- 177 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
GÖÇ
Yaz bitmek üzereydi. Güz gelince seğip sürülen davarlar günlerce aranırdı. Canavara yedirmeden bulunursa büyük şanstı. Canavar geyim gırıyordu dağı. Gış bastırmadan odun barakası doldurulmalıydı. Ormancılar başımızda mık yülüyordu. Ali Guşçu bölge şefiydi. Gardaşı Müzefer gamiyoncuydu. Gopil Mahmıt köyün sürekli mıktarıydı. Golay golay seçimi gaybetmezdi. Patat Ali Borana Paşa’nın yeğeniydi. Gısacık Omar’ın hiç oğlu yoktu. Hepsi gızdı. Gızı’nın biri Garakütüklü Vaysal’a gaçmıştı. Eşe Nuru Veli’deydi. Sariye Ladıf Ali’deydi. Hürü Patat Ali’yle evlendi. Ali çok titizdi. Çamurda yürür de kundurasına çamur bulaştırmazdı. Altına gara şalvarı çekerdi. Üstüne de beyaz gömlek giyerdi. Saçları da hep taralıydı. Mal falan beslemezdi. Tarla takım da ekmezdi. İş bulursa çalışır yerdi. Hürü’yle evlenince Gadirli’ye göçtü. Gündüz , hamballık, beton atma, pambik toplama, meke sulama …ne iş denk getirirse yapardı. Cöbünden cuvara kesesini çıkarıp galem gibi cuvarasını sarardı. Hürü evde tek galınca sıkılıp gonu gomşu ziyaretinde bulunurdu. Çok güzel bir gelindi. Orta boyluydu. Gözleri maviydi. Milletin gözü yedi bitirdi. Mahallenin lafçı avratları goğculuk edip duruyordu. Laflar Ali’nin gulağına gidiyordu. Ali birgün Hürü’yü işe gidiyom deyip izlemeye aldı. Pencereden birisi geldi , cama tıktık vurdu. Ali ne olduğunu anlamadan tüfeği gurdu. Gelen oynaşı tek gurşunla oracıkta işini bitirecekti. Gelen gomşusunun garısıydı. Gısır yaptık ye, diyecekti. Ali Hürü’yü boşadı. Cennet garı buna çok üzüldü. Aracı dutuldu. Minnete adam gönderildi. N e yapıldıysa Ali leh dedi, İllahlah demedi. Başa gelen gader deyip çekilirdi. Hürü dul bir kadındı artık. Müzefer Azgıtlıydı. Gamyonuyla domruk çekerdi. Ormancılar ve Müzefer bir bahane bulup Omar’ın evine gelir ,yemek yer , çay içer giderdi. Hürü’yle Müzefer çoktan arayı dutturmuştu. Milletin ağzında bu laf dolaşıyordu. Müzefer iki avratlıydı. Bunu da alırsa üç avradı olacaktı. Gönül ferman dinlemiyordu. Zengindi, itibarlıydı, bölge şefi Ali Guşçu’nun gardaşıydı. Ormandan bir dal kessen ormancılar hemen zabıtlardı. İçki şişeleri her tarafta doluydu. Bir gün Güney’de bir gız daşın arkasında oturuyordu. Dikkatli bakınca Omar’ın Hürü’sü olduğunu farkettim. Azgıtlı Müzefer de depenin başından yanına geldi. Daşın arkasına geçip birbirine sarıldılar. Yarım saat sonra bize geldiler. İçeri girdiler. Goca odada ne yaptılarsa çekip gittiler. Ali Guşçu ,Müzefer ve ormancılar birelerini alıp bizim evde alem yaparlardı. Tavan bire şişeleriyle doluydu. Birine bir şey demek çok riskliydi. Allah göstermesin seni yok yere zabıtlarlardı. Başkasının kesintisini üstüne yazarlardı. Gelen cezayı ödeyemez de hapise girerdin. Ormanın cezası çok ağırdı. Demirçik ganunuydu. Ormancılar gaçıp gaçıp gelirdi. Hergün gelirdi köye. Birinin evinde yemek yese ev sahibi bülbül kesilir, başlardı ispiyonculuğa. Gocuyusuf Ehmet, Fasali, Çavuş İrbaham, Yavuz… hep ıhbarcıydı. Köyün ormancısı bunlardı. Millet ormancıdan ,mahkemeden ,ıhbarcıdan çok gorkardı. Hürü’yle Müzefer’in lafı gittikçe artıyordu. Hürü hamile deniyordu. Garnı burnundandaydı. Çocuğu doğurdu bir gün . Omar , Müzefer’i hökümete şikaat edeceğini söyledi. Müzefer de gorkup çocuğu üstüne yazdırdı. Hürü’yü de alacağına yemin etti. Omar devesinden vazgeçti. Zeki ebesinin yanında büyüdü. Bir çocuk daha oldu. O da birine evlatlık verildi. Hürü Çokaklıyla evlendi. İki çocuğu daha oldu. Gocası ölünce Tahtalı demirciyle evlendi. Ondan da bir çocuğu oldu. Demirçi de öldü.Paşa Ehmet sepeti eline alır yumurta satın alırdı. Makine ipliği satardı. Anamın goza yömiye parasıyla aldığı singer dikiş makinesinin ipliği bitmişti. Kırk kadar yumurta irkmişti. Paşa Ehmet bu yumurtaları aldı. Yerine bir dikiş ipliği verdi.Erdoğan dayım Adana iplik fabrikasına işe girmişti. Bulgaristan göçmeni olan bir ailenin sarışın ipek saçlı bir kızı da aynı işte çalışıyordu. Erdoğan dayı Harzavul’dan saz çalmayı öğrenmişti. Babam Gore’den askerden geldiğnde ufacık bir çocuktu. Ortaya otuttururlardı. Saz çalıp türkü çığırırdı. He aşam bir yerde eğlence edilirdi. Harzavul çok yemek yerdi. Çalışmazdı harmanda ,tarlada. Mal da beslemezdi. Nasıl geçim ederdi de o gadar çoru çocuğu beslerdi. Gocuyusuf Ali ben Zerzambıl’ı tebrik ediyorum ,derdi. Emine çoktan gönlüne bizim aşık ozana gaptırmıştı. Beni bu saz gandırdı. Ben sazı daşa çalıp gıracağım derdi. Dedem , ebem ,Azmi dayım hiçbirisi acar gelini beğenmiyordu. Yemek yapmayı bilmiyordu. Çörek yapmayı da bilmiyordu. Ebem çekişip duruyordu. Su ısıtmayı bile bilmeyen bu gelini burunnayıp duruyordu. Nizipli her gün içer gezerdi. Ağzı köpürürdü sövmekten. Gafayı bulunca kime saldıracağı belli olmazdı. Askerden çok gorkardı. Birgün Depe’de cangama çuvaldı. Dedemle Nizipli birbirine düşmüştü. Nizipli küpe bindi. Eline geçerse damdan aşağı atmaya başladı. Erdoğan dayımı da yakalayıp iki vurdu. Dayım bize gaçtı. Anama olup biteni anlatıyordu. Gavaz Orhan birez çebiç toplamıştı. Gıran gelip de hepsi gırılınca Afşin’e göçmeye garar verdi. O zaman ciğer ağrısı vardı. Kilidi darağı topladı. Gidiş o gidiş oldu. İnşaat işinde çalışmaya başladı. Çoru çocuğu yetiştirip adam edecekti.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.