- 156 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SIRAYA GEÇİN
Hebelik ekilecekti. Güz gelince yağmur yağıp tarla adayınca ekinler ekilmeye başlardı. Öküzleri erkenden ala şafağınan yemledik. Öküzler yemi yiye yiye börtmüştü. Goyarır goyarmaz vuruşmaya başladı. Hasan bir torbaya iki şinik bider koyup omzuna çaldı. Ben de azzık çıkınıyla öküzleri sürdüm. Beraber tarlaya vardık. Bizim tarlanın içinden Kel Ehmet ile gayını Yüksel dikenli tel çekmişlerdi. Tarlanın bir evleğini tarlasına katmıştı. Anam mıktar olan Gopil Mahmıt’a durumu anlatmış, şikayet etmişti. Tarla iki be olmuştu. Dapısı yoktu. Ormancı Şükrü ,Muhtar Akgala Mustafa köye gadustra getirmişti. Çiki Mustafa bilir gişiydi. Evinin tam garşısıydı. Çal mevkii olrak tarif edilirdi. Daşlık, engebeli bir tarlaydı. Oldukça gıraçtı. Aşağıdan esen yel de yukarıdan esen yel de uğrardı. Köy ayağın altında kalıyordu. Tarlanın içlerinde kenarlarında tespiler vardı. Çikinin Hopuru’ndan tarafı cilbirtilikti. Çalın çok yeri eğreltilikti. Tıraşlama olduğunda tarlanın içindeki gölgelik eğrelti ağacı da Torun Mustafa tarafından kesilmişti. Sapı sırtımızda şelekle Malangoz’un tarlasına indiririz. Pataso çektirip buğdayını eşşeğe yükler eve getirirdik. Samanını da eniştemiz İspir’e verirdik. Öküzleri boyunduruğa koştuk. Sabanı çıtırığa bağlayıp çivisini taktık. Hat hat ,hoh hoh çifte başladık. Armıdın oraya geldik sürerek. Bir mandalı ektik. Üst mandala geçerken Fal Ehmet geldi. Kendisi köyün de öğretmenidir. Okulu paydos edince eve geldi. Üst tarafımıza geçip bizi daşa duttu. Daşın biri gafamıza gelse orada anacığım dedirtmezdi. Be bir hamle yapıp daha üst tarafa geçtim. Kel Ehmet’e daşları atmaya başladım. Daşlar yanına düşüyor ama isabet etmiyordu. Hasan da öküzü bıraktı. Daşın alağından uzaklaştı. Ehmet’in garısı cangamaya yanımıza geldi. Ehmet eve tüfeğe tumdu. Züleyha bize gaçın gaçın sizi vuracak diye bağırıyordu. Fal Ehmet çifteyle bize yaklaştı. Sıya geçin diyom ben size .Sıya geçin diyom diyordu. Hasan da beğendiğin yerden vur. Tüfeğinin mermisi mi yok. Sıkıyorsa iki defa sık deyince cesaret edemeyip geri çekildi.Mağarada bider, saban ,boyunduruk, gazma, tahra vardı. Sürek tezekleri gazmayla dağıtılırdı. Tahrayla da çalılar kesilip ağıl edilirdi. Eve gelince olup biteni babama anlattık. Babam küplere bindi. Hökümete şikayete gidecekti. Şimdi cenderme gelecek, garagolda düvecek , mahkeme olacak. Git gel uğraş babam uğraş. Edemeyip şikatten vazgeçtik. O da bizi şikayet etmemişti. Zahide Hatay’da yatılı okul gazanmıştı. Bekir Memmet’in oğlu Muhammet uzman çavuş olmuştu. Bekir Memmet Hürüatıngile günlük gelirdi. Bu gızı oğlum Muhamme’te alim diye yarenlik ederdi. İş ciddileşti. Zahide ile Muhammet’in datlısı yendi. Okul biter bitmez evlendirilecekti. Birgün Zahide okuldan kaçıp Bingöl’e Muhammet’in yanına geldi. O zaman Bingöl tarafı karışıktı. Her gün haberde şehitlerden söz edilirdi. Mustafa her yerde Zahide’yi arıyordu. Okuluna , yurduna , hocalarına sordu. Bir türlü bulunamıyordu. Polise durum bildirildi. Zahide’nin yaşı güçcüktü. Muhammet’in komutanı , bu kızın yaşı ufak, bak oğlum başın belaya gire, deyince bir polimle Zahide’yi otobüse bindirirken polisler tarafından farkedildi. Polisler ailesine haber verdi. Mustafa Zahide’yi Bingöl’den alıp geldi. Okulu terkettiler. Muhammet bir ebeyle nişanlandı. Evlendi ,birçocuğu oldu. Zahide hem laf oldu, hem okulunu yarıda bıraktı. Nurettin elbirlik yapıyordu.Nizipli aralıkta gezerdi. Kimin işi olsa bir cuvara parasına , boğaz tokluğuna çalışırdı. Bakkal’ın avradıyla lafı çıkmıştı. Çavuş İrbaham’la tehdit habarı geliyordu. Mintiğin Gızı Oluk’un önüne çadıra çıkardı. Nizipli örmesini üstüne atar , aralıkta gezerdi. Bazen de Kör Ehmet’in garısıyla lafı çıkardı.Onbaşı’yla birbirine dakılırlardı. Ben ölürsem benim avradı sen al , sen ölürsen senin avradı da ben alayım diyordu. Bir gün acı haber geldi. Muhammet pusuya düşürülmüş ve şehit olmuştu. Alma gara saçlının ahını dutar derlerdi. Garısı da başka gocaya gitti. Bekir Memmet evine goca bir bayrak astı. Millet toplandı baş sağlığı dilemeye. Yakın arkadaşları da geldi.Garısı , çocuğu da herkesi ağlattı. Defin işlemi gerçekleşti. Millet dağıldı. Soner liseyi zar zor bitirdi. Bir sene sınıfta galdı. Okulu bitince doğru inşaatta çalışmaya başladı. Hanifi ,Erdoğan dayım, Fas Bayram ustaydı. Nevşehir , Kayseri , Bodrum … nerde iş bulursalar amele ya da usta olarak çalışırlardı. Daha askere gitmemişti. Liseyi bitirdiği seneydi. Gışın soğuklarda inşaat dururdu. Evde gün geçiriyordu. Nurettin Zahide’ye ,seni Soner’e alak dedi. O da ben sana bir cevap veririm dedi. Birgün habar geldi. Duyduk ki Zahide Soner’e gaçmıştı. Aşam olunca Gavaz Orhan aracılık edip sulk etmeye çalıştı. Nizipli, Mintiğin Gızı, anam Aptı Yusufgile arabuluculuğa gittik. Hayırlı olsun. Böğüklük sizde galsın. Namısını daşısın da fakir olsun. Çalışır geçinirler. Aç mezeri kim görmüş. Hürüatın anlayış gösterdi. Ertesi gün gelinle damadı götürüp el öptürdüler. İşi datlıya bağladılar.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.