- 155 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KÜLTÜR VE EDEBİYAT İLİŞKİSİ
Bir milletin kültürünün yansımasıdır edebiyat. Kültürlerin dünyaya bakış açısını edebiyat ortaya koyar. Edebiyat aynı zamanda kültürün devamlılığını sağlayan bir araçtır.
Türk edebiyatı geçmişten Cumhuriyet’e kadar hep üzerine katarak gelmiştir. Maalesef Cumhuriyet dönemindeki kültürel yozlaşma edebiyatımızın durağanlaşmasına yol açmıştır. Gelin hep beraber Türk edebiyatının ilerleyişine ve günümüzde niçin ilerleyemediğine bir göz atalım.
Türk edebiyatının ilk şairi Aprın Çor Tigin’dir. Kaşgarlı Mahmut’un da zikrettiği Aprın Çor Tigin, Maniheist dönem Uygur edebiyatından günümüze ulaşan sekiz şiirden ikisini bizzat kendisi yazmıştır. Şiirlerinde Maniheist kültürün etkisi gözüken Uygur şairi, yabancı dillerden uzak yalın bir dil kullanmıştır. Yazdığı şiirlerden bir dörtlüğe bakalım.
“Emsalsiz sevgilim
Sevgili canım
Yavuklumu düşünüp
Hasret çekiyorum”
Aprın Çor Tigin’in Türk edebiyatındaki yeri asla yadsınamaz ancak kabul etmek gerek ki edebiyatımızdaki en güzel şiir örneklerini İslamiyet’ten sonra verdik. Misal Türkistan’daki Balasagun şehrinde doğan İslamiyet sonrası Türk edebiyatının ilk şairi Yusuf Has Hacib, yazmış olduğu Kutadgu Bilig adlı eseriyle edebiyatımızın ilerlemesine ön ayak olmuştur. Gelin şimdi de Yusuf Has Hacib’in yazmış olduğu şiirlerden bir beyit okuyalım
“Kişi, denizden inciyi çıkarmazsa,
İster inci ister taş olsun hepsi bir.”
Türk edebiyatı gerek halk edebiyatı nazarında gerekse divan edebiyatı kolunda yıllar içerisinde daha iyi eserler ortaya koymuştur. Her birine örnek vermek mümkün değildir. Zira edebiyatımızı incelemek adına yazacağımız yazılar pek çok cilt kitap doldurur. Ancak ne yazık ki Türk edebiyatının ilerleyişi Cumhuriyet ile birlikte durmuştur. Her yüzyıl da gelen yeni şairler, bir önceki neslin üzerine koyabilirken Cumhuriyet’ten bu yana, yüz yıl içerisinde Yahya Kemal’in talebeleriyle yarışacak şairler dahi gelmemiştir. Türk edebiyatının durağanlaşması kültürün de yozlaşmasına yol açmıştır. Nitekim edebiyatsız bir millet, edepsiz bir kültür inşa eder. Peki nedir Türk edebiyatını bu karanlık döneme hapseden? Gelin birlikte inceleyelim.
Edebiyatın güçlü olabilmesi için içinde yer aldığı milletin zengin bir kelime haznesine sahip olması gerekir. Türk edebiyatının yüzyıllardır gelişmesinin en büyük sebebi ise her yüzyılda kelimesi haznesini zenginleştirmesidir. Ancak ne yazık ki Cumhuriyet döneminde Türkçeye yerleşmiş olan Arapça ve Farsça kelimeler reddedilerek, edebiyatımıza ağır darbe vurulmuştur. Saf Türkçeyi elde etmek amacıyla yapılan çalışmalar, edebiyatımızı binlerce yıl geriye götürmüştür.
Öncelikle Arapçanın Türkçeden daha zengin bir dil olduğunu kabul etmemiz gerekir. Bu durum Türkçe’nin değerini azaltmaz. Çünkü yaşam tarzı bir dilin gelişimindeki en önemli faktördür. Yerleşik yaşam biçimini benimseyen toplumlar her zaman göçebe toplumlara göre daha zengin bir dile sahiptirler. Biz Türkler göçebe bir millet olduğumuz için Türkçe kökenli kelimelere baktığımızda her birinin tek kelime olduğunu gözlemleriz. Gel, git, kal, yap, yaz vb. Oysa Araplar yerleşik yaşam biçimini benimseyen bir millet olmalarının yanı sıra düzenledikleri festivallerde yazdıkları şiirler dillerinin daha da gelişmesine yol açmıştır. Atalarımız ise bu zengin dilden beslenmişlerdir. En basitinden örnek verecek olursak, eğer ecdadımız Arapça kelimeleri güzel Türkçemize kazandırmasalardı günümüzde birbirimize selam veremiyor olacaktık. Nitekim “selam” ve “merhaba” kelimeleri Arapçadır. Göçebe toplumlarda selam verememek belki bir sorun teşkil etmeyecektir. Örnek vermek gerekirse Yörük bir aileden gelen ben şunu itiraf etmeliyim ki bizde karşılaşınca “selam” veya “merhaba” kelimeleri kullanılmaz. Bunlar yerine halk ağızıyla “napyon” derler karşılaştıklarında. Ancak Türkiye gibi imparatorluk varisi bir devletin lügatinde “hello” kelimesinin karşılığının bulunmaması bir kayıptır. Çünkü zengin bir dil, zengin bir şuuru oluşturur.
Yazımı toparlayacak olursam şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, Türk edebiyatının gelişmesini durduran en büyük etken Türkçemizden Arapça adı altında atılan nice kelimedir. Zengin bir kelime haznesi beraberinde zengin bir edebiyat getirir. Başta da söylediğim gibi, edebiyatsız bir millet edepsiz bir kültür inşa eder.
Gülşen TOSUN
08.10.2022
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.