokakta büyümedim ama içim hep sokaktı, dağdı, buluttu, gökyüzüydü, yıldızdı, Kudüs idi, Mekke idi, Roma idi, Kerbelâ ateşi, sokak çocuğu, o yalnız bırakılmış kız çocuğu, kadın olmasına izin verilmemiş anne, anneniz...
Ben sizin içinizden, içten biriydim. Kardeşiniz, hem anne hem baba, hem ilkel hem çağdaş...
Tırnaklarım uzundu ekmeğimi kazanmak için kayayı un ufak edendim.
Gözyaşlarımı aşıma tuz eylerken, bir gülümsemem, Ağrı dağı kadar büyüyen acılarımı sizden saklamama yetiyordu.
Ağrı büyük idi, Nuh’un gemisine yurt olanı yurt edinmiştim. Uzak bir gurbettim oysa ama ben hep Ağrı’ydım.
Medeniyetin ortasında zulme savaş açan, o tek dişi zulme, kötülüğe...
Vicdanen kimseye yenilmedim, kalbimi doğrulttum insana ve vicdanımı... Vurulan hep ben görünsem de kazanıyordum, ellerime kan, kalbime kin bulaştırmadan bir başına bakıyordum gökyüzüne. Vicdanım bulutlar kadar dolu bir o kadar hafif.. Yağmurdum, kendi içime dökerdim gözyaşlarımı...
İçimde dolmayan boşluk, sınırsız evreni tek başına doldurabiliyordum. Ben herşeydim, herşeyden öte hiçtim...
Kendimi ölçüp biçen, bilen, bildiğini bilmeyendim!
Aynaya dökülenden başka yoktu
ötem... Sır da sir de bendim.
Ankâ Kuşu idim ben. Küllerinden defalarca doğan, ölüp ölüp dirilen ama ölmeyen, yaşamak için, onuru için direnen...
Hep yanandım yaradandan, yaradan... Anlaşılmayan, dermansız yara...
Can yakmadan yanan Elbruz dağıydım. Dışarıdan buz, içerisi yanan mağma, kaynayan lav...
Yana yana dönen bendim evreni...
Kendimden ötede aynadaki sırdandım, görünmezdim.
Görünmezi sevemezdiniz
Zihninizin, zihniyetinizin Orta Çağ Ateş’inde yaktığınız Cadı’ydım ben!
" Bir ben var, benden içerü"
Vaha Sahra
(Sude Nur Haylazca)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.