DİN İLE SÖMÜRÜLME
DİN İLE SÖMÜRÜLME
İnsanlarımıza hiçbir zaman gerçek din öğretilmemiştir. İnsanlar üzerine din dışı inanç çeşitlilikleri karabulut gibi çökertilmiştir. Din safsataları ile insanlar benzeri yalanlarla icat ettikleri şeyhlik, falcılık, türbedarlık, tekkeçilik, çelebilik, dervişlik, evliyalık, ermişlik ve din adamlığı unvanları ile biat kültürü yaratılmıştır. Bu ve benzeri unvanlar ile biat ettirilen veya mürit yapılan din cahili kimseler bu gibi vasıfları sayesinde sömürülmüşlerdir.
Geçmişten ünümüze İslam’ı bilmeyen toplumlar üfürükçü, falcılar ce muskacılık denilen kimselerce maddiyat kapısını meslek edinenlerce sömürülüp kendilerine biat ettirmişlerdir. İnanç ve iman açısından vicdani karakteristik yapılarını davranışlarını bu sömürücü din tacirlerinin etkisinde kalarak onların etki alanına girmişlerdir.
Başlarında sarık yüzlerinde sakal ile kendilerini seyit yerine koyarak peygamber soyundan oldukları yalanlar ile insanları aldatarak çıkar kapısı yaratmışlar. Kimileri kendisini din ulema yerine koymuş kimisi kendisini inanç dedesi yapmış kula kulluk ettirilmeyi becererek insanlar dinini öğrenmesinden uzak bırakılmışlardır. Bütün bunlar din öğretimi bahanesiyle maddi sömürü olarak kullanılma amaçlı olmuştur.
İnsanlarımızı yanlış yola sevk eden soysuz takımı bilirsiniz ki çok kereler din perdesine bürünüşler. Saf ve temiz insanlarımızı hep din kuralları sözleriyle aldata gelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz ve üzerinde düşünümüz ki milleti mahveden, esir eden harap eden fenalıklar hep din örtüsü altındaki küfür ve kötülüklerden gelmiştir. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Din ticareti ile uğraşanlar fakirliği överler. Cennete ilk kabul edilecek olanlar fakirler ve şükredenler diye saçmalıkları savunurlar. Bu şekilde konuşanlara bakınız bir eli yağda diğer eli balda olanlardır. Oturdukları hanelerine bakarsanız birer küçük saray veya köşk görünümündedir. Bunlar insanları yalanları ile dinide kullanarak sömüren aslında müşrik takımlarıdır. Dinin kitapları çalışmayı helalinden kazanmayı, zenginleşmeyi, israftan kaçınmayı önerir.
Buradaki zenginleşmek zevki sefa sürmek için biriktirmek değildir. İnsanlık hizmetinde kullanmak ihtiyaç sahiplerine infakta bulunmak düşkünlere yardım etmek içindir. Bilime sanata önem vermek veya bu gibi faaliyetlerde bulunanlara destek olmaktır. İslam din olarak insanların nasıl giyineceğine saçına ve sakalına karışmaz. Hele son zamanlarda icat edilen türbanın da sin ile alakası yoktur. Siyasetçilerin oy uğruna uydurdukları saçmalıklardır.
Allah kullarına ibadet konusun da bile emir vermez. Eğer ibadet yapmanız duada bulunmanız yakarışınız olduğunu hissettiğiniz zaman bana ibadet ediniz kula kulluk etmeyiniz diyor. Mecburiyet emri baskıcı tehdit edici emri yoktur yaratanın. Nasıl ne şekilde ibadet edileceğine de karışmaz. Allah kullarından insan olmanın erdemine uygun yaşamayı, temizliği, çalışkanlığı emreder ve bekler. İnsanlar genelde ne yazık ki İslam inancından sömürü din tacirleri vasıtasıyla uzaklaştırıldılar. Allah’ın kitaplarında belirtilen uyulması gereken vahiyler bu günkü yaşanan din anlayışı değil.
Ne yazık ki inandım diyenler kendilerini dinin adamı sayanların söz ve söylemlerine aldanıp onları Allah emri zannederek inanç zafiyetine düşüyorlar. Bilmeden aslını kavramadan uydurulan dinin peşine takınılıyor. Böylece inançlarımızı hastalıklı kılıp vicdanımızı felç ederek köreltmiş oluyoruz. Bunun sonucunda din ticaretini meslek edinmiş dinin adamı zannedilenlerce maddi açıdan sömürülüp soyuluyoruz.
Etrafınıza serbestçe bakınız inceleyin araştırın sizlere fakirlik edebiyatı sununlar sabretmenizi önerileri nutku atanlar, bu gibi yaşamın peygamber sünneti olduğunu ileri sürenler yoksulluk ve fakirlik içinde mi yaşıyorlar. Bir kere peygamber asla fakirlik içinde yaşamamıştır. Hali vakti yerinde olarak yaşam sürdü. Övgülere konu olan dört halifelerde zenginlik içinde hayat sürdüler.
İslam dini kuldan utanmayan, ar damarları çatlamış, nursuz, Allah korkusu olmayanların ağızlarından iman din Allah ve peygamber sözleri düşürülmeyenler bu yolla sömürü işlemlerini sürdürüyorlar. İslam dinini dünyevi menfaatleri için kullanan din simsarlarına dur diyerek maddi çıkar uğruna pislenen kirli ellerinizi dinden ve biz temiz vicdana sahip olanlardan uzak tutmanız demenin zamanı çoktan geldi ve geçiyor
Allah’ın bir kulu olarak seni dini, inanç ve iman konusunda yargılamaya çalışan zındıklara dur diyerek sen kimsin de beni inancımdan dolayı sorguluyorsun. Sen kendini Allah’ın vekili mi zannediyorsun yoksa onun sorgu memuru musun demesini bilmeliyiz. Şirk batağında debelenen bu gibilere menfaat uğruna din pazarlayanlara bu gibi şirk ekip biçenlere dur demeliyiz. Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır diyen bu şeytanlaşmış maddiyat simsarları bizzat iblisin emir erleridir.
Bu âlemi ve içindekileri üzerindekileri yaratan güç Allah’tır. Allah’tan korkmamak gerekir. İnsanları Allah ile korkutanlara inanmamak gerekir ve bu gibilerden uzak durulması önemlidir. Allah’ın emirlerine, buyruklarına ve yasakladıklarına uyulduğu sürece insan olarak korkulacak bir durumun olmadığı bilinmelidir. Kul olarak gerçekler insanlara anlatılır öğretilir ise Allah ve kuranın insanı çarpmayacağı, yaratanın sevgi ile yarattığına yaklaşacağını bilmek gerekir. Çünkü hiçbir kulunu Allah ve kuran çarpmaz. Böyle yapılan yeminlerde sinen yersizdir. Kalben ve vicdanen gerçeklerden ayrılmadan yaşam sürdürülürse o zaman İslam’ın sıcaklığına ulaşılır.
Dini geçim ve menfaat kapısı yapanlar insanları korku ve din zulmü şarlatanlığı yaratarak daha kolay sömürürler. İnsanlar dini gelir ve sömürü aracı yaparak kullananların peşine takılarak gerçek inançlarından uzaklaşıyorlar. Gerçekte dindarlıkla ilişkisi olmayan bazılarının dini zaaflarına ve hassasiyetlerine düşkün kimseleri din ile aldatarak din adamıyım yalanları ile de süsleyerek maddi çıkar sağlayan, sömüren kimseler din simsarlarıdır.
Hiç kimseye hangi kitaba ve hangi Resule inanıp peşinden gidip dinini yaşarsan yaşa başkalarının araya girerek yönlendirmeleriniz, güdülmeleriniz hakkı kimseye verilmez. Kul ile Allah arasına kimler girerse girsin bu direk olarak dine ihanettir.
Bırakınız uydurulmuş din pazarlayanların peşinden gitmeyi. Gerçekler neden sizleri ve sizler gibi başkalarına biat edenleri kızdırırlar. Bu davranış biçimi bağnazlık değil midir? Senin inancın sadece seni bağlar. Başkalarına gerçek mümin kimse haklarına, özgür düşüncelerine inandığı gibi yaşamalarına neden müdahale edersiniz. Kendi inancını başkalarına zorla ve direnme yoluyla kabule zorlama. Kim olursa olsun herkese saygılı olmayı bilmek gerekir.
Ne peygamber zamanında nede meşhur dört halife zamanında ne bir tarikat bede bir dinsel cemaat nede her hangi bir dinci oluşumdan söz edilmemekte iken günümüz de bu gibi din kurumlaşmalarından geçilmiyor. Çünkü din olarak ilk emir olunduğundan bu güne denk böyle saçmalıklar yoktur ve İslam bu gibi durumları ret eder.
Durmuş Karabağlı
YORUMLAR
Uzun mesele.Yıllarca yazılır çizilir.Amma kimse okumaz.Cenneti kazanmanın yolunun para olduğunu sanıp dökülür saçılırlar.Yüklü bağışlar yaparlar bir yerlere.Demezler mi insana komşun aç mı tok mu hiç sordun mu diye?.
Nereye harcanıyor toplanan onca para diye?..kellim kellim layenfa..
:)) sakın amin demeyin dua değildir.