RAMAZAN AYI VE ORUÇ-3
RAMAZAN AYI VE ORUÇ - 3
Dinimizce bir kimsenin oruçla mükellef olması için İslam (Müslüman) akıl ve buluğ şarttır. Yani iman ve inanç sahibi olacak. Aklını kullanacak melekeye ve kudretine sahip olacak. Aynı zaman da halk arasında akil baliğ denilen yaşa gelmiş olmak gereğidir.
Oruç ibadetinde sıhhat ve ikamet de şarttır. Eğer insanın sıhhati yerinde değilse, geçici hasta bile olsa, aynı zamanda yolculuk halinde ise oruç ibadeti o kişi için farz değildir. Hastalık hali geçince veya yolculuk durumu sona erince kaza eder böylece oruç ibadetini yerine getirmiş olur. Yok. bu durumlar devamlılık arz ediyorsa diğer yazımda açıkladığım gibi fitre müessesesi devreye girer.
Bakara suresinin 183 ayetinde <<Oruç size farz kılındı >> şaban ayının onuncu günü hicretten 1,5 yıl sonra bu belirttiğimiz ayet ile vahiy edilmiştir.
Oruç ibadetinin çok önemli sosyal yanları vardır. İnsan ve toplum üzerindeki eğitici yönleri önemlidir. Arapçada oruç siyam ve savumdur. Nefsi tutmak ve engellemek manasına gelir. Zira orucun en önemli şartı yemek, içmek ve cinsel arzuları engellemek ve nefis mücadelesi değil mi? Bu da insanları üzerinde eğitici rol oynar.
Büyüklerimiz ne demiş komşusu aç yatarken kendisi tok yatan bizsen değildir. Güzel bir söz. Bu dini bir söylev olduğu gibi aynı zamanda sosyal yönü ağır basan uyarıdır. Dayanışma ve yardımlaşmanın gereğini belirtmesi bakımından çok çok önemlidir.
Ramazan ayında ahlak ve fazilet sahibi gerçek mümin mali durumu iyi olanlar bu ayda karşı tarafı rencide etmeden, ifrata ve gösterişe kaçmadan, reklam malzemesi yapmadan başta gıda olmak ü zere giyim dahil yardımlarını ziyadesi ile ihtiyaç sahiplerine iletmelidir.
Hz. Muhammet (s.a.v.) bir sözünde << karnı aç olduğu halde tok yaşayan olgun mümin değildir.>> diyor. Bu söz bize bilhassa ramazan ayının önemi de dikkate alındığında sosyal yardımlaşmanın, cömert olmanın ve paylaşmanın gereğini göstermektedir.
Gösteriş olsun diye ulu orta insanların gururunu rencide edecek şekilde yapılan her türlü iaşe ve giyim eşyası dağıtılması, televizyon kanallarında reklam olsun gibilerden sunulan uygunsuz yardım organizasyonları, siyasilerin ve bazı belediyelerin oy için iftar çadırları adı altında yaptıkları düzenlemeler, burada da birbirlerini ağırladıkları genellikle görülmektedir. Bu ve bunun gibi tertip ve düzenlemeler sosyal dayanışma ve yardımlaşma değil düpedüz rezalet örnekleridir.
Bu gibi göstermelik düzenlemeler yerine hani derler ya sağ elin verdiğini sol el görmemeli. İşte ihtiyaç sahiplerinin tespiti ile ikametlerinde yapılması en uygunudur. Reklam ve ifrata kaçmadan.
Bu ayda sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın arttığını görmek mümkün. Toplum ve fertler üzerinde oruçun eğitici rolü büyüktür. Her şeyden evvel bu ayda:
1- Dilimizin yalan söylememesi, gıybetten kaçınılması.
2-Ellerimizi kötü işlerden ve işlemlerden sakındırılması.
3-Çalıp çırparak haram lokmadan midemizin korumaya çalışılması.
4-Halk arasında göz zinası denen illetten gözlerimizi ve kem göz temasından sakınmak.
5-Yalan dolan dedi kodu gibi fuzuli lakırdılardan uzak durarak kulaklarımızı sakındırmak.
6-Dinen ve ahlaki değerler bakımından uygun olmayan işler peşinde koşmaktan ayaklarımızı alı koymak.
7-İftar sofrasına oturulduğunda iç huzur sükünet ve sabırla beklemak.
8-Dinin haram ve mekruh kıldığı içki, alkol, sigara gibi vücudumuz ve cebimiz için Zararlı alışkanlıklardan alı koyduğu .
9-Fuhuş ve zina olaylarını orucun şartlarından olan cinsel arzuların frenlenmesi, meşru olmayan ilişkilerden insanları bilhassa bu ayda sakındırdığı.
Ramazanda yapılan oruç ibadetinin hem ahlaki hem de sosyal yönden öğretici ve eğitici unsurları sayılamayacak kadar çoktur. Eğitimin esası temiz insan, temiz toplum, nefis terbiyesi, yüksek irade sahipliği değil midir? Oruç ibadeti bunu fazlasıyla sağlamaktadır.
Tüm insanların geçmişte ve gelecekte oluşacak günahlarının ramazan ayı oruç ibadeti ile arınmasını dilerim.
DURMUŞ KARABAĞLI