- 238 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Nereden nereye
1950 lerde - hatta 60- koca köyde iki radyodan biri bizim bataryalımızdı
direklerden anten telleri tahtadan bavul büyüklüğünde bi şey
sesin o bavul içinde küçük küçük insanlardan sanıyorduk
çocuk aklımızla. en çok türküler hele yurttan seslerde odamız dolardı
o dakikalarda sessizlik olurdu, sonra sohbetler başlardı, çobanlık anılarına
kar kış kurt köpek çekişmelerine bayılırdık
sobada koyun kermesi yanıyor üstünde koca çaydanlık közü mangala çekilir
varsın dışarıda soğuk olsun ya da kar yağsın
anam kuru dutlu kavurga hazırlamış orta yerde tahta yer masanın üstüne tepsiyle
konurdu. konukların keyfi bir başka olurdu elbet...
sohbet uzayınca biz uyuklardık halı sergi yün minder kıvrılırdık anam üstümüze
bi şeyler örter uyurduk öyle...
daha sonra yatsı saatları acans dedikleri haber saatine yakın giden giderdi
çünkü ajans saatinde babam pür dikkat kesilir kutunun içine girecek gibi kulak verir
dinlerdi. bir devlet büyüğü bakan hele başbakan ya da cumhur başkanı konuşacaksa...
’ hele susun koca bakan başbakan...konuşuyor -ya da konuşacak - der çıt çıksın istemezdi.
şimdilerde ise tv.yi, ya kapatır ya da başka kanala geçiyoruz biz büyükler.
düşündükçe ’hey gidi hey nereden nereye geldik’ demekten kendini alamıyor insan.
06.04. 2023
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.