- 234 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YABAN
Göllü’de çadırda kalırdık. Davarı Oluk’ta suladıktan sonra geri vurdum yayılması için. Gır Depe ekindi. Akgala Hacı gosayı salladı mı yarım dönümü götürürdü. Torun Guruçukur’da damda kalırdı. Yazın harmanı çektirdik. Her tarafımız toz duman içindeydi. Garasu’yun kenarına fıçı gazanla suyu vurduk . Isınınca erik çetillerinin arasına girip çimdik. Kirli pırtıyı geri giydim. Banyo yapmayı çok sevmezdim. Kirli Panis derlerdi, Keğeş derlerdi. Hiç umrumda değildi. Adeta dağcıllaşmıştım, bir yabana dönmüştüm. Akşam olmak üzereydi. İnce Saraç’tan Guru Çukur’a kestirme bir goyun çiğiri vardı. Arkamdan biri gelip de beni görmesin diye çiğiri saptım. Tuvalete oturacaktım. Önümde büyük bir gara yılan görünce kaçmaya başladım. Tam da yılanın kaçtığı tarafa aniden kaçınca yılan kıvrılıp üstüme saldırdı. Ben tespilerin ,çalıların üstünden dümdüz bağırarak sıçrıyordum. Goca eve mıktarla garagoldan askerler gelmişti. Anşa dezzemle beni Gücük Mustafa şahit yazdırmıştı. Dezzemle düştük yola yayan yapıldak. Çokak garagoluna vardık. Bizi beklettiler. Sonra bir asker gelip ifademizi tutanağa geçirmek için defalarca soruyordu. Bir türlü olayı ya biz anlatamıyorduk ya da ifadeyi alan gumandanın bir sorunu vardı.Bıkmadan usanmadan tekrar tekrar anlattık. İmzayı attık. Çıkıp gelip gittik. Dezzemin Mesüde ve Zeliha adında gızları vardı. Birsen ve Aysun sonradan olmuştu. Dezzem Mesüdeee Mesüdee diye çağırırdı. Akgala Hacı tarladan buğday gelecek ,saman gelecek .. bir sürü iş içinde bağırır çağırır , hergün hırgür çıkarırdı. Ağustos ayıydı. Hacca bibim Oluğun Önü’nde suyun kenarına galaylı çekme gazanıyla tarhana aşını bişirdi. Elif’le irkme torbasından çıkardığı gatıkla yoğurdu. Ertesi gün bir mezdeyi tahrayla budadı. Pürleri döşşsek gibi gat gat serdi. Üstüne de tarhana aşşını bakır teştten alıp pança pança serdi. Tarhana iki günde gurudu. Kütür kütür yerdik. Anam birgün beni bibimgilden alıp eve götürmeye geldi. Ben gitmek istemiyordum. Oraya iyice alışmıştım. Okuyup memur olup Elif’i alacaktım. Benden yaşça çok büyüktü. Olsun , benim için sorun değildi. Bibim benim için gızın çobanı diyordu. Elif de ben bu çocuğu , sulu dereye götürrüm de susuz diye geri getiririm diye övünüyordu.İsteri de yoktu zaten. Ali evlenecek ,Torun evlenecek de gendine sıra gelecekti. Bir Deli Çavuş vardı. Gıdımış Gadir bazen gelip esemesizlik ederdi. Ölürüm de deliye varmam ,diyordu.Anamla yola çıktık. Gızıloluk’a Garafakı Mustafagile geldik. Evde Hatiç vardı. Garafakı Mustafa saman çekmeye gitmişti. Yemek yedik yola düştük. Dırıl’ın dibindeki yoldan kendi evimize geldik. Anam bizim oğlan tor danaya dönmüş , eğce yabancılaşmış diyordu. Benden gaçıyordu. Zor gönünü ettim de getirdim , diyordu. Heç banyo yapmazmış , keğeşe dönmüş diyordu. Oğlak gütmeyi çok severdim. Malı sağardım. Yayığı yayardım. Çepeli de yurdum. Çobanlık da yapardım. Babamın iki üç tane paltası vardı. Endezesini kimseye vermezdi. Sandıkta saklardı. Bir güzel yeyni paltayı ormancıya gaptırmıştı. Bir benzerini demirçiye yaptırdı. Güçcük ambarın üstüne koyardı. Sabah beni davara saldılar. Paltayı aldım davar dallamak için. Baldıranlı’dan Gocaçam’a geldim. Uçağın Yüzü’nden çiğiri saptım bir demirçik ağacına çıktım.Dallarını kestim. Yer çok bayırdı. Davarlar daş boşandırıyordu. Aşağıdan Mintik Ehmet, kim o daş yuvarlayan yanına geliyom ,diye zavır ediyordu. Oturdum etrafı seyirediyordum. Mintik Ehmet pısa pısa gelmişti yanıma. Şarpadan gapıp yere çaldı. Sırtıma ,gafam nereye denk getirirse bir güzel döğdü beni. Paltayı da daşa vurdu vurdu, ağzının iyice kör olduğundan emin olunca yüzün guyu aşağı fırlattı. Paltayı bulup aldım. Davarı sürüp eve geldim. Kah’taki guzluğa göydüm. Altdamın gapısını açıp mık tenekesinden iyeyi buldum. Kimse görmeden paltayı yülemeye başladım. Babam bu paltaya noldu dedikçe sustum. Anam hadi bana anlat diye ısrar ediyordu. Dayanamayıp dayak yediğimi anlattım. Herkes çok öfkelendi. Mintik Ehmet’i Goca Çam’da aramaya gittiler. Ersin bir tene pıtık yıktı. Hasan evine varıp sordu, bu çocuk ne yaptı diye. Üstüme daş yuvarladı diyordu. Terbiyesini verin, yoksa ben veririm diyordu. Halbu ki beni döverken beni ıhbar ettiniz bir de benim mıntıkamdan mal gazanıyorsunuz , diyordu. Kaç defa boş dağı gısganır da davarı daşa bastırırdı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.