- 219 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
AVRAT ÜSTÜNE
Eylül ayıydı. Hava hala sıcaktı. Daşarası’ndan, Nizipli’nin Soner’iyle okula gidiyorduk. Tam bayır yere geldik. Züypünüp aşağı doğru indik. Soner benden birkaç gün okula başlamıştı. Öğünüp duruyordu. Okulun meşhur hocası Hacı Hoca’ydı. Çok kızardı. Herkesi döve döve çabucak öğretirdi. Korku Cennetten çıkmıştı. Öğretmenin vurduğu yerde gül biterdi. Azmi dayım Harniye öğretmen okulunudan birincilikle mezun olup ilk tayini Van’a çıkmıştı. Daha sonra Göksun’a ve Afşin’e çıktı. Afşi’de okul çıkışları, hafta sonları ava giderdi. Bor bağlardan üzüm toplardı. Gavaz Orhan eniştesi termik santralde aşçı olarak çalışıyordu. Eşe dezzem köyün en parlak kızıydı. Herkes peşinden koşuyordu. Hiç kimseye pas vermiyordu. Çavuş İrbaham, Veli Memmet bilmem kim istemiş ,onun için ölmüş de yüz vermemişti. Gavaz Orhan aslen Dırdıbıtlı’dandı. Andırın’a yerleşmişlerdi. Çalışıp, çabalayıp ortaklaşa bir ford bemece gamiyon almıştı. Dünbüllü ile Irak’a gider gelirdi. Dünbüllü tam bir sahtekardı. Alkol, uyuşturucu kullanır, keş bir halde yaşardı. Dırıl’ın dibinden Gızıloluk’tan Kisececik’e kadar elle , kazma kürekle yol yapılıyordu. Yolda çalışmak mecbrdu. Herkes üç gün çalışacaktı. Yol yapıldı bitti. Gavaz Orhan kavgacı biriydi. Daldan budaktan çekinmezdi. Boş vaktini içki alemiyle geçirirdi. Donuzlu’nun üstünden Kisecik hüdütünden çam seğreltmesi verildi. Çamı golasar bıçkısıyla yıkıp boğnuyorlardı. Her taraf appağı olmuştu domrukla. Gamiyona sarılan domruklar Andırın’a orman deposuna getiriliyordu.Kamyon Çıkak’ın altına geldi. Lastik güm diye top attı. Kamyon yan yattı. Domruklar sağa sola saçıldı. İrezillik diz boyuyuydu.İspir’in dükgeni Paşa’nın atdamındaydı. Dalgıran toptancıydı. İspir’in bir otorsikleti vardı. Bununla servis yapardı. Değirmene buğday götürür un ettirip getirirdi. Bazen de bir şelek odun yüklerdi.Gaz lambasına cam aldım. Gofret de aldım. Gözenin Boynu’na Yavuz’un gaspalığının ağzına geldimm gelmedim. Ayağım kayınca yere seridim. Cam elimden fırlayıp kırıldı. Mintik Ahmet’in Fatoş’u benden büyüktü. Gizliden gizliye ona ilgi duyuyordum. Her gün onun okul çentesini daşırdım. Ablası Naciye vardı. Naciye Naciye çıktı gene shneye, bizim Nacye …diye gıcıklık verirdim. Tam okul paydos oldu. İspir’in dükkanının sokağına geldik. Ersin’le Çifçi Ehmet gapıştı. Çocuklar başlarına toplandı. Güreş mi döğüş mü belli değildi. Ayrıldılar purun üstüne doğru çıkmaya başladılar. İki gara yılan birbirine sarılmış dimdik guyruğunun üstüne dikilmişlerdi. Daşlanan yılanın biri bir fışılayınca hepimiz çil yavrusu gibi gaçışmıştık. Azmi dayım Çakmak Daşlığı’ndan ayrılıp bizim köyün okuluna tayini çıktı. Nizipli her gün içer sıçar sağa sola sataşırdı. Gavaz Orhan’ın Gızıloluk’taki dükgenini soyup kaçmıştı. Garagol komutanı her yeri arayıp yine de parayı bulamamıştı. Yediği dayak yüzünden gafayı tırlatmıştı. Hap , esirel gullanmaya başlamıştı. Alkola başlamıştı. Ne zaman bir cenderme görse gaça gaça dağa düşerdi. Bir gün içip iyice sarhoş olmuştu. Tahta’ya balık dutmaya gitmişti. Gafa firiklenince yolu şaşırdı. Köselerin gavaklığına düştü. Bir o yana sallanıyor , bir buyana sallanıyor. Önüne çokan gavakları cayırrt diye gırıyordu. Peteğen Gızı’nın evinin garşısına geldi.Bağırıp çağırıp küfür etmeye başladı. Herkes gorkudan içeri saklandı. Gapının arkasını sürgüledi. Sedirin altına girip saklandı. Baltayla gapıya gelip tak tak vurdu. Kimse necisin demedi. İt tarhana gatığının torbasını yarıp yemişti. Babam fak gurdu. Faka Nizipli’nin kedisi düşmüştü. Nizipli anamın teştini gırıp satmıştı. Ersin okula Daşarası kestirmeden giderdi. Nizipli söyerek Ersin’i goğladı. Ağlayarak anamın yanına geldi. Punarın içine daş atmış senin nikahsızın , dedi. Anamla Nizipli gapıştı. Anam çok cesur bir kadındı. Tam bir Osmanlı kadınıydı.Mintiğin Gızı çok korkuyordu. Gavgayı Yeter ayırdı. Babam Yandaklı’nın başından gışlık odun yapıp atarak ulu yola indirdi. Gağnıya mor öküzle gırmızı öküzü goştu. Yılmaz arabaya beni bindir diye ağlayıp duruyordu. Siğirmalık’ın altına dereye gelince öküzler ürktü. Gağnı devrilip çocuk üstünden fırlarken babam fanilesinden gapıp kurtardı. Odunları dökülen gağnı öküzlerin arkasında şakır şakır ederek depeye geldi. Evde Haccatın ebem ve Nizipli vardı. Öküzlerin şakırtısını cenderme sanıp gaçan Nizipli Bayram Kehi’nin yüzüne çıkıvermişti. Peteğin Gızı Fındık’ta Azmi Hoca’yı ekin biçmek için imece etmişti. Zübeyde en parlak gızdı. Hele hoca hele hoca ,vur orağı devir yiğidim ,aslanım diyordu. Azmi de yumuluyordu orakla ekine . Tozu dumana gatıyordu. Okulda tenefüs olunca Azmi Hoca bahçedeki tuvalete girdi. Çocuklar birbirini duvarın üstüne çıkıp izlerdi. Birbirine su atıp şakalaşıp eğlenirdi. Hasan Veysi’ye su attı. Su Azmi Hoca’nın üstüne sıçıradı. Suyu kim attı diye bağırdı. Herkes Hasan dedi. Hasanı eşşek sudan gelene kadar döğdü. Nurettin ile Hasan ebemin eteğinin altına girip çıkıp oynardı. Ebem zart diye gaz çıkarınca şaşkın şaşkın bakan çocuklara, gafanızdan bir gavak yeli mi geçti diye şaka ederdi.Garadananın Damyeri’nde Hos Ceviz’in arkasındaki daşın üstüne çıkıp sidik yarışı yaparlardı. Sünnetsiz çocuklar yarıştan galip gelirdi. Aptal Kirez sünnetçiydi. Sünnet çantası vardı. Çantada makas , ip ,pamuk…vardı. Düğünlerde avurdunu şişirerek zurna çalardı. Höçülü davulcuydu. Bir de Aptal Cemal vardı. Soner’le Adem okula gidiyordu. Kirez elinde çantayla geldi. Soneri dedem elini arkadan geçirip bacaklarından sımsıkı duttu. Kirez sünneti yaptı. Ganamasın diye de davarın gumbut zibilinden üfeleyip attı. Gavaz Orhan dezzeme müştereydi. Avradı vardı. Dayısının gızıydı. Çocuğu olmuyordu. Eşe dezzemi birgün istemeye geldiler. Bir gelmeye arkasına gatıp avrat üstüne verdiler. Ebem gız gidince ağlamaya başladı. Anam ebemi teselli etmek için çekişmeye başladı
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.