3
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
780
Okunma
Yazımı şu satırlarla açıyorum değerli dostlarım.
İnsanoğlu tarih sahnesinden nice değerler ,nice dehalar yetiştirmiş ve öncü olmuş destansı yiğitler geçip gitmiştir dünyamızdan.
Benim daha 23 sene önce orta okuldayken tanıdım OKTAY hocayı.
Konuşması ,jest ve mimikleri aşırı merak uyandırdı ruhumda ,benliğimde.
Elime aldığım "BY BY TÜRKÇE" adlı kitabıyla hayatımın merkezine ,ailemden de yakın oldu ruhuma ,benliğime.
İçimden de nefret ettim insanların hocamızı tanımayışına ,böylesi dehayı el üstünde tutmayışına daha yaşarken.
Şimdi hocamızın ardından her sene hakka yürüdüğü 19 Nisan döneminde ele aldığım Sinanoğlu serisine bu sene de yalnız bırakmamak ,her sene sürdürmeye yeminli olduğum bu serüveni yaşarken devamını getirmek niyetinde ve yeminindeyim.
Oktay Sinanoğlu bana babamdan da yakın .
Sanki ruh ikizim!
Hoca da hayatta yapamadıklarım geliyor benliğimden.
Sağlık sorunları yüzünden atalarıma layık olamayışıma kederleniyorum her an ,her saniye.
Bu yüzden Sinanoğlu hocaya sarılırken yüreğim ,onun hakka yürüdüğü günün öncesinde onun kariyerini ,amansız mücadelesiyle geçen yılmaz yaşam öyküsünü gözlerim her sene olduğu gibi yaşlı bir şekilde sunuyorum sizlere.
İyi okumalar...
Öncelikle onun insanlığa yaptığı katkının temeline ait bir sözüyle başlayalım;
"NASIL OLDU .BEN DEMEDİĞİM İÇİN OLDU.BEN BEN DİYENDEN HİÇBİR ŞEY OLMAZ ARKADAŞLAR"...
Oktay Sinanoğlu ,1935’te babası Nüzhet Haşim Sinanoğlu’nun baş konsolos olduğu İtalya’nın Bari kentinde dünyaya geldi.
2.dünya savaşının başlamasıyla 1939 da ailesiyle Türkiye’ye döndü.
Babası çok erken yaşta hayatını kaybedince zorlu bir süreç başladı.
Annesi o süreçte Türk Eğitim Derneği Ankara Yenişehir okuluna yazdırdı.
Bu okulda 1953’te birincilikle mezun oldu.
Bu okul tarafından Amerika’ya kimya mühendisliği için burslu olarak gönderildi.
22 yaşında Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nün birincilikle bitirerek yüksek kimya mühendisi oldu.
1961’de hem Yale hem de Harvard üniversitelerinde dersler verdi.
1963’te 50 yıldır çözülemeyen bir matematik kuramını bilim dünyasına kazandırdı.
28 yaşında tam Profesör oldu.
Aynı yıl Yale üniversitesinden öğrenci Paula Armbruster ile evlendi.
Bu evliliğinin ardından Dilek Sinanoğlu ile evlendi ve ikiz çocukları oldu.
1973’te Almanya’nın en yüksek ödüllerinden "ALEKSANDER VON HUMBOLTD"bilim ödülünü dünyada kazanan ilk kişi olarak tarihe geçti.
1975’te özel bir kanunla ilk ve tek olarak "TÜRKİYE CUMHURİYETİ PROFESÖRÜ ÜNVANI " verildi.
Aynı yıl Japonya’nın uluslararası yüksek bilim ödülünü kazandı.
Sinanoğlu , ulusal ve uluslar arası birçok ünvana layık görülürken, Kuantum fiziği, moleküler biyoloji ve matematik alanlarında yüzlerce teorem geliştirdi.
Nobel kimya ödülüne 2 kez aday gösterildi.
Sinanoğlu, "Canlılara Biyolojik Kimliğini veren DNA’nın Şifresini Çözerek ,bilinmeyen türden canlılar yaratmanın teorisini kurdu.
Sinanoğlu, bilimsel çalışmalarının yanı sıra ,Türkçe ve milli kültürün korunması için çok çaba saf etti.
Katıldığı birçok konferansta, sömürgecilik tehlikesine vurgu yaptı.
Sinanoğlu hayatının anlatıldığı bir röportajda, İngiliz ve Amerikalıların temel gayesinin dünyayı sömürgeleştirmek olduğunu söylerken, "aslında benim en büyük buluşum , İngiliz ve Amerikalıların Türkçe’ yi yok etmek için yola çıktıklarını anlamam".
Milli ve yerli olmayı öncelik haline getiren Sinanoğlu, Türkiye’deki eğitim sorunları ve siyasi sorunları konularında "ADAM" ,"BY BY TÜRKÇE ", "HEDEF TÜRKİYE ", "NE YAPMALI " ve 3 ciltlik "YENİ BİLİM UFUKLARI " kitap dizisini kaleme aldı.
OKTAY SİNANOĞLU ,19 Nisan 2015 günü Amerika’da solunum yetmezliğinden hakka yürüdü.
Naaşı Türkiye’ye getirilen Sinanoğlu,
İstanbul Karaca Ahmet mezarlığında toprağa verildi.
Tüm insanlık adına hayatını adayan bu büyük Türk dehanın aziz hatıralarına saygıyla.
Yapıtları dünya var oldukça duyulmaya ,yaşatılmaya devam edecektir.
Buna ebediyen söz veriyoruz.
Ruhu şad olsun... :)