Her geçen gün bunuyoruz
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Dünyada yaşanan gelişmelerle paralel hareket eden bir ülkemiz var. Bilgi değiştiği gibi, eski kuşakların bilgilerinin yetersiz geldiği bir dönemdeyiz, kendimizi; atalarımız ve büyüklerimiz tarafından kandırılmış hissediyoruz. Yeni kuşaklar da; çok değil 5 yıllık bir sürede bile cahil kalma tehlikesiyle karşı karşıya geldi.
Belli bir yaşın üstündeki insanlara artık cahil, daha ötesi megolacahil veya megolavahşi olarak bakmaya başladık. Düşünceleri, inançları, yaşam şekilleri, yaşadıkları, kır kültürüyle verdikleri tepkileri, eski kuşak olarak çocukluklarından kalma anıları... Önce anılar değişmeye başladı zihinlerde, zamanın en vahşi yönü de bu.
Artık dünyada ve ülkemizde de uluslararası kurumlara, devletlere, basına, tv haberlerine pek inanç kalmadı. Eski dinler eski kuşaklarla birlikte ve vaat ettiklerini de yanına alarak transatlantik gibi suyun dibine batmaya başladı sanki?
Kaynaklarımız değişti çünkü, ve şimdi o kaynağın da elimizden alınma tehlikesi ortaya çıktı. Zaten 20 yıldır söylene gelen bir durum söz konusu. Basın yayına ücretsiz erişimimiz engellenecek, kitaplara erişimimiz engellenecek internet üzerinden. yeri gelecek klavyeden bir tuşa basmak bile para karşılığında olacak değil mi? Eskiden su- ekmek iken bizi yaşatan, bunların yanına teknolojide eklenmeye başladı. Suya ve ekmeğe nasıl bağımlıysak internete de o denli bağımlı hale geldik. Bu yazıyı okuyanların yüzde 95 i internet bağımlısı sonuçta.
Bunun yanında her kim vatan- millet, din iman diyorsa çıkarı olduğu için öyle konuşuyor. Her kim söylevlerine din iman Allah yerleştiriyorsa bolca yalandan bahane ile destekliyor kendisini. Devletler, kurumlar çok kirlenmiş. Tarihin bütün kiri sanki yeni neslin üzerine boca edilmek üzere.
Kıtasal birlikler, bölgesel birlikler yeniden göz önüne gelmeye başladı. Bunun yanında eski kuşakların yönetimindeki devletler bolca kan istiyor. Tarih kan gölü, bahanesi; yaşamak için mi, yurt için mi, gurur için mi, din için mi... Fark eder mi artık...
20 yılı geçti ki düşüncelerimin - inançlarımın üzerinden, tamamen 180 derece döndü düşüncelerim inançlarım. Bunun nedeni internet idi elbette.
Lakin çocuk zihinleri küçük yaşlardan itibaren yönlendirmeye çalışan tüm sosyal kurumlar kendi canavarlıklarını yansıtmaya devam ediyor. Canavara karşı canavarlık mı yapılmalı? Kafa göz kırmalı, insan ticareti yapmalı, hırsızlığı meşru mu göstermeli, insanları düşünce, inanç, ırk üzerinden ayırıp mal gibi istif mi etmeli?? Tarih budur. Sadece istiflemek, ayırmak, kan dökmek, düşman yaratmak...
Sizlere sunulan her türlü istihbari , siyasi, tarihi, dini, ideolojik söylevlerin yanlış bilgiden kaynaklandığı, tüm dizi film ve reklamların da sizleri hem ruhi hem zihni hem de ekonomik olarak söğüşlemek üzere yapıldığını artık biliyor gibisiniz.
Hayat bize yalan söylemese de eski düşüncelerimizin bize yalan söylediği gibi bir durumdayız. Hayallerinize dikkat edin çünkü sizin için en büyük acı ve ızdırap kaynağına dönüşebilirler. Analitik ne kadar tehlikeliyse, hikmet ve erdem nazarı da bir o kadar tehlike barındırmaya başladı.
Sosyal yapımız hızla çözüldü artık. Eski kültürden kalan tüm kurumlar kurtulamayacakları bir deprem ile karşı karşıya. ..
Belli bir yaşın üzerindeki insanların yazdıklarına, şiirlerine, seçtikleri konulara bir bakınız. Kendi torunlarını da kendilerine benzetmek isteyen evveli gül çiçek kokusu sürünen, ancak ardında salyaları ve sivri dişleriyle bekleyen yabancı ve vahşi bir tür gibiler.
Seçemediğiniz, seçim şansınızın olmadığı bir dünyaya gelirken hiç bir şey bilmiyorsunuz. Bilerek dünyaya gelmiyorsunuz, ister güdü diyelim ister heves, başkasına gururlanmak için ürüyor sanki dünya yaratıkları.
Dünyanın yeniden bir küresel yok oluşa ihtiyacı geldi de geçiyor sanki.
Irmakların yönü değişsin, dağlar yürüsün, denizler okyanuslar çalkalansın, iklimler ters düz olsun ister misiniz? Sizin elinizde değil hiç bir şey...
YORUMLAR
Geçen gün bir boşlukta dolu bir mola
Vermiştim; tefekkür ile aklımdan geçenler
“
Evrende her şey radyasyonla ilintili öyle ki radyasyona maruz kalmadan ve onu aşamadan milyarla galaksi içinde mevcut bedenle yolculuk yapmak mümkün değil
oysa ki hamam böceği bile radyasyona dayanabiliyor…
Bir kez daha anlıyoruz ki biz insanlar beden hapsine alınmış canlılarız”
Evet seçim şansımız olmayan bir evrende beden hapislerinde olduğumuzu düşünüyor ama bu iç yargıya farklı yollardan ulaştığımızı görüyorum.
Sorgulamalar bizleri anlamlı veyahut katlanılabilir makul cevaplar ile inkişaf ettiriyor belki bu reddeden sonrası Kemale erdiriyor her ne oluyor ise sonu huzur ile vasıl olsun
Tebrikler nesildaşım
Teknoloji, "esiri ve tutkunu" olmak yerine yönetilebilirse ilerleme devinimine hizmet eder.
Yaş aldıkça okumayı, gelişmeyi sürdürebilenler, kendilerini zaman yolunda güncelleyebilenler; deneyimlerine bilgi katarak yaşam yoluna ışık olurlar.
Hem fikir, hem edebi yönden güçlü olan değerli yazınızı sindirerek okudum.
Dikkat çektiğiniz, irdelediğiniz konular; ilgi çekmeli, üzerinde düşünmeli.
Tebriklerim ve saygılarımla.
Genç şair/yazarların düşüncelerine, çevresinde gelişen olayları taze beyinleri ile gözlemlemelerine ve bunları dile getirmelerine önem verir; sebep-sonuç analizlerine, yaşam biçimleri, şiirleri, yazıları ile neler anlatmak istediklerini dikkatlice okur/ dinler, onlara imrenir; haklılık payı olan tesiplerine katılır, desteklerim.
Yazının tamamını okudum ve çoğunluğunda haklılık payı olduğunu gördüm. İsterseniz ben sadece bir parağraf üzerinde kısaca düşüncemi yazayım, diğer parağrafları da başkaları değerlendirsin.
"Belli bir yaşın üzerindeki insanların yazdıklarına, şiirlerine, seçtikleri konulara bir bakınız. Kendi torunlarını da kendilerine benzetmek isteyen evveli gül çiçek kokusu sürünen ancak ardında salyaları ve sivri dişleriyle bekleyen yabancı ve vahşi bir tür gibiler."
Evet; genelleme yapmamak kaydı ile bu sitede bahsettiğiniz kişiliklere rastlıyorum; sonra bu yaştan sonra bu odunları ben mi adam edeceğim diye susuyorum. Çünkü zihinleri bunamış insanlara laf anlatmanın zorluğunu; onların, inatlarından ve kendilerine göre doğru bildiklerini savunmak için anında agresif bir şekle bürüneceklerini tahmin edebiliyorum.
Kısacası: Değmiyor.
Sözü uzatmadan klasik bir deyişle;
"Akıl yaşta değil baştadır" diye noktalamak istiyorum.
İnsan olmanın yolu da erdemli olmaktan geçer.
Siz hep yazın
Gün gelir uğrayıp, gençlerin neler düşündüğünü anlamaya çalışan birileri çıkar ve kendilerini sorgulayan bir özeleştiri yolu açmış olursunuz.
Her şeye rağmen, geleceğin sahipleri siz olacaksınız, düşüncelerinizi açık açık ifade etmek hakkınızdır.
Hepinizin yolu açık ve aydınlık olsun.
Sevgiler genç yazara...