- 156 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KIZ KAÇIRMA
Sabah olunca herkes erkenden uyanırdı. Hacca bibim ocaklığa sacı attı. Bazlamaları bişirdi. Galaylı sehene yoğurdu koydu. İçine de andız bekmezini kattı. Lokmayı vurup karnımı doyurdum. Çöreğin birini de çantama koyup doğru okula gittim. Yolda Yelli Çınar’a geldim gelmedi , bir yağmur bastırdı. Gırcıya çevirdi. İyice ıslandım. Suya düşük sıçana döndüm. İşesim geldi. Altıma kaçırmak üzereydim. Ellerim o kadar çok üşümüştü ki pontilimin düğmesini boşandıramadım. Elimi hissetmiyordum. İyice canım sıkıldı. Altıma gaptım goyardım. Hele olsa yağmur yağıyordu. Ağlamaya başladım. Akifiye’ye geldim. Kantinci Kürt Gazi’nin evine gittim. Evi okula yakındı. Üşümüklüğüm geçti. Üstümü kuruttum,okula geldim. Yılmaz’la Bilamin Haceboluğu’nda suyun yanındaki damda yatmışlardı. Canavarlar gırım yapıyordu. Her taraf gardı. Hava ayazdı. Deponun suyu Gedik Canbazı’na akıyordu. Depo gece boyunca horluyordu. Bilamin dua ediyordu. Allah’ım sanafarlarını getirme, nolur Allah’ım diyordu. Korkudan sbaha kadar uyumadılar. Tipi karları önüne katmış, vuğu vuğu diye melodiler diziyordu. Babam geldi . Hadi çocuklar gidelim diyecekken gözü tutan Yılmaz uyandı. Sabah olmuş, ortalık ağarmaya başlamıştı. Çok üşümüşlerdi. Dişleri kinetlenmişlerdi. Zangır zangır titriyorlardı. Karınları açtı. Üzerlerinde gocukları yoktu. Ayaklarında ince çorap ve gara lastik yemeni vardı. Bir gün önce de Gıdımış Bekir vefat etmişti. Herkes cenezede kaybolan çocukları konuşuyordu. Azmi dayım tüfek sıkmaya başladı. Yitikleri buldum. Eve yanıma geldiler diye anama çağırıyordu. Anam ,babam, Hasan …seğirdip vardılar depenin başına. Çocuklara ılık çay verdiler. Ataşa çok yaklaştırman ağanırlar diyorlardı. Herkesin gözünde hem şaşkınlık hem sevinç vardı. Çocukların yüzü çapıt gibiydi. Çok korkmuşlardı. Hem üşümüşlerdi hem de uykusuz ve yorgundular. Eve getirdiler. Herkes yoklamaya geldi. Geçmiş olsun dediler. Nasıl oldu diye sordular. Her gelene teker teker anlatıldı. Çocukların öğretmeni Hacı Hoca da geldi. Gözleri doldu. Ağlamaklı oldu. Ben size hiç gızdım mı diye sitem etti. Akgala Hacı Anşa dezzeme müştereydi. Gelip gider bize Guru Çukur’dan. Onbaşı’nın evi Daşarası’ndaydı. Ahlaksız bir adamdı. Bir defasında Erdoğan dayımı önüne katmış bir hışımla govalıyordu. Bağırıyor malamat oluyordu. Davuşa ebem geldi. Noldu Gıroğlan dedi. Benim avradın könçeğini kesmiş senin gavurun dedi. Onu asacağım diyordu. Ebem abdest alıp yemin edip inandırmaya çalışıyordu Onbaşı’yı. Onbaşı sakinleşti. Daşın arkasından Hacı belirdi. Anşa sarı çelimsiz bir gızdı. Daha evlenme çağı değildi. Ancak Hacı ona yanıyordu.Onbaşı elbirdi. Bir gece Anşa bohçasını hazırladı. Hacı’ya gavil yeri verdi. Onbaşı bohçayı getirdi. Işık yakmıyorlardı. Bir gören olurdu da Göğ Hacı’ya habar verir de yanının başı gurşunu yerdi. Sabaha doğru Semerdaşı’na geldiler. Ağaların evinin orada oturup dinlendiler. Çok yorgun ve heyacanlıydılar. Hacı Anşa’nın boynuna elini attı ve alnından öptü. Ölmek vardı , dönmek yoktu. Ebem gız gaçmış diye çok üzülüyordu. Elbirin babam olduğunu düşünüyorlardı. Düşmanlık ve kin güdüyorlardı. Mandallı Tarla’nın eğrileri doğrultup tarlasına katıverdi birgün. Anam çekişti biz ekmek yemiyok mu diye. Dedem paltayla kapıya dayandı anamı kesecekti. Babam dur emmioğlu dur emmioğlu diye teskin etmeye çalıştı. Darağalı’nın içine göğ bir yiye geçi vardı. Ağal niye dakmıyordu. Dedem geçiye bir tüfek sıkıp devirdi. Babam kesti , yüzdü. Eve getirip çaman edip yedik. Birgün Azmi dayım çifteyi çekip ev baskınına geldi. Sizi vuracağım diye haykırıyordu. Baskıların şiddeti gittikçe artmaya başladı. Anam küplere bindi. Ağaldan bir süven çekti. Dedem calakta ırbıkla abdast alıyordu. Burda besmele çekene gadar gızına sahip olsaydın papaz ,dedi. Hiç kimse sesini çıkarmadı. Şeretin gözü gızgındı. Babam aferim sana Hacıvat’ın gızı diyordu. Anam uykusunda belinliyor ve korkup uyanıyordu. Babam Gara Punar’a hocaya gidip muska yazdırıyordu. Muskalı suyu gaynatıp içiyordu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.