- 153 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MİSAFİR
Onbaşı Kadirli’de hambalcılık yapardı. Çocukları İmam Ali’nin yanında inşaata başlamıştı. Galıpçılık gözde bir meslekti. Beline keseri taktın mı vur babam vur edersin çivinin başına. Emrinde amele olur. Ona hava atarsın, kızar fırçalarsın. Küçücük dağları ben yarattım sanarsın. Akşam olunca gurgır şamata bol olurdu. İçki masasında kadehler tokuşturulur. Yanık yanık türkü söylenir. Üçllü, batak oynanır. Sohbet koyulaşır. Alkol etkisini gösterince kavga gürültü ortalığı velveleye verir. Polis şantiyeyi basar. Karagolda sabahlanır. Şikayetçi değilim denir. Birgün Onbaşı ,Körün Gızı, Şengül, Saim, Mikail, Bilamin gaçıp bizim eve geldiler. Sohbet ,hoşbeş derken yattılar. Anam goca odaya yatak serdi.Yettiği kadar beraber gıç gıça yattılar. Sabah anam tandırı attı. Bir sofra çörek bişirdi. Yanına çökelik gavurdu. Ben oluktan suyu doldurddum getirdim. Onbaşı bitişikteki tarlasına ev yeri gazmaya başladı. Evin inşaatı bitinceye kadar hep bizim misafirimiz oldular. Sanki ailenin bir parçasıydılar. Şengül çok gezerdi. Bu yüzden dedigodu olurdu. Bir defasında Saçmalı Mahmutla yakalanmıştı. Saçmalı Gargılık’tandı. Patosçuydu.Yonis eriğinin dibine delme çatma yalın gat evi yaptılar. Altı topraktı. Dört göz bir yerdi. Pirkettendi duvarı. Sıvalı değildi. Çam toruklarındandı çatısı. Çinkoluydu üstü. Gidip gelirdik günü birlik. Bizim Hasan’a Cemile de aşıktı Şengül de aşıktı. Birgün Körün Gızı anama demişti, bizim Şengül’ü oğluna al diye. Anam da gel verim eti mundar olur diyordu. Hasan Bükte bir gavağın başına çıkmıştı. Dibinde Şengül ve Cemile vardı. Şengül Hasa’nı daşllıyordu. Ancak daşın gavağın başına yetişmesi zordu. Aşam olunaca Hasan davarları emiştirmeye gitti. Eve geldiğinde anam biraz kestirmişti. Hasan’ın askerliği yeni bitmişti. Anam sordu Şengül’ü sana alayım mı dedi. Hasan da ben askerden yeni geldim , bir daha geri gitmek istemiyorum dedi. Aslında Hasan Aptı Hürü’nün gızı Güllü’yü seviyordu. Anam hergün misafirliğe onlara giderdi. İp eğrirler ,bükeerlerdi. Altdamında ıstar vardı. Gıl iple pambık ipi birbirine sarar hörgü çul , çuval, yolluk dokunurdu. Aptı Hürü’nün Cennet ,Güllü, Mustafa ,Hatice ,Zahide , Hüseyin adında çocukları vardı. Güllü meşhur bir gızdı. Herkes ona aşıktı. Anam birgün azından kaçırıverdi. Güllüyü benim oğluma ver dedi. Bir honcuğunan benim garşıma çıkman deyince bu laf çok ağır geldi. Ama Hasan bir türlü Güllü’den vazgeçemiyordu. Güllü için ekinlerini demeden imeceyle biçerlerdi. Toprak damına yokuş yukarı sırtında ardıç ağacı daşırlardı. Ne iş olsa yaparlardı. Güllü mavi gözlüydü. Birgün dediler ki Cennet Vaysal’a gaçmış. Doğru muydu , elin lafı mıydı derken işin aslı ortaya çıktı. Cenneti anası mı arkasına gatmış. Bir sürü laf dolaşıyor. Cennet Vaysal’ın üçüncü garısı olmuştu. Bir sene sonra Vaysal Omar’ın Anşa’sını da gaçırdı. Bir de duyduk ki Güllü de Paşa Ehmet’in gardaşı Menderes’le gaçmıştı. Şengül laf olunca almadan vaz geçtiler. Fırıt Yusuf bize bazen gelirdi. Gardaşı Acar İsmail’in gızı Zöhre’yi bitirdi. Gız görmeye Değirmendere’sine gittiler. Hoter Yusuf’a da habar salldılar. Onlar da geldi. Yürüyerek gittiler. Anam gızı beğenmişti. Allah’ın emri peygamberin gavli üzerine derken verdik gitti dendi. Hayırlı olsun , el öp dendi. İspir’den alınan sucuk ağız datlısı olarak yendi. Bir ay sonra da gelin getirildi. Goca oda gelin odasıydı. Salona giriş gapısının yanıana calak tahtayla çevrilip banyoya dönüştürüldü. Tuvalet de yoktu. Bükün önüne eriklerin içine çağalın başına tuvalet yapıldı. Dolunca yeri değiştirilirdi. Zöhre yengemin dönümü ağırdı. Yemeği güzel bişirirdi. Ama mal işinden anlamazdı. Aladağ’daki gardan daha serindi. Anam çoğu zaman çekişirdi.Körün Gızı ve Şengül bize düşman kesilirdi. Hergün bir cangama çıkmaya başladı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.