- 540 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SENİ DÜŞÜNEN BİRİ OLMALI
Bu nasil bir duygu? Nasıl anlayış, nasıl izan, nasıl adalet? Çocukluk yılların, gençlik yılların geçip gider ve sen yaşamdan hiçbir şey anlayamazsın.
Derken birgün bir kadın/erkek karşına çıkar. evlenir, çoluk çocuğa karışırsın.
O gün, yaşamın için bir milat olur. Hayatının dönüm noktasıdır. Kendini yaşayamadan bütün varlığını, enerjini başka bir kadına/erkeğe adar, derken çocukların uğruna yaşamdan bile vazgeçersin!
Mutluluk nedir? Mutsuzluk nedir? Neye göre, kime göre ve nasıl mutlu olunur? bilemezsin.
Çünkü mutlu olmak ya da mutlu etmek için ne ailede bir eğitim verilir, ne de mutluluk okulu diye bir okul vardır!
Mutluluğu sadece kendin öğrenir, kendi kendini eğitir, ya da anne babadan intikal eddn bir mutluluk var ise, yaşamınız boyunca mutluluk ya da mutsuzluğunuzu bu temel üzerine inşa edersiniz. Bu da yalnız başınıza olmaz!
Son zamanların bana göre sıradan bir söylemi; "kendi kendimi mutlu ediyorum." "Ben yalnızlığımla mutluyum." "Yeter ki sen mutlu olmayı iste. Mutluluk zaten seni bulur." veya, "evrene enerji gönder. Sana mutljluk olarak dönecektir!" gibi safsatalar! Hele bazılarıda işi abartarak; dua edin ve dileyin; "sabah güne tebessüm ederek başlıyoruz, bütün mutluluklar bizim oluyor(!) Ardı sıra gelen; EVET EVET EVET. söylemleri.
Nah mutlu olursun desen al başına belayı.
Oysa herkes bunlarla mutlu olamayacağını biliyor! Mutlu olabilmek için tekliğin, yani yalnızlığın bir anlamı olmadığını. Oysa herkes yalnız bir insanın; melankoli olacağını, sağlıksız olacağını, hüzünlü, gamlı, kasavetli olacağını bilir! Ama asla mutlu olamaz!
Çünkü yalnızlık bir sığınma evidir! Çünkü yalnızlık huzursuzluk evidir! Çünkü yalnızlık bir bakıma muhtaçlar evidir. Ve bu evde ne yaslanabileceği bir çınar var, ne de gölgesinde oturacağı serin söğüt ağacı!
Çünkü yalnızlığını dertlerini, kederlerini, neşeni, sevincini birileriyle paylasmadığın müddetçe, mutluluğun ne olduğu konusunda fikir yürütemezsini!
Çünkü karşı tarafın kahkahası, gözyaşı mimikleri, hal ve hareketleri sizin mutlu ya da mutsuz oluşunuzu ölçen birer hassas terazi gibidir. Ve bu terazi sarraf terazisinden çok daha hassastır!
Çünkü anında size mutlu ya da mutsuz olduğunuzu gösterir!
Şunu da unutmamak gerekir. Birilerini hayatınıza almanız veya birilerinin hayatına girmiş olmanız, sizin yalnızlıktan kurtulduğunuz anlamına gelmez.
Bazen hayatınıza aldığınız, ya da hayatınıza girdiğiniz kişiyle o kadar saygıya dayalı bir birlikteliğiniz olur ki, ama bir yerde sizin de çözemediğiniz bir eksiklik çıkar. Üstelik de bu eksiklik sizden kaynaklı da olmayabilir. Ne yaparsınız yapın, karşıdakinin saygısı sizi mutlu etmeye yetmez.
Bir yerde mutlaka bir yetersizlik vardır ve ne olduğunu ortaya koyanazsınız. Dahası hayatınıza aldığınız, hayatına girdiğiniz kişi, çocuğunuzun annesi/babasıdır! Gel gör ki, mutlu olduğunuz tek şey, ortak noktamız olan o çocuğunuzdur.
Derken aradan yıllar geçer. Hiç olmadık bir anda, hiç olmadık bir zamanda hayatınıza birileri girer. Onlarca yıl yaşayamadığınız şeyleri o kadın/erkekle yaşamaya baslarsınız. Acı çekmenin, ayrılığın, özlemin, kavuşmanın ve derken mutlu olmanın ne demek olduğunu o kadın/erkekte öğrenirsiniz!
Kırgın anlarınızda, küskün anlarınızda bile onu düşünür, onunla yer, onunla içersiniz. Onunla geceyi kapatır, onunla güne uyanirsiniz! Onun yanınızda olmadığı zamanlarda bile, ona ait olan her ne varsa biriktirir albümler oluşturur, şiirler yazar, hayaller kurarsınız!
Çünkü siz mutluluğu henüz keşfetmişsiniz! Üstelik de bu mutluluk görece bir mutluluk deği.
Çünkü kendi bakış açınızı yok sayıp, herşeye onun gözüyle bakıyorsunuz! Acısıyla, tatlısıyla, kavgası barışması ve sarılmasıyla gerçek mutluluğa hoşgeldiniz!
Ömür geçip gitmek, yaşam bitmek üzeredir! Zamanınız kısıtlı, sevmek için VIP bileti tükenmek üzeredir! Elinizi çabuk tutun!
Efkan ÖTGÜN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.