- 313 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
COCUKLUK ANILARI
HAMIT KÖYÜNDE
Çocukluğumun geçtiği güzel bir köydü hamit köyü
Bahçe içinde iki odalı minik bir ev
Bahcemizde sürüyle koyunlar kuzular babamın eski türk kuşu dedikleri sarı traktörü
Babamın tarladan eve dönüşünü büyük bir sevgiyle beklerdik
Sanki oyuncaklar getirecekmis gibi onun güler yüzü bize oyuncak tan daha kıymetli gelirdi ne güzeldi o zaman yasamak başka bir anlam katıyordu hayata
Annem babam kardeşlerim hep bir arada akşamları annenin sac üstüne kum eleyip içinde patlattığı mısırları yer çorpla yüzük saklamaca harita üzerinde il ilce bulma oyunları oynardik
Bazen kavga eder bazen sarmaş dolaş olurduk Biz kavgada etsek asla küsmezdik
Sabahları bahçe mizde hayvanları sular ağılı temizler sonrada
okula giderdik okulumuz taş duvardan örülmüş eski yapı bir okuldu tabiri caizse taş mektep aklımda kaldığı kadar köyümüzün ögretmenleri
Sahir kuzu eşi sabriye kuzu veysel ögretmen şahin silsüpür ve eşi nuran silsüpür
Behçet tunçbilek eşi aysel tunçbilek
Nasuhi öğretmen soy ismini hatırlayamadım
Latif yıldırım memduh kuzu ve daha hatıramdan silinen
Pek çok değerli ögretmenlerimiz emek verip birey yetiştirdiler allah egitimcilerimizden razı olsun
Okula geç kalan öğrencileri dönemin öğretmeni olan veysel bey bahçeye dizer tahta cetvelle parmak uçlarına vurarak sıra dayağına çekerdi
Sınıfa girdiğimizde parmaklarımız kalem tutamayacak kadar sızlardı
ama yinede saygılıdık derslerimizde başarılı öğrencilerdik
Okul dönüşü eve geldiğimizde tezekle yanan sıcacık sobanın yaninda ellerimizi ısıtarak annemin sac arası tandır çöreğini yaninda armut ve erik hoşafıyla kuru peynir ve tereyağlı yufka ekmekle öyle yerdik ki tadına doyum olmazdı
Sonra çıkar tepe olan buzlu yerlerde kizak yapıp kar üstünde kayar kar topu oynardık
Köyün diğer çocukları da aramıza katılırdı ne güzel eglenirdik yıllar böyle geçerken o küçük ev de annem babam gece gündüz arı gibi çalışarak evimizi kocaman bir yuva yaptılar
Yaz gelince annem ve babamla tarlaya gider Hasat eker kimi zaman patates soğan ve sebze ekerdik
Türlü şeylerle ugrasirdik annem
canım benim
öyle itinayla çalışırdı ki yorulmak nedir bilmezdi Öğlen sıcakta yanakları nar gibi kızarırdı biz açıktık diye hemen işini bırakıp
Kese yoğurdundan ayran yapar yufkayla karnımızı doyururdu
Garibim kendi yemez bize yedirir
Kendi giymez bize giydirirdi hasat toplama zamanı babam çok zaman tarlada sabahlar eve gelemediği geceler olurdu
Ama yinede mutluyduk ellerimize eldiven takıp nohut fasulye biçerdik onları harmanlar kurutur çuvallara doldurup ambara koyardık Çalışmaktan düşünmeye vaktimiz olmazdı ne depresyon bilirdik ne de dermansiz hastalık ama mutluyduk
Hele yazın sıcağında işten fırsat buldukça bez parçalarından yaptığımız topla dalya dombik oyunlarına koşar doyasıya eglenirdik
Ögle olduğunda kuzuları koyunlara katar ve koyun keçi sağar sütünden peynir ve yoğurt yapardık
Akşam olunca sosyal medyamı var televizyonda sadece bir kanal oda TRT bir diziler sırayla saatine göre olurdu türk filmini heyecanla bekler günü geldiğinde islerimizi çarçabuk bitirip film izlemeye koşardık biz film izleyelim diye babam rahatsız etmezdi Haberleri dinlemek için pilli radyoyu yanına alır ve iran ırak savaşını dinlerdi dedem
Kıbrıs çıkartması olduğunda davarları sağarken fener ve löküs yaktirmazdi
İsık dışarıya sızmasın diye o zamanlar hala Çocuktuk savaşın anlamını bilmez güler eglenirdik
O zamanlar tv.de küçük ev şeker kız kendi ve Cüneyt tarkının savaş dizileri ve kara şimsek olurdu
Her şey güzeldi hele bir defasında kuyu başında bakraç la su çektiğim esnada öyle bir deprem olduki sanki koca bahçe birbirine kapandı ve açıldı kuyunun suyu bir anda yükseldi sonra eski haline döndü çocuklukta bunun ne olduğunu anlayamıştım annem bana doğru öyle hızla koşuyordu ki kuyuya diseceksin çekil kenara diye
O günlerde biz yinede mutluyduk bu güne kiyasliyorum simdi her şeyimiz var ama umut yok güven yok sabır yok
Eskiden sabırlıydık umutluyduk mutluyduk
İşte çocukluğumun geçtiği o günleri öyle özlüyorum
zaman iplik değil ki makarayı tersine sarsak yıllar akıp gidiyor büyükler gitti küçükler sevmeyi saymayı bilmiyor
Ve bu dünyadan göçenler arasında kervanın sırası bize geliyor
Bir gün hic bir şey olmamış gibi çekip gideceğiz sessiz ve sakin bu yalan olan dünyadan bastığın yerlere adını anacak iz bırakmak ne güzel
Rabia Saylam TAŞDEMIR
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.