- 203 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Kolektif Alan 21-22
Uyartım; uyarma ve uyartılmayı içerir. Etki ve etkilenmeyi içerir. Hareket ettirmeyi ve hareketlenmeyi içerir. İşte parça ve bütün uyartmasından kaynaklanan bu tür potansiyeli durumların daima bir potansiyel fark osilasyonları vardırlar.
Fark, potansiyel gerilimdi. Akma ve akıştı. Enerji akışıydı. Olgu ve olayları başlatan yönlendirmeydi. İçimizde yalıtıma edilen sayısal frekans onca frekans içinde kendi karşılık frekansına duyarlı bir seçicilik uyarılmasıydı.
Fark potansiyelin dış dünyada kalan daha büyük kısmı, sayısal bir uyartımdı. Baskı ve basınçtı. Parçasını kendi eksiğine kendi boşluğuna doğru çekendi. Uyartım, dış dünya içinde yüksek potansiyelinden kopan salınımın süje içinde tuzaklanan parça etkileşimlerinden ileri geliyordular.
Pythagoras “evren bir sayı uyumudur” derken belki de Pythagoras’ın sezgisel olan sayısal mistisizmi; evrensel salınımın parçalı salınımlar şeklinde kesikli (yalıtımlı) sürekli bağıntı olmasından ileri geliyordu.
Parça ve bütünün salınım uyuşması ile birbirini çağıran, birbirini tamamlayan sayısal salınımları; süje öznesin de evreni dışta düzenleyen, evrene dıştan hareket veren bir kımıldatıcı zekâ illüzyonunu ortaya koyuyordu!
İçinizde ve dışınızda bulunan bu tür parçalı ve karşılıklı salınımlar, o organiğin kendi iç düzenli ihtiyacına göre yalıtıma parçalardı. Parçalar o organiğin bütünden geri beslenme yapmasına ihtiyaç duyduğu kendi temel gereksinmesidirler. Parça salınımlı sayısal frekanslar gerilimi, kişi üzerinde karşılanması gereken (indirgenmesi-boşalması gereken) gerilimler çevrimiydi.
Beslenme, güvende olma gibi durumlar herkeste bulunan ortak özellikti. Ortak özellikler bencilleşme ayrışması yaptığı gibi ortak özelliklerin dışta “birleştiren bir taban alan etkisi” de vardır. Kolektif alan içindeki karşılıklı uyartımlar kolektif alanın kolektif etkisi nedenle, kişilerin ortak özellikli ortaklaşması üzerinde kolektif bir modülasyona uğrarlar. Kolektif alanı öğrenmek böylesine bağıntılı bileşenlerdir.
22
Herhangi bir özne üzerinde besin bulma gibi salınışı olan uyarımlar kaynaklı gerilimler vardı. Kişi üzerindeki bu gerilimler kolektif alan da taşıyıcı dalga gibi bindirişlerle modüle edilir. Modüle edilen taşıyıcı dalgaların her biri transferi olan enerji mesajlarına (kolektif bilgiye) dönüşüyordu.
Örneğin, bir kişi üzerinde besin bulmaya yönelimli uyartım, karşı kişi üzerine ortaklaşmayı içeren bilgiyle transfer edilir. Karşı kişi üzerine iletilen transfer bilgi karşı kişi üzerinde karşılık bir savunma salınımına dönüşen imlerle kodlanır (programlanır). Böylece bir kişi üzerindeki besin bulma türü salınım veren uyartımlar, kolektif etkinin enerji transferleri nedenle karşı kişiye veya kişilere yüklenir.
Karşı kişiler de besin bulucu kişiden gelen bu kolektif mesajı “sana besini ben sağlayacağım” diye anlar. “Ben de kendim için besin bulmaya harcayacağım zamanımı sana savunma yapmak için kullanacağım” diye yanıtlar. Buna kolektif sözleşme ya da toplumsal sözleşme denir.
Bindirme işi ile modüle edilen mesaj, toplumsal sözleşmeydi. Ya da zorunlu sağlamalara, paydaşlı koşullar içinde zorunlu karşılık oluşlardı. Bir kişi, karşı kişilere besin sağlamış olması karşılığında transfer enerjisini savunma enerjisi karşılığında gönderir.
Bu kes de karşı taraftaki diğer kişi günün bir kısmını kendisi için besin bulmaya harcamak yerine, besin bulacağı zamanı karşı kişiye savunma zamanı olarak vakfeder. Artık kişinin savunması ve beslenmesi; günümüz de dahil kolektif etkili, kolektif kapasiteli bir savunma ve beslenmedir.
Transfer bir uyartım, karşı tarafa doğru boşalmışsa (sorumluluk edilmişse); transfer uyartımla boşalan alan karşılıkla bağlaşma gereği bir özne üzerinde besin sağlamasına karşılık, besin bulucu taahhüt ilk özneye doğru yönelen savunma dönüşmüş bir transfer enerjisi olarak geri döner. Transfer enerji mesajın (bilginin) gidişine karşı mesajın cevabi dönüşüdür.
Özne üzerindeki beslenme savunma gibi gerilimler kolektif alanın etki alanı içinde dolma boşalma süreçleri yoluyla yardımlaşma, iş bölüşümü, dayanışma, transferler üzerinde paylaşma gibi zorunlu ve parçalı durumlar işleyişine dönüşmüştür.
Kişiler bu parçalı ve kolektif işleyişlerle kolektif merkezin hem ağırlığını oluştururlar. Hem de kolektif alanlı ağırlığa doğru yetenek ve ihtiyacı kadarla denk bir ağırlığın söz sahipliğini (iradesini) kazanırlar.
Bir özne kendi içinden dışına doğru savunma, beslenme gibi parçalı, yönelici eğim, eylem ve gerilimlerle vardı. Bu gerilimler önce doğa gibi dış bir etki alanı içinde girişirler. Dıştaki girişme salınımları özneye göre tehdit olan, sağlama olan, hoşlanma olan, kaçınma olan türden duygularla parçalı durumlar içinde belirirler. Doğa gibi dış girişicilerden birisi de sosyal alan ve kolektif alandır (üreten alandır).
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.