- 1938 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Kibrit Çöpü
Selim , arnavut kaldırımlı dar bir sokakta önündeki taşların çizgilerine gözlerini dikmiş ağır adımlarla ilerliyordu.Bir ara durdu , cebinden baba yadigarı sigara tabakasını çıkarıp içinden cılız sarımlı bir sigara aldı. Sigaranın tersini tabakasına bir iki sefer vurduktan sonra , memuriyetten kalma dirsekleri yamalı ceketinin kaç sefer dibindeki deliği diktirdiğini unuttuğu cebinden bir kutu kibrit çıkarttı.Kibriti açtı birtek kibrit çöpü kalmıştı , ortalıkta kimseler gözükmüyordu , bir kuytuluk aradı malüm bir kibritlik hakkı vardı sigara içmek için. Az ileride gözüne eski kıremitli bir yer evinin çatı kuytusu takıldı.Ev çok eskiydi. Ahşap , üzerinde boyaları dökülmüş camı çatlak bir pencere kenarında oturmuş beş altı yaşlarında küçük bir kız çocuğu gördü. Tek katlı , eski ve alçak bir yapı olan evin bacasına baktı duman çıkmıyordu. Aylardan mart ayı idi.Kız çocuğunun, soluğu ile ısıtmak istediği ellerini soğuktan morarmış dudaklarına götürdüğünü gördü.Sigarasını yakmaktan vazgeçti.
Elini cama götürüp tıklayarak ;
-Annen yok mu senin
Çocuk titreyerek başını yok anlamında salladı.
Selim bir daha sordu ;
- Peki ya baban , kardeşin yada evde seninle yaşayan kimse ?
Cılız ve kısık bir ses ile var dedi çocuk
-Neredeler peki çağırabilir misin ? Diye sordu Selim
Çocuk ;
- Babam yok , annem işe gitti , bende onun dönmesini bekliyorum .
Şaşkındı Selim , hava çok soğuktu , kırık camdan içeriye süzülen rüzgar bu çocuğu hasta edecek diye düşündü.Eli ile siper yapıp camdan içeriye bir bakış attı , içerde küçük bir avcı sobasına benzeyen soba vardı , tekrar küçük kıza seslenerek ;
- Evde sobanızı yakacak bir şeyler var mı kızım , odun , kömür , kuruluk ?
Çocuk ;
- Yok ama annem getirecek söz verdi
Birşeyler yapmalı dedi Selim , biraz ileride sokağın başında odun kömür satan bir yer var dedi oradan yakacak birşeyler alıp geleyim .
Bir çuval odun , tutuşturacak kozalak alıp geldi. Kıza kapıyı açmasını söyledi.Küçük kız ;
-Olmaz annem çok kızar bana , yabancılara kapıyı açma dedi
Selim ;
-Korkma kızım bak odun aldım sobayı yakayım diye , annen gelene kadar ısınırsın , hava çok soğuk .
Küçük kız ama anneme söyleme diyerek kapıya yöneldi.Köhne ahşap kapı kilit sesi ve kulakları tırmalayan gıcırtısı ile açıldı.İçeriye giren Selim içeride bulunan nem , küf kokusunu farketti , belli ki uzun süredir eve bakım yapılmamıştı. Yerde ince bir kilim üzerinde yamalı çorapları ile yürüyen küçük kıza baktı.
Selim ;
-Şimdi sobayı yakarım ısınırsın kızım dedikten sonra küçük sobanın kapağını açtı içini temizledi , çıkan külleri koyacak bir poşet aradı gözleri ama bulamadı.Mutfağa doğru yöneldi , içi buruldu , buzdolabı olmayan , derme çatma bir mutfaktı. Ahşap ekmek dolabını açtı , kurumuş bir iki parça ekmek , içinde üç beş tane zeytin olan bir kavanoz ve bir kaç boş poşet vardı.İçinden bir tane alıp odaya geri döndü.Temizlediği külleri poşete doldurdu , sobanın içini kozalak ile doldurup biraz gazete parçası aramak için tekrar mutfağa girdi , masanın üzerinde biraz gazete bulup geri döndü.
Gazete kağıtlarını sobaya kozalakların altına soktu. Sobayı yakmak için çakmak aradı ama yoktu.Küçük kıza sordu ;
-Çakmak var mı evde kızım ?
Küçük kız yok anlamında başını salladıktan sonra , annem dedi çakmak bırakmıyor evde , yalnızken oynayıp evi yakarım diye.
Selim küçük kızın başını okşadıktan sonra annen haklı çocuklar çakmak ile oynamamalı dedi.Cebinden kibritini çıkardı bir çöpü vardı.Burası kuytu dedi yanar herhalde. Kibriti çaktı gazete kağıdını tutuşturdu , çatırdayarak tutuşan kozalakların üzerine odunları yavaşça bırakıp sobanın kapağını kapattı. Aradan on dakika kadar geçmiş evin içi ısınmaya başlamıştı. Selim küçük kıza doğru eğilip ;
-Annen nezaman gelir kızım
Küçük kız ;
-Birazdan gelir hava kararmaya başladı , annem karanlık olmadan mutlaka gelir amca dedi.
Selim cebinden bir kalem çıkartıp kalan gazete kağıdına bir not yazdı , son kalan parasını gazeteye rulo şeklinde sararak küçük kıza verdi .
- Ev ısındı kızım bana müsade sana verdiğim emaneti annene verirsin diyerek küçük kızın başını okşadı.
Evden ayrılan Selim uzaklaşarak gözden kayboldu.Kızın annesi eve geldiğinde şaşırdı ev sıcacıktı.
Kızına dönüp;
-Sen mi yaktın sobayı diye sordu
Küçük kız ;
-Bir amca geldi odun aldı , sobayı da o yaktı sanada bu kağıdı bıraktı anne dedi
Anne kağıdı aldı içinde bir miktar para ve gözlerinden yaşlar süzülerek okuduğu ;
’’ Çok değil bir kibrit çöpü kadar dokunabildiysem hayatınıza ne mutlu’’
yazan bir not vardı...
Çağdaş DURMAZ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.